Durumu перевод на французский
21,569 параллельный перевод
Senin gibi bir psikopatın bu durumu anlamasını beklemiyorum.
Je ne m'attendrais pas à ce qu'un psychopathe comme toi comprenne.
- Durumu iyi mi?
- Il va bien?
Lucifer, durumu analiz etmemi istedin.
Vous m'avez demandé d'analyser la situation.
Şu durumu diyorum.
Ça, juste là.
İki ambulans lazım, Kod 4 durumu var.
Il faut deux ambulances, code 4.
Eti senin, kemiği benim durumu yani.
Jusqu'à l'os, en effet.
Durumu düzeltmek istediğini söyledi.
Il a dit qu'il voulait bien faire.
Aslında durumu hakkında biraz endişelendim.
Je suis inquiet de son état.
Hayati durumu stabil, beyni minimum aktivite gösteriyor.
Ses signes vitaux étaient stables, son cerveau montrait des traces d'activités minimales.
Durumu düzeltmem için bir fırsat ver.
Laisse-moi m'expliquer une seconde.
Beş dakika içinde durumu kontrol altına alıyorum efendim.
Je maîtriserai la situation en 5 mn...
Pekala, Başkomiser, bildireceğin herhangi bir şey var mı bu durumu yatıştırabilecek bir şey?
Donc, capitaine, avez-vous quelque chose à rapporter qui pourrait désamorcer la situation?
Yasal olarak, karşılıklı çarpışma durumu söz konusu.
Légalement, il s'agit d'un combat réciproque.
Birlikte çalıştığım bir öğrenci bu durumu yaşadı.
C'est arrivé à une de mes étudiantes.
İçinde bulunduğum durumu olağanüstü bulduğunuzu söylediğinizde bunu belki de anlayabileceğinizi düşündüm.
Quand vous avez dit que cette situation était extraordinaire, j'ai su que vous pourriez peut-être comprendre.
Durumu tamamen anlayabilmeniz için bunu da konuşmamız lazım.
Eh bien... On devrait en discuter pour que vous le compreniez bien.
Sosyal görevlinle bu durumu konuştun mu?
Alors as-tu parlé avec ton assistante social?
Üstünden geçmemiz gereken tek birşey kaldı faturanın durumu.
et donc la seule chose qui reste c'est la question de la facture.
Durumu daha da zorlaştıracak.
Ça va rendre ça plus dur.
Ayrıca Yüzbaşı Burk'un durumu da stabil.
Et Burk lieutenant et'dans un état stable.
Durumu Kurt, Green ve timleriyle idare edebilecek kapasitedeyim.
Je peux gérer avec Wolf, Vert et leurs équipes.
Durumu anlatır, sahnenin arkasındaki adamı anlamama yardımcı olursunuz.
Il pourrait... mettre à jour moi sur la situation, Et pourrait me aider à mieux comprendre l'homme derrière les coulisses.
- Diğer adamın durumu nasıl?
- Comment est l'autre gars?
Bir iş durumu vardı da.
Il a eu une urgence professionnelle.
Durumu ciddi.
Il est dans un état grave.
Aurora Cutlass'ın durumu nedir?
Où est l'Aurora Cutlass?
Şimdi, Aurora Cutlass'ın durumu nedir?
Où en est l'Aurora Cutlass?
- Şehrin şu anki durumu ne?
Dans quel état est la ville?
Şehrin şu anki durumu ne?
Dans quel état est la ville?
- Bu durumu düşünmeyi beklemiyordum.
Je ne m'attendais pas à devoir l'être.
Babanızın nadir genetik bir durumu vardı.
Votre père a un précurseur génétique très rare qui nous a permis...
Annenin durumu kötüleştiği için evine geri dönmek zorunda kalmıştın.
Et vous avez dû rentrer à la maison pour prendre soin de votre mère.
Bu durumu kontrol altında tutmalısın.
Vous devez contrôler cette situation,
Durumu nasıl?
Comment est-il?
Bu durumu istediğim gibi hallederim.
Je vais gérer cette situation comme je l'entends.
Mevduatların durumu nedir?
Qu'est-ce qui se passe, avec les dépôts?
Çok sayıda koruma öldü, durumu ağır olan iki kişi yakın bir hastaneye götürüldü.
Deux des gardes du corps sont à l'hôpital dans un état critique.
Durumu nasıl?
Comment va-t-elle?
811 Fairhope'da 7-19 durumu söz konusu.
Je suis au 811 Fairhope.
Durumu kötü.
Il est dans un sale état.
Biraz dedikodu, hava durumu ve moda gibi.
Un peu de ragot, le temps, la mode.
Gerçek işimi yapmak yerine, burada senin kötü bir durumu daha kötü yapmanı engellemeye çalışıyorum.
Au lieu de faire mon travail, je suis là à vous convaincre de cesser d'empirer la situation.
Bu "acılı" durumu önceden düşündüm.
J'ai un coup épicé d'avance sur toi.
Durumu anladınız mı?
Voyez-vous ce qui est en train d'arriver?
Umalım da Wells'in durumu bizden iyi olsun.
Espérons que Wells y arrive mieux que nous.
- Durumu istediğin gibi abartırsın.
Fais-en une super production.
Açıkta sıvı tehlikesi yoktu, Dr. Cannerts. Riskli bir temas durumu da yoktu.
Aucune exposition à des fluides, Dr Cannerts, aucun contact risqué.
Oradaki adamın durumu kötü müydü?
Ce gars là-bas, c'est grave?
1500. saatte birinci hastamızın durumu kötüleşti.
À 15 h, l'état du patient zéro a empiré.
Durumu dengesiz olabilir.
Il peut être instable.
O şu an durumu kavramaya çalışıyor.
Il processe.
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durumu nedir 24
durumunuz nedir 41
durumu nasıl doktor 17
durumu ciddi mi 19
durumumuz nedir 28
durumu kötü 16
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durumu nedir 24
durumunuz nedir 41
durumu nasıl doktor 17
durumu ciddi mi 19
durumumuz nedir 28
durumu kötü 16
durumu nasıi 19
durum 69
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durum 69
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25
durum şu ki 22
durum böyle 16
durum kontrol altında 18
durum şöyle 25
durum kötü 35
durum ne 42
durum ciddi 25
durum şu ki 22
durum böyle 16
durum kontrol altında 18
durum şöyle 25
durum kötü 35