Daha çok genç перевод на французский
402 параллельный перевод
Hem de daha çok genç.
Si jeune...
Yapacak, daha çok genç.
- Il est si jeune.
- Ama Zan daha çok genç.
- Mais Zan est si jeune.
- Daha çok genç.
- Elle est jeune.
O daha çok genç, bizim kadar pişmiş değil.
Elle est encore jeune, pas aussi aguerrie que nous.
Daha çok genç Henry. Olay bu.
Il est jeune, c'est tout!
Daha çok genç. Kızlık çağının olağan görüntüsüne sahip.
Bien que très jeune, elle est normalement constituée.
Daha çok genç.
Ce n'est qu'une enfant.
daha çok genç. ona göz kulak ol.
Il est très jeune. Veillez sur lui.
Harold evlenmek için daha çok genç, üstelik kadın ondan büyük.
Harold est trop jeune pour se marier à une femme plus âgée.
- Davey daha çok genç.
Davey est trop jeune.
Daha çok genç. Bırakın onu.
Il est trop jeune pour mourir.
Daha çok genç.
Elle est trop jeune.
Kadın daha çok genç.
Elle est jeune.
Daha çok genç. Onun yerine ben içeceğim.
Kaédé est encore jeune.
Daha çok genç ; dolandırıcıları tanımıyor.
Elle est trop jeune pour savoir reconnaître un escroc.
Daha çok genç, Harry. Ve aklı havada.
Elle est très jeune, Harry, et pleine d'entrain.
— İzin verin, o daha çok genç.
- Non, la gosse va y aller.
- Hem o, hem de Asteğmen T'Su daha çok genç.
- Qu'allez-vous faire?
Karım benden çok daha genç ve hayat dolu.
Ma femme est plus jeune que moi, et plus vivante.
Genç Hunter bize çıtlattığından çok daha fazlasını biliyor.
Le jeune Hunter en sait bien plus qu'il ne le dit.
Ama o daha çok genç efendim.
Matsu, Kikunosuke ne joue pas bien.
- Çok daha genç.
- Très jeune!
- Büyükbaba. - Efendim büyükbaba. - Eğer 50 yaş daha genç olsaydım seni anında evleneceğin bu h -... evleneceğin ve sana çok iyi kocalık yapacak bu harika genç adamdan koparıp alırdım.
Si j'avais 15 ans de moins, je vous enlèverais à ce... parfait jeune homme qui sera un parfait mari.
Evin değeri bundan çok daha fazla ancak çok genç bir torunum var ve onun için bankaya koyacağım £ 1,200 içimi epey rahatlatacak.
Cette maison vaut bien plus que ça. Mais ma petite-fille est très jeune, et 1200 £ à sa banque me rassureraient beaucoup.
- Bir anda çok daha genç göründün. - Öyle mi?
Vous paraissez plus jeune tout d'un coup.
Norma Desmond 1 7 yaşında genç bir kızken, günümüz gençlerinden çok daha yürekli, akıllı ve iyimserdi.
- Bien sûr. Vous n'avez pas connu la jolie jeune fille de 17 ans qui avait plus de courage, d'esprit et de cœur qu'aucun jeune de son âge.
Genç olanlar daha çok sabırsız gibi görünüyorlar
Ces jeunes guerriers semblent impatients.
Çok. Fakat genç bir kızın teni her zaman daha seksidir.
Une peau de jeune fille est toujours plus jolie.
Stephie daha genç, daha çok şansı var.
Štefa a dix ans de moins.
Çok kötü. Daha genç bir adamsın.
Dommage, vous êtes jeune.
Genç adamın sözüne benim sözümden daha çok itimat ediyorsun.
Tu sembles mettre plus de confiance dans les mots de ce jeune homme qu'en moi, n'est-ce pas?
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
Vous etes gentil,.. .. mais j'envisage un mariage plus reluisant.
Tahmininden çok daha genç, değil mi evlat?
Il est plus jeune que tu croyais!
Genç hanım daha çok körpe. eğer aldatacak olursanız. kibar bir hanıma yapılabilecek en büyük ahlaksızlık olur.
Car la fillette est jeune et si vous jetiez le trouble en elle... ce serait maltraiter une demoiselle!
Olgun erkekler ve bayanlar çalışan, kibar ve lütufta bulunan genç erkekleri daha çok beğenirler.
Eh bien, tu le sais, mon vieux, Les dames d'un certain âge ont tendance à privilégier les jeunes garçons polis et serviables.
Sanırım biri çok daha genç biriyle evlendiğinde küçük bir paranoya vakası haline gelmeye eğilimli oluyor.
Quand on épouse une femme plus jeune on a tendance à être suspicieux.
Klinikte genç bir adamla konuşuyordum, kolunda öyle çok iğne izi vardı ki, bir iğne daha batıracak yer bulamıyordu.
J'ai parlé à un jeune homme à la clinique. Il avait tellement de traces d'aiguille qu'il ne savait plus où se piquer.
Çok iyi bir resim değil, fakat geçen gün burada genç biri vardı, belki de daha önceki gün.
Un jeune homme est venu l'autre jour.
Çok daha genç.
Beaucoup plus jeune.
Genç ve çok daha hassas olduğum yıllarda, babam aklımdan hiç çıkmayacak bir tavsiye vermişti.
" Quand j'étais plus jeune et plus vulnérable, mon père m'a donné un conseil. Je n'ai pas cessé d'y penser.
Karısı ondan çok daha genç olacak.
Il aurait une famille, bien sûr.
Genç kalmak için daha çok sevişen kadın. Ve eğer gençsen mutlusun.
Qui fait souvent l'amour, dit-on, reste jeune.
Kendisi çok genç daha.
Il est tout petit encore.
Çok daha genç!
Je vous donne moins.
Çok çok daha genç.
Bien moins que vous ne paraissez.
Benden çok daha genç biri, Bayan Kummer.
Elle est en tout cas beaucoup plus jeune que je ne parais.
- İlk olarak benden çok daha genç.
- Elle est bien plus jeune que moi.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Trop jeune, ça n'existe pas. C'est juste toi qui es trop vieux.
Yine de, eğer izin verirseniz bu genç adamın durumuyla daha çok alakalı olabileceğim.
J'aimerais bien entendre sa version.
Ne dersin, eğer ben de genç bir erkek olsaydım, - benimle daha çok vakit geçirir miydi?
En passerait-il plus avec moi si j'étais un garçon?
daha çok gençsin 24
daha çok 194
daha çok erken 62
daha çok var 40
daha çok var mı 21
çok gençsin 49
çok genç 55
çok gençti 20
çok gençtim 19
genç 232
daha çok 194
daha çok erken 62
daha çok var 40
daha çok var mı 21
çok gençsin 49
çok genç 55
çok gençti 20
çok gençtim 19
genç 232
genç kız 23
gençler 170
gençlik 25
gencim 23
genç bir kız 20
gençsin 79
gençken 53
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
gençler 170
gençlik 25
gencim 23
genç bir kız 20
gençsin 79
gençken 53
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
genç biri 17
genç mi 23
genç hanım 33
genç dostum 37
gençliğimde 18
gençtim 27
genç adam 490
genç biri 17
genç mi 23
genç hanım 33
genç dostum 37
gençliğimde 18
gençtim 27