Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ P ] / Peki ne diyorsun

Peki ne diyorsun перевод на французский

415 параллельный перевод
- Peki ne diyorsun?
Alors?
Peki ne diyorsun?
Qu'en dites-vous?
- Peki ne diyorsun, Frank?
- Alors, t'en dis quoi?
Peki ne diyorsun, Sam?
Alors?
- Peki ne diyorsun? - Tamam.
Alors?
Anlıyorum. Peki ne diyorsun?
Il y en avait deux autres?
- Peki ne diyorsun? Deneyelim mi?
- Qu'est-ce que t'en penses?
Sana ne dediğimi duyuyor musun? Peki ne diyorsun?
Tu m'écoutes, oui?
- Peki ne diyorsun?
- Alors?
Peki ne diyorsun?
Qu'en penses-tu?
Sen ne diyorsun peki?
Et qu'en dites-vous?
Buna ne diyorsun peki?
Alors, qu'en dis-tu?
Peki, yürüyüşe ne diyorsun?
Et notre balade, mon cœur?
- Peki, ne diyorsun, Billy?
Qu'en penses-tu?
Peki senin üretim çiftliğin. Buna ne diyorsun? Çalışmaya gayret ediyordum.
Qu'elle aille au diable!
- Peki. Ne diyorsun?
Qu'en dis-tu?
Peki Camoka, sen ne diyorsun?
- Je suivrai mon frère de sang... ainsi que nous tous. - Eh bien, qu " en ditJamuga?
Peki, Kutsal Hong dosyasına ne diyorsun? Genç dulu sevdiği için..... kurallara karşı geldi.
Et l'affaire du moine bénédictin qui s'est défroqué pour l'amour d'une jeune veuve?
Peki, sihirin bütün problemlerini çözeceği fikrine ne diyorsun? Çünkü çözmez!
En tout cas, ne pense pas que tout s'arrange avec la magie et qu'elle résout tous les problèmes, parce que c'est faux!
- Peki, ne diyorsun?
Alors? D'accord.
Peki kızlara ne diyorsun?
- Et les filles?
- Peki, şimdi ne diyorsun?
Alors, qu'en dis-tu?
Peki buna ne diyorsun?
Vous êtes encore jeune.
Peki ya şu köylüye ne diyorsun? Uçağın havada patladığını söylüyor.
C'est en contradiction avec ce qu'a dit le paysan parce que la première version, c'est qu'il a explosé en l'air
Peki Bayan Langtry ile ilgili bölüme ne diyorsun?
Et le serment à Mlle Langtry?
Peki, Long Beach fabrikasına ne diyorsun?
D'accord. Et pour l'usine de Long Beach?
Buna ne diyorsun peki?
Que dis-tu de ça?
Peki fotoğraflara ne diyorsun?
Et les photos?
Peki, ne diyorsun?
Qu'en dis-tu?
Peki, ne diyorsun bu işe?
Qu'est-ce que tu en dis?
Buna ne diyorsun peki?
Et toi alors?
- Ne diyorsun peki?
Comment t'appelles ça?
Peki, sen ne diyorsun?
Et que me réponds-tu?
Peki, ne diyorsun?
Alors, qu'en dis-tu?
Peki ne diyorsun?
Que veux-tu dire?
Ne yapalım diyorsun peki?
Qu'est-ce que tu suggères, hein?
— Peki, yeni basın kartına ne diyorsun?
Juste la carte de presse?
- Peki o zaman sen ne diyorsun?
Non, M. Remmick.
Peki, ne diyorsun?
Alors, qu'est-ce que tu en penses?
Peki, ne diyorsun?
Alors, qu'est-ce que tu en dis?
Ne demek mi istiyorum? Peki ya 10. kattan atladığını söyledikleri Timol'a ne diyorsun?
Que pensez-vous de Timol qui s'est jeté du 10e étage d'après eux?
Peki ya Bakire Meryem'e ne diyorsun?
Et la Vierge Marie?
Buna ne diyorsun peki?
- C'est quoi, alors?
Peki Mimi, sen ne diyorsun?
Et vous, Mimi...
- Ne diyorsun peki?
- Ta réplique?
Peki, ne diyorsun? On bin fıçı, anlaştık mı?
Alors on dit 10 000 barriques?
Richie uyuşturucu ile yakalanmış... ve Casey babasından nefret ediyor... evi ateşe vermiş. Peki sen bunlar hakkında ne diyorsun?
Et Casey déteste tant son père qu'il a mis le feu à la baraque!
Peki, ne diyorsun? Ayrıldık mı? Ya da bu filmi benimle beraber yapmak istiyor musun?
Alors... on rompt... ou tu fais le film avec moi?
Peki Bayan Ackerman için ne diyorsun?
Et la mère Ackerman?
Peki, ne diyorsun?
Qu'est-ce que vous en dites?
- Ne diyorsun peki?
Alors, ton avis?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]