Içimden bir ses перевод на французский
1,134 параллельный перевод
Çünkü içimden bir ses o meşhur iyi huyumu kaybetmek üzere olduğumu söylüyor.
Sinon, je sens que je vais perdre ma gentillesse légendaire.
Ama içimden bir ses senin özel biri olduğunu söylüyor.
- Bien sûr. Mais j'ai le sentiment que tu es quelqu'un.
O'Doyle, içimden bir ses, bütün ailenin başı dertte diyor.
O'Doyle, j'ai l'impression que toute ta famille va plonger.
Ama içimden bir ses, kötü bir karar vermek üzere olduğumu söylüyordu.
Mais un frisson dans le dos me disait... que je faisais une erreur.
- Hayır diyorum. Ama içimden bir ses evet diyor.
Je dis non, mais je penche pour le oui.
Ona gırgır olsun siye az bir para söyleyecektim ama içimden bir ses beni durdurdu.
J'allais lui vendre pour une bouchée de pain, au lieu de ça, je lui dit :
Chloe ve Susie'yi ziyaret için gittiğimde... ... içimden bir ses, şu anda orada olmam gerektiğini söyledi.
Quand je suis allée là-bas pour voir Chloé et Susie, j'ai senti que ma véritable place était auprès d'elles.
Nedenini bilmiyorum ama içimden bir ses gelecek sefer kazanamayacağını söylüyor.
Je sais pas pourquoi, mais j'ai le sentiment qu'il échouera à la prochaine.
Yani içimden bir ses onları komşuluktan atmamımı söylüyor?
Qu'une partie de moi veut aussi les expulser du quartier?
Sayın Büyükelçi içimden bir ses bu astroidlerin gezegeninize şans eseri çarpmadığını söylüyor.
J'ai l'impression que ces astéroides ne tombent pas chez vous par hasard.
Senin için değil, içimden bir ses.. ... mahkemede jüriyi benim suçum olduğuna ikna edebileceğini söylüyor.
Non pas que je ne le pourrais pas, mais quelque chose me dit que vous pourriez convaincre le jury que c'était de ma faute.
Sanırım içimden bir ses ofiste çok fazla melodram döndüğünü söylüyordu.
ça suffit, les affaires de coeur.
Bu kadar mı? İçimden bir ses diyor ki... fiyatı düşüreceksiniz.
J'ai comme l'impression que vous allez... laisser tomber ces poursuites.
İçimden bir ses eski adama ciddi bir şans daha vermemi söyledi.
Une voix me dit qu'il est temps d'essayer sérieusement.
İçimden bir ses daha uzun bir süre benimle uğraşman gerekecek diyor.
Quelque chose me dit que vous allez devoir me supporter encore longtemps.
İçimden bir ses, buradan çıksak iyi olur diyor.
Je crois qu'il ne faut pas rester là.
İçimden bir ses kutlamaya daha çok uzun zaman var diyor.
Quelque chose me dit que ce n'est pas demain la veille.
İçimden bir ses peşini bırakmayacağını söylemişti.
Je savais que tu n'en resterais pas là.
İçimden bir ses, ondan bu kadar kolay kurtulamayacağını söylüyor.
Quelque chose me dit qu'il en faudra plus que ça pour s'en débarrasser.
İçimden bir ses, papazın vaaz vermeyi bırakamayacağını söylüyor.
Je pense que le pasteur ne va pas pouvoir renoncer à ses sermons.
İçimden bir ses konunun işle ilgili olmadığını söylüyor.
- Non, rien à voir avec son travail.
İçimden bir ses seksin, sen ve Amanda'nın balo fantezinizde yer almadığını söylüyor.
Quelque chose me dit que le sexe ne fait pas partie de votre rêve du bal de promo avec Amanda.
İçimden bir ses bana öyle diyor...
Juste un murmure soufflé par mon "Ghost".
İçimden bir ses yanlış yolda olduğumu söylüyor. Yani ben de pek sevimli sayılmam artık.
Maintenant, c'est comme si quelqu'un murmurait dans mon cœur, et disait que je ne peux plus continuer comme ça.
İçimden bir ses Willie'nin herhangi bir zamanda tahmin bile edemeyeceğimiz bir şekilde geri gelip bizi öldüreceğini söylüyor.
Quelque chose me dit que Willie va revenir d'un moment à l'autre, sous un autre aspect et nous tuer de façon inimaginable.
İçimden bir ses General Martokun şu Klingon görev gücü hakkında tüm gerçekleri açıklamadığını söylüyor.
Le général Martok ne me dit pas tout sur cette force d'intervention.
İçimden bir ses önümüzdeki günler senin için olağanüstü geçecek diyor.
J'ai le sentiment que les prochains jours seront extraordinaires pour vous.
- İçimden bir ses böyle söyleyecek diyordu.
- Je savais que vous diriez ça.
İçimden bir ses hayır dememi söylüyor ama demeyeceğimi biliyorsun.
Quelque chose me dit que je devrais dire non, mais j'accepte.
İçimden bir ses bana Kaptanın katılmak zorunda kalmamak için bu görüşmeleri bu güne ayarladığını söylüyor.
Le capitaine a fait en sorte que ces négociations tombent en même temps.
İçimden bir ses sandığınızdan daha yakında olduklarını söylüyor.
Quelque chose me dit qu'ils sont plus près que vous ne le pensez.
İçimden bir ses diğerleriyle böyle değil diyor Dax ve sen veya sen ve Şef O'Brien arasında ama öte yandan onların dininde saygı duyulan biri değilsin.
J'ai le sentiment que ce n'est pas comme ça avec Dax ou avec le chef O'Brien. Mais vous n'êtes pas une figure religieuse à leurs yeux.
İçimden bir ses bunun planının bir parçası olmadığını söylüyor.
Quelque chose me dit que ça ne fait pas partie de votre plan.
İtiraf etmeliyim ki, içimden gelen küçük bir ses yüzünden, seninle konuştuğumdan beri ödüm kopuyor... bu küçük sesin şiddeti giderek artıyor.
Et depuis que je vous parle, cette petite voix devient plus forte.
İçimden gelen bir ses,
Mon instinct me dit que nous devrions aller à son secours.
- İçimden bir ses... anlatabileceği her şeyi anlatmadı diyor.
J'ai l'impression... pas autant qu'elle aurait pu.
İçimden bir ses diyor ki o nükleer Jeneratörü yarına kadar çalıştırmış olacaksın. - Evet, efendim.
Je croise les doigts pour que le générateur nucléaire soit prêt demain.
İçimden bir ses, Kazon'un arasında başka bir dostumuzun olmadığını söylüyor.
Mon instinct me dit que nous n'avons aucun ami parmi les Kazons.
İçimden bir ses Oraya ait olduğumu söylüyor.
J'entends, qui me lancine. "Tu es des leurs, c'est ainsi!"
İçimden bir ses bizi izliyorlar diyor.
Moi je crois qu'on nous regarde.
İçimden bir ses içeri girip itiraf etmek istiyor.
Une partie de moi me pousse à aller lui avouer.
İçimden bir ses bu işle bir ilgin olduğunu söylüyor.
Je crois que tu y as contribué.
Yaralıları var. İzin verildi. İçimden bir ses
J'ai l'impression que la guerre entre Klingons et Cardassiens s'est intensifiée.
İçimden bir ses dileğin gerçekleşecek diyor.
J'ai le sentiment que votre souhait va être exaucé.
İçimden bir ses, bu şekil değiştirene ne yaparsak yapalım, benden daha hoş bir mizacı olacağını söylüyor.
Quelque chose me dit que quelles que soient nos expériences, ce changeant aura de meilleures dispositions que moi.
Biliyor musun, uyurken burnundan ıslık gibi bir ses çıkartıyor, ve içimden diş fırçasını alıp burnundan içeriye kafatasına kadar sokmak geliyor.
Quand elle dort et que son nez fait ce sifflement, tu la secoues pour qu'elle arrête mais, ce que tu as envie de faire, c'est lui enfoncer sa brosse à dents dans la narine jusqu'au cerveau!
İçimden bir ses. Bizi takip ettiğini söylüyor.
J'ai l'impression qu'elle nous espionnait.
İçimden bir ses bu romantizmi senin de paylaştığını söylemişti.
J'ai senti en toi le même sens...
İçimden bir ses senin doğru insan olabileceğini söylemişti.
Tu étais peut-être ma moitié d'orange.
İçimden bir ses benim yüzümden burada oyalandığını söylüyor.
On dirait que tu restes ici à cause de moi.
İçimden bir ses bunun çılgın bir fikir...
Par moments, je me dis que c'est de la folie.
bir ses 23
bir ses duydum 43
sessiz 419
sessizlik 961
sessiz ol 1365
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sessiz olun 889
sesini aç 27
bir ses duydum 43
sessiz 419
sessizlik 961
sessiz ol 1365
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sessiz olun 889
sesini aç 27
sessizce 88
sessiz olur musunuz 16
sesin 22
sesini duydum 25
ses ver 16
sessiz gece 17
sessiz olun lütfen 35
seska 47
sessiz olur musun 37
ses yok 33
sessiz olur musunuz 16
sesin 22
sesini duydum 25
ses ver 16
sessiz gece 17
sessiz olun lütfen 35
seska 47
sessiz olur musun 37
ses yok 33