Telefon ettim перевод на английский
404 параллельный перевод
Sana telefon ettim.
I got your telephone call.
Beş saat önce telefon ettim, mesajı şimdi veriyor.
I phoned five hours ago and he gives you the message now.
Tracy'ye telefon ettim, ama telefonu açan olmadı.
I telephoned Tracy, and her phone didn't answer.
İskoçya'dan Roy'un kaldığınızı söylediği otele telefon ettim ayrıldığınızı söylediler.
By the way, I telephoned you from Scotland to the hotel... where Roy told me you were staying. They said you'd gone away.
Adamıma telefon ettim, o da herkesi arıyor.
I phoned my man, and he's calling everyone.
Amirlerime telefon ettim. Dürbün ihalesindeki yardımınıza çok müteşekkirler.
They're very grateful to you for your assistance with the binocular contract.
- O yüzden telefon ettim.
- That's why I telephoned.
Ama telefon ettim.
But I called.
Ben evine telefon ettim, 12.00 de konuşuyorduk.
I telephoned over to his home, spoke to him at 12 : 30.
- Sonra Warren'a telefon ettim.
- And then I called up Warren.
Bay Figlia'ya telefon ettim. Ödediğini söyledi.
I telephone Mr. Figlia in San Francisco.
Bay Dowd'ı bulunca size ben telefon ettim Yargıç Gaffney.
I telephoned you, Judge Gaffney, right after we picked up Mr. Dowd.
Ben de Bay John'a telefon ettim, o da ondan alacağını söyledi.
So I phoned Mr John and he agreed to pick it up.
Sana telefon ettim.
Telephoned you in Los Angeles.
- Sana daha önce telefon ettim.
- I phoned you earlier.
Dün gece kocama anlatıyordum, ona telefon ettim, yani, ta Almanya'ya.
I was telling my husband last night, telephoned him, you know, all the way to Germany.
Oraya kendim telefon ettim.
I called there myself.
Ben de sana sormak için telefon ettim.
That's what I called to ask you.
Bu sabah telefon ettim.
I called this morning.
Sizinle buluşmak için ben telefon ettim. Sizi dün akşamki partide gördüm.
I telephoned you to meet me here... because I saw you at the party last night.
Polise 3 kez telefon ettim, haber yok.
I phoned the police three times. Not a sign.
Paltomu bile çıkarmadan nişanlıma telefon ettim.
Before I even took my coat off, I telephoned my fiancé.
Öğrendiğimde düşüp bayılmadım. Ona telefon ettim...
- I didn't drop dead, I called him...
Oh, telefon ettim, ama kimse açmadı.
Oh, I telephoned but nobody answered.
Öğle yemeği zamanı annene telefon ettim.
I phoned your mom's at lunchtime.
Tunus'a telefon ettim.
I phoned Tunis.
Defterini tamamen dürmek için Jack Schnee'ye telefon ettim.
To finish you off, I called up Jack Schnee.
- Telefon ettim.
- Making a phone call.
Ben locamdan telefon ettim.
I made the call from this booth, from that phone.
Evet, Sydney Avustralya'ya ben telefon ettim.
Yes, I placed a call to Sydney, Australia.
Generali telefon ettim.
I telephoned the general.
Telefon ettim.
I made the call.
İşe geç kaldım ve şefime telefon ettim.
Then I was late, and I called my supervisor.
Bana bu özel öğretmenin adını verdiler... ben de telefon ettim... bana Cumartesi gelmemi söyledi... benimle gelmek için zamanın olduğunu... sanmıyorum, ama gelirmisin?
They gave me the name of this tutor... so I called him up. He told me to come over on Saturday. I don't suppose you'd have time... to come over with me, would you?
Gerçek şu ki, şu Kennedy denen adama telefon ettim ve ona benim için bir şeyi kontrol etmesini rica ettim.
The fact is that I called this fellow Kennedy and I asked him... to check out something for me.
Doğru zamanda mı telefon ettim?
Did my telephone call come at the right time?
Ben kendim saraya telefon ettim.
I personally phoned the palace.
Koleji bitirme sınavına girdiğin gün sana Guam'dan telefon ettim.
I phoned you from Guam the day you graduated.
Fakat ben az önce telefon ettim ve karısını yakaladım.
But I just called and got a hold of his wife.
- İçeri gir. Telefon ettim, yoktun.
I tried to call, but you weren't in.
Daha evvel telefon ettim Arabadayken.
I had a phone call before... in the car.
Ben her şeyi yaptım, ablanı aradım, eşine telefon ettim.
Honey, I called your wife and sister.
Berlin'deki dairesine bizzat ben telefon ettim, az önce de getirdiler.
I put the call through myself... to his Berlin apartment, they just picked him up.
Triana'ya telefon ettim.
I phoned the Triana.
Sık sık telefon ettim sana.
I called you quite often.
Görüyorsunuz, Bay Jessup'u Bay Caldwell'e telefon etmeğe ikna ettim, Caldwell'in sizinle irtibat kuracağını biliyordum.
You see, I persuaded Mr. Jessup to telephone Mr. Caldwell, knowing that Caldwell would contact you.
Acaba kocanız telefon filan etti mi diye merak ettim.
I wondered if your husband had phoned, or anything.
Telefon ettim.
A popular girl.
Her neyse, o telefon konuşmasını yapmakta ısrar ettikten sonra, bir şekilde onu yatağına götürmeyi başardım, ve burayı eve gitmek üzere saat 03 : 00'te terk ettim.
- I was talking to your daughter. She told me that most of his files were at the office and not at your house. So?
Her yere telefon ettim cevap veren olmadı. Biraz daha sabredin.
A little more patience.
Bakkalımıza telefon bile ettim, kabarık hesabımız yüzünden biraz sabırsızlanıyor.
I've even phoned our grocer, he's a bit impatient over our large bill.
ettim 71
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefon et 35
telefonda 73
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefon et 35
telefonda 73
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon var 19
telefon yok 49
telefona cevap ver 23
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefon çalar 36
telefonum yok 16
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon çalışmıyor 23
telefon yok 49
telefona cevap ver 23
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefon çalar 36
telefonum yok 16
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon çalışmıyor 23