Çok genç перевод на французский
3,122 параллельный перевод
Oh, Sarah, hayır. Sen hala çok genç ve hoşsun.
Tu es beaucoup trop jeune et jolie.
Ama ya sadece çok genç oldukları içinse?
Et si la raison était qu'ils étaient trop jeunes?
Chuck Finley dul kalmak için daha çok genç.
Chuck Finley est trop jeune pour être veuf.
Çok genç.
Il est si jeune.
Birinci bölüm, bizim bu özel konumuzda bizi dünyanın çok genç olduğu 4,5 milyar yıl öncesine götürür.
Dans notre cas, le 1er chapitre nous ramènerait 4.5 milliards d'années en arrière. Quand la Terre était vraiment toute jeune.
Buradaki herkes çok genç.
Tout le monde est si jeune.
Göründüğünden çok çok genç görünüyor.
Elle fait plus jeune que son âge.
Bunun için, kesinlikle çok genç. kıza gelecek olursak bahçe partisinden fırlamış gibi Stuart burada olmamalıydı!
Il est trop jeune pour ça. Elle se croit à une garden-party.
Ben yeni boşandım ve benden çok genç biriyle çıkıyorum.
J'ai divorcé récemment, et je vois quelqu'un qui est bien plus jeune que moi.
Sen çok genç ve güçlüsün anladım
Tu es fort et jeune. C'est clair.
Ben çok genç bir termitim!
Je suis trop jeune pour avoir des termites.
Sesin çok genç geliyor.
Votre voix parait très jeune.
- Çok genç olmalısın, öyle değil mi?
Vous deviez être très jeune.
Çok genç yaşta vefat etti.
Elle est morte jeune.
Seung Jo güvenilir olabilir ama henüz çok genç. O aslında...
donc il est aussi...
Çok genç ve gözünü para hırsı bürümüş.
Si jeune et si avide d'argent.
Daha çok genç.
Elle est encore jeune.
Ablam çok genç evlendiği için birlikte fazla vakit geçiremedik. Şimdi bir üniversite öğrencisiyim ve abime olanları unutmak istiyorum.
Unnie s'est mariée si jeune que nous n'avons pas passé beaucoup de temps ensemble. et j'aimerai faire une mise au point sur ce qu'il s'est passé avec Oppa.
Çok genç görünüyorsun.
Vous faites si jeune.
Saygıdeğer yargıç, müvekkilimin bu mahkemede bulunuyor olması, bizim adli sistemimizin, genç bir erkeğe, evinde gördüğünden daha çok değer görüyor olması, bu genç erkek için büyük bir şans ve onurdur.
Votre Honneur, envoyer mon client en centre de redressement signifie que notre système de justice criminelle accorde plus de valeur à la punition d'un garçon qu'à la valeur rédemptrice d'un vrai foyer.
Her türlü değerin genç ve yeni olmakla ölçüldüğü bu ülkede yaşlı bir kadın olmak çok utanç verici ve incitici, hele bir de genç ya da yeni olmadığının farkındaysan.
C'est gênant et humiliant d'être vieille dans ce pays où on ne valorise que le jeune et le beau. Des qualificatifs qui ne s'appliquent pas à moi.
Muhteşem, Fransız, sanatçı, ünlü, ve çok... genç.
Sublime, français, artiste, célèbre et tellement jeune.
Vergi kaçırıp, dolandırıcılık yapan ve benden çok daha yaşlı biriyle birlikte olmaktansa deliler gibi ve tutkuyla sevdiğim ve benden biraz daha genç bir sanatçı ile birlikte yaşıyor olmam ne kadar da korkunç bir hareket.
Quel manque de responsabilité de ma part de vivre avec un artiste plus jeune dont je suis passionnément et profondément amoureuse, au lieu d'avoir piégé un multimilliardaire plus vieux traînant je ne sais combien de chefs d'accusation d'évasion fiscale et de fraude postale?
Çok fazla genç görünüyordu.
Il avait l'air tellement jeune.
Meğerse iştahı kapanmasın diyeymiş. Genç yazar Ethan Barr'la çok önemli bir yemek randevusu varmış.
En fait, elle ne voulait pas manger, car elle avait un grand dîner pour un jeune auteur, Ethan Barr.
Genç kızlar çok ikna edici olabiliyorlar.
Les ados peuvent être persuasives.
Tatlım, aklı havada bir genç kıza göre bazen çok bilge davranabiliyorsun.
Tu sais que pour une ado, tu es... tu es très sage.
Amber, sen harika, yetenekli ve çok zeki bir genç kadınsın tamam mı?
Amber, tu es... une jeune femme géniale, talentueuse et très intelligente. D'accord?
Her üç cinayetin sorumlusunun aynı kişi olduğunu söylemek için henüz çok erken ama bu üç genç kadının ölüm şeklinin benzerliği de gayet açık.
Il est trop tôt pour affirmer qu'il s'agit d'une même personne, mais les similitudes de ces 3 affaires sont... évidentes.
Evlilik sözleşmesi mi? Âdetlerimizde olmadığını biliyorum ama bizden çok daha genç insanların bunu yaptığını biliyoruz.
Un contrat? de plus en plus de couples le font.
Yerini daha genç insanlar alacak diye çok öfkelendin, değil mi?
Vous êtes furax qu'il vous ait remplacé par des femmes plus jeunes, n'est-ce pas?
Daha çok genç.
Si jeune.
İki genç iş bitirici ile karşılaşana kadar temize çıktığını sanmış. Onlar çok önemli bilgiler elde etmişler.
Et il était tranquille jusqu'à ce qu'il croise deux fonceurs qui avaient tout compris.
Bayan Tucker, sizi bu genç soytarıya karşı korumasız bıraktığım için çok üzgünüm.
Mlle Tucker, je suis désolé de vous exposer à ces singeries.
Genç bir kızla çok zaman geçiriyordu.
Il passait beaucoup de temps avec une jeune fille.
tabi ki, başlamak için, O biraz karıştırmış bir genç kayıt olmadan oyun dağıtıcısını soyan. Silah doğrultmuş... evet, bu çok ciddi bir suç,
Eh bien, c'est un adolescent à la dérive, casier vierge, il a attaqué son dealer.
Çok fazla korku sezdim genç Anakin'de.
Beaucoup de peur dans le jeune Anakin, je ressens.
Bunlar için çok genç.
Elle est trop jeune.
O adama asılıyor ve biliyorum ki çok güzel ve genç bir kız arkadaşı var.
Elle fait des avances à cet homme, dont je sais qu'il a une très belle et très jeune petite amie.
Hayatta olduğun için çok şanslısın genç adam.
Tu as de la chance d'être en vie.
Çok genç işi.
Trop jeune.
evet, birden çok kurşun yarası olan genç bir bayan var ambulansa ihtiyacım var.
Adolescente, plusieurs blessures par balles. J'ai besoin d'une ambulance.
Bu işe bu kadar genç başlaman çok ilgimi çekti
- Tu étais jeune, c'est intéressant.
Çok şanslı bir genç bayansın.
Tu as eu de la chance.
Washington'daki genç bir stajyere göre çok insanla tanışmış.
Une june stagaire à Washington est appelée à rencontrer beaucoup de monde.
Seçimin çok zor, genç büyücü.
Votre choix est rude, jeune sorcier.
Çok mu genç?
De beaucoup?
Bence o genç hanımın çok mutlu noelleri olacak.
Je pense que cette jeune fille va avoir un très joyeux noël.
Düşüneyim. Mimarlık bürosunda yeni çalışmaya başlamıştım. Aktris olmaya çalışan çok güzel bir genç kız vardı.
J'avais commencé à travailler dans un cabinet d'architectes et il y avait une belle jeune fille qui prenait des cours de théâtre.
Mesela, "Saçların neden beyaz genç bayan çok tuhaf görünüyorsun." diye sorar.
elle dira : "Pourquoi avez-vous les cheveux blancs? C'est bizarre."
Çünkü insanların kazanmak için ömürlerini harcadığı... maddi pek çok şeye sahiptik. Bunu epey genç yaşta elde ettik.
On avait beaucoup de biens matériels que les gens mettent une vie à essayer d'obtenir, et on avait réussi à les avoir très jeunes.
çok gençsin 49
çok gençti 20
çok gençtim 19
genç 232
genç kız 23
gençler 170
gençlik 25
gencim 23
genç bir kız 20
gençsin 79
çok gençti 20
çok gençtim 19
genç 232
genç kız 23
gençler 170
gençlik 25
gencim 23
genç bir kız 20
gençsin 79
gençken 53
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
genç biri 17
genç mi 23
genç hanım 33
genç dostum 37
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
genç biri 17
genç mi 23
genç hanım 33
genç dostum 37
gençliğimde 18
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59