Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Z ] / Zavallım

Zavallım перевод на испанский

2,877 параллельный перевод
Zavallım benim, ne zannetmiştin ki!
¿ Que se puede esperar de ese idiota?
Zavallım.
Pobrecita mía.
Zavallım benim.
Tiene resaca. Pobrecito.
Benim zavallı kasaba halkım!
¡ Mis conciudadanos!
Zavallı mevcudiyetini onaylamak için erkekten erkeğe atladığını mı?
¿ Qué? ¿ Que tienes que ir de hombre en hombre para validar tu patética existencia?
- Tanrım. Zavallı çocuk.
- Virgen santa.
Zavallı hanımımı da, daha önce kocanı da!
A mi pobre señora ¡ y antes de ella a su marido!
Aptalca bir ismi olan zavallı bir bar açmak mı?
¿ Para qué, ser propietario de un bar de perdedores con un nombre estúpido? ¿ Me buscaste en Google?
Bir şekilde para bulacağım ve Jerry gibi çaresiz, zavallı insanları koruyabileceksiniz.
De una u otra forma, conseguiré el dinero, y así podrás proteger a Jerry, y al resto de los patéticos inútiles de esta ciudad.
Tanrım. Zavallı Rebecca.
Oh dios, pobre Rebecca.
- Gerçekten, şu zavallı ufacık yaşlı kadının binayı patlatacağını mı düşünüyorlar?
- ¿ En serio piensan... que esa ancianita va a volar el edificio?
O benim hassas bölgemi düşünürken, ben de "Zavallı Charlie" seksinden faydalanacağım.
Recibiré un poco de sexo al estilo "pobre Charlie" con ella teniendo muy presente mi zona delicada.
Bu zavallı kızımızın şansına, bazı şeylerin modası hiç geçmiyor.
Afortunadamente para esta damisela esas cosas nunca pasan de moda.
Saçım bile ağrıyor. Zavallı.
Me duele hasta el pelo.
Thurston'un bilmediği şey ise, gri takım elbise giyen adamın katil değil de, Rolly'nin kurtulması için elinden geleni yapan, yanlış zamanda yanlış yerde bulunan zavallı bir adam olduğuydu.
Lo que Thurston no sabía era que un hombre de traje gris no el asesino sino un pobre diablo en el lugar y momento equivocados hacía todo lo posible por salvar la vida de Rolly.
Eğer bunca zaman hayalini kurduğu mükemmel anne buysa... Tam bir zavallıyım.
Digo, si ésta es la mamá perfecta con la que siempre ha soñado, entonces soy todo un perdedor.
İkiniz de zavallısınız! Merhaba, benim adım Jackie. Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım.
¡ Sois jodidamente patéticos, ambos! Hola, me llamo Jackie.
Zavallı ölü bedenin etrafında küçük bir dans yapacağım.
Voy a bailar alrededor de tu patético cuerpo sin vida.
Salih zavallı validemi derhal bulmam lazım.
Salih... Tengo que hallar urgentemente a mi pobre madre.
- Tanrım, bir yıl oldu zavallı ailenin yaşadıklarını düşünsene.
Oh, Dios. Un año después Imagina lo que esa pobre familia estará pasando.
O zavallı şirret kadından, sadece dünyanın geri kalanının da aynı onun gibi olduğunu öğrenmek için mi boşandığımı söylüyorsunuz?
¿ Me estás diciendo Que me divorcié de esa miserable musaraña de una mujer Sólo para saber que el mundo entero
Doğru, pardon. Sadece zavallı mı? Belgeleri topladığınızda bir daha görüşelim.
Sí, por supuesto, perdón. se acerca por aquí.
Zavallıca mı?
¿ Patético?
Ben o zavallı, ezilmiş kadın hademeleri taşıyan şu milattan kalma tipte aletlere gönderme yapıyorsun sanmıştım.
¡ Creí que te referías a una clase de aparato grande que lleva a las pobres y menospreciadas señoras que reparten el almuerzo!
Bahse varım yine o zavallı keseli sıçanı taciz ediyordur.
Apuesto a que está asediando a esa pobre zarigüeya de nuevo.
Tanrım, çok zavallı görünüyor olmalıyım.
Dios, debo parecer una perdedora.
O zavallıları dondurucudan çıkarmalıyız sanırım. Onları kaçırmalıyız.
Sacamos a esos pobres inocentes del congelador, supongo... los dejamos escapar.
Zavallı yaşlı bir adamım
Ten piedad de este viejo
Bu kız. Bu zavallı kız. Bu, bu benim hatam tamam mı?
Esa chica- - Esa... pobre chica.
Tanrı güverte altındaki zavallılara yardım etsin.
Que Dios ayude a los pobres diablos de las cubiertas inferiores.
Ne kadar şanssız ve zavallı olduklarına bakar mısın?
¿ Para ver lo pobres y miserables que son?
Bu zavallı, pis şehirde yönetim değişikliğine ihtiyaç var mı?
¿ No cree que vendría bien un cambio en la dirección cívica de esta triste, escuálida ciudad?
Ya da : " Zavallı Mike.
O d ¡ cen : " Pobre M ¡ ke.
Zavallı Brian'mı? !
¿ Pobre Brian?
İnsanlar bana neden böyle davranıyor anlamıyorum. Sanki zavallıymışım gibi.
Simplemente... no entiendo por qué todo el mundo sigue tratándome como si fuese un perdedor o algo.
Yüce Tanrım, nasıl olabilir? Zavallı Clarkson.
Querido Dios, ¿ cómo pudo suceder esto?
Bırakın zavallılar gitsinler. - Bırakalım mı?
- Deja que se vayan los probrecitos.
Benim zavallı, tatlı Leydi'm.
Mi pobre y dulce señora.
Bu zavallı güruha kaldım.
No he conseguido nada de eso. Terminé con este lamentable grupo.
Mesela bu zavallı kadını ele alalım.
Mire a esta pobre mujer, por ejemplo.
Karım doğrulayacaktır... Peki, bu zavallı çocuk, teyzesinin nerede yaşadığını sorduğunda ne olacak?
Mi esposa lo confirmará... y ¿ qué pasó después cuando ese pobre muchacho te dijo donde vivía su tía?
Zavallıca Gotham şehrinde olmayan bir şeydir sanırım.
Es otra cosa que quizás no tengan en la triste Ciudad Gótica.
Bodruma, orası çok fazla ışık almıyor bu yüzden zavallı çiçeğimi yukarıda bırakmak zorundayım.
Al sótano,... donde no hay mucha luz solar... Así que tendré que dejar mi pobre planta arriba.
Sanırım bizim gibi zavallılarla takılmak istemedi.
Supongo que no querrá estar con unos perdedores como nosotros.
Ben de sıradan bir Glee zavallısıyım sadece.
Ahora soy otro perdedor de Glee.
O zavallılara cehennemi yaşattım.
Ajá. Esos pobres bastardos, les hice pasar un infierno.
Şimdi de, yardımımızı bekleyen o zavallı yaratıklar hakkında kısa bir filmimiz var.
Shh Ahora, una película corta sobre las lamentables criaturas que necesitan de nuestra caridad.
Zavallı karım. Timothy'nin cesedini havuzda o buldu.
Mi pobre esposa encontró el cuerpo de Timothy en la piscina.
Televizyoncular o zavallı rahibeyi zorla uçurduklarında Los Angeles'a inancımı kaybettim.
Renuncié a Los Ángeles cuando pusieron a la monja a volar.
Ancak, aklımızın almadığı bir şey var senin gibi zavallı Blair Waldorf'a onun tepesini bu kadar attıracak ne yaptı da biz tüm gün boyunca seni takip etmek zorunda kalıyoruz.
Pero no entendemos algo. ¿ Qué le hizo una nadie como tú a Blair Waldorf para enfurecerla tanto que tuvimos que seguir a la perdedora?
Hayatım, Russell ; olgunşmamış zavallı ucubenin teki.
Cariño, Rusell es un inmaduro, patético, pequeño gnomo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]