Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Ü ] / Üst kat

Üst kat перевод на испанский

685 параллельный перевод
- Anladım. En üst kat 14 numara.
¡ Oh, él está en la habitación 14, en el último piso!
Giriş katındaki ağıldan, üst kattaki mutfak ve bir odadan oluşuyor.
Se compone de un establo en el piso inferior y, en el primer piso, de una cocina y una habitación.
Daha çok bir üst kat hizmetçisi gibi davranıyorsun evin hanımı gibi değil.
Te comportas como una mucama de segunda... -... más que como la dueña de casa.
Git üst katı temizle.
- Limpia arriba. - Sí.
Bir hanım üst kat penceresinden arabaya seslenebilirdi ve araba hemen durup kadın pencereyi kaparken, şapkasını ve mantosunu giyip, alt kata inerken, şemsiyesini bulup, kızıyla yemek konusunu konuşurken ve evden dışarı çıkarken onu beklerdi.
Una mujer podía silbarle desde una ventana de arriba y el carro se detenía de inmediato y la esperaba mientras cerraba la ventana, se ponía su sombrero y su abrigo bajaba las escaleras, encontraba un paraguas le decía a la chica qué hacer para la cena y salía de la casa.
Bu üst katın koridorundaki Jenny.
Ésa es Jenny, arriba en el salón.
İşin doğrusu onu şu üst katın kapısından uzağa çekmeyi planladım böylece yalnız kalabilecektik.
A propósito, me ha costado Dios y ayuda que abandonase la puerta de arriba para que pudiéramos estar solos.
Evin üst katında yalnızca benim girebildiğim kilitli bir odada, masada ölü bir adam yatıyor.
Allen, en una habitación de la parte de arriba a la que nadie puede acceder, excepto yo, hay un hombre muerto sobre una mesa.
En üst kat. Yeteri kadar ışık alır. Fazlasıyla da mahremiyet sağlar.
Es el último piso, tiene mucha luz y resulta barato.
- Çatı üst kat kiracılarına ait, baba. Henny Gaddis hariç, hiç kimsenin oraya çıkmasına izin vermeyeceğim çünkü...
Como inquilinos del piso ahora el tejado es nuestro, y no dejaré subir a nadie excepto a Henry Gaddis, porque...
- Size üst katı göstereyim, efendim.
- ella... - Le enseñaré el piso superior, señor.
Heriflerin bazıları tam mankafa. Karşısında benzin istasyonu üst katında telefon santrali yan tarafında da hırdavat dükkanı olan bir yeri soymaya kalkacaklar.
Algunos atracan sitios que tienen cerca... una gasolinera con despacho y teléfono.
Geldik. En üst kat.
Aqui estamos.
Evet, altı numara, üst kat.
Sí, habitación 6, arriba.
- Oturduğum dairenin üst katında.
- Sigue. - Fueron los Kellerson.
Oturduğum dairenin hemen üst katında. Unutma bu mesele resmî değil.
No es una visita oficial, sé prudente.
Pencereleri, üst katı ve alt katı da.
Y los cristales de las ventanas de arriba y de abajo.
Lütfen, ben bir kilisenin üst katında yaşıyorum.
Por favor, vivo encima de una iglesia.
Bu sabah annem beni çağırdı. Babam üst katı genişletecekmiş.
Esta mañana me ha llamado mamá... y me ha dicho que papá piensa ampliar la casa.
Adınız Mrs.Lucia Colletti.Mr.and Mrs.Denver'lerde part-taym hizmetçi olarak çalışıyorsunuz... ayni zamanda da Mr.and Mrs.Brian Mullen'lerde... ayni apartmanda dairenin bir üst katında.
Es la Sra. Lucia Colletti. Es sirvienta a tiempo parcial de los Sres. Denver... y también de los Sres.
- Garajın üst katında.
- Encima del garaje.
Ben de üst katında oturuyorum.
Y yo vivo en el segundo piso.
Sadece biziz, üst kat komşunuz.
Somos los vecinos de arriba.
- En üst kat dostum.
- A la cima, muchacho.
18 yaşında bir kız. En üst katın penceresinden atlamış.
Una joven que se había tirado por la ventana.
- Hem alt, hem de üst kat var.
- Hay parte de arriba y parte de abajo.
Oh, ve bu Angelica. O, üst katın hizmetçisi.
Esta es Angelica, la mucama de arriba.
Sanırım bana sadece üst katın anahtarını göndermişler.
Me temo que sólo me dieron la del piso.
Bak, en üst kat.
Allá arriba, en el último piso.
- Binanın üst katındayız.
- Estamos en lo alto del edificio.
Moskova büyükelçilik binamızın en üst katındayım başkanım.
En el piso superior de la embajada en Moscú, señor.
Biliyorsun, Pringle's'ın eşya dükkanının üst katında.
Segundo piso, sobre la ferretería.
Gelin, on numara, üst kat.
Sígame. La número diez, arriba.
Evet, en üst kat.
Sí, en la última planta.
Sorgulanmak için bu binanın yani Serovno Hapihanesi'nin en üst katında tutuluyor. Bu bina, şehrin ana parkının hemen yanında.
Le están interrogando... en el último piso de este edificio, la prisión de Seravno, que está junto al parque principal de la ciudad.
En üst kat!
¡ Último piso!
En üst kat.
Último piso.
En üst kat, her zaman en üst kat.
El último piso. Siempre es el último piso.
Yukarısı! En üst kat.
¡ Arriba, último piso!
Paul, yukarısı, en üst kat!
¡ Paul, aquí arriba! ¡ Último piso!
Evet, buradan memnunum, en üst kat. Işık alıyor, aydınlık.
Aquí estoy bien, es el último piso.
Rudy, şu genel müdür yardımcın üst katı bu hafta. bitirmemizi istiyor.
Rudy, el vicepresidente quiere que acabemos el último piso esta semana.
En üst kat, sağdan sonuncu pencere.
En el último piso, la última ventana de la derecha.
- En üst katı boşalttınız mı?
- ¿ Ha evacuado el último piso?
Ritz'in üst katı mı, Joseph'ın yeri mi?
En el bar del Ritz o Joseph's.
Otelin en üst katına yerleşip, her gün hava alma saatinde onu izlersin.
Toma un cuarto en el último piso y salúdalo por la ventana.
Yani evin üst katını mı kastediyorsunuz?
- Quiere decir arriba, en la casa.
Nancy üst iki katı kullanmadıklarını söylüyor.
Nancy dice que no usan los dos pisos de arriba.
Sherry Towers genel müdürü olarak, New York'un en iyi otelinin en üst iki katının altın anahtarını size sunmaktan gurur duyuyorum.
Como gerente general de Torres Sherry, me honra otorgarle la llave de oro de los dos últimos pisos del mejor hotel de Nueva York.
İşte Aron podyumun en üst basamağında. Çiçekleri kabul ediyor. Bay Yamura da ona katılıyor.
Y ahí está Aron ahora, en lo alto del podio recibiendo un ramo de flores en compañía del señor Yamura.
O kalabalığın üst katında yaşayamam.
No podría vivir en ese alboroto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]