Yarına перевод на французский
9,607 параллельный перевод
- Paul yarına beni davet etti.
Paul m'a invité demain.
Yarına kadar yeni bir tayrod alamayız.
On ne peut pas avoir une nouvelle biellette avant demain.
- Çok şanslısın. Gerçek Drennan yarına kadar trene binmeyecek. Telefona ben cevap vermiştim.
- Heureusement pour vous, le vrai Drennan n'arrivera que demain, c'est moi qui lui ai parlé.
Son partiyi de yarına bekliyoruz.
On attend la dernière cargaison demain.
Bu meseleler yarına kadar bekleyebilir.
Il n'y a rien à propos de cela qui ne puisse attendre demain.
Bebek bezi bağlayıp yarına kadar oturacağım burada. Bebek bezi alacak paran yok.
Je vais arriver aux 900 peu importe le temps que ça prendra.
O zaman yarına Sidney'e uçakla dönmem gerekecek.
Ensuite, je vais devoir retourner à Sydney.
Yarına yelken açarız diye düşünüyorum.
Je pense que nous pourrons partir demain.
... benim "Yeni Yıldaki Hedeflerim" listemde artık.. ... yapabileceklerimi yarına kadar ertelemek yok düşüncesi vardı.
Au nouvel an, j'ai décidé d'arrêter de remettre au lendemain.
Biri şu silahı alsın, yoksa.. ... yarına herkes ayak etiketiyle uyanacak.
L'un de vous va prendre l'arme, ou demain, vous vous réveillerez morts.
Yarına verilen söz, bugün denemek kadar etmez.
Ouais, une promesse pour demain vaut bien moins qu'un effort aujourd'hui.
Ama bunu öğrenmek için yarına kadar beklemek zorundasın.
Mais vous allez devoir attendre demain pour savoir.
Yarına bitmezse, ödeme yapmam.
Si c'est pas fait d'ici demain, je ne payerai pas.
Tüm toplantıları yarına öteledim. Malum öğlenin 2'sinde hem sarhoşsun hem akşamdan kalmasın. Nasıl oluyorsa...
J'ai déplacé nos réunions de demain parce que tu es saoule et que tu as la gueule de bois en même temps à 2 heures de l'après midi.
Gerçek büyük duyuru için yarına kadar beklemeliyim kısacası, ikimiz de bugün burada olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız.
Je suis censé attendre demain pour le grand discours, donc je conclurai juste en disant que je pense que nous avons tous deux l'impression d'être chanceux d'être ici
Bir karışıklık var burada. Yarına ararım seni.
C'est complètement dingue, je t'appellerai demain.
- Ama yarına kadar alışmış olacaksın söz. - Araması gerekirse diye telefonunuz var mı?
Mais promis, demain, tu te seras adaptée.
Yarına kadar benden 70 kişinin ismini istedi.
Il veut 70 noms pour demain.
Elindeki haraçları teslim etmek için sana yarına kadar mühlet.
Tu as jusqu'à demain pour récupérer l'argent que tu dois.
Eğer bu işi gerçekten de ciddiye alıyorsan, zamanımızı boşa harcama ve yarına kendin hakkında bir yazı yaz. Yıl sonu sınav sonuçların, referansların ve en önemlisi mezuniyet görüşmen yarın.
Si tu prends ça au sérieux et que tu ne veux pas gaspiller mon temps ni le tiens, tu dois te concentrer sur ta rédaction personnelle, tes résultats au test d'aptitudes et tes recommandations.
Uzay elbisem yarısına kadar suyla doluydu.
Ma tenue était à moitié remplie d'eau.
Üst güvertedeyiz, Miguel kıllı göğüs yarışmasına giriyor.
On est sur le pont supérieur. Miguel participe à une compétition de torse poilu.
O zamanlar Pablo Medellín'deki polislerin yarısına sahipti.
À l'époque, Pablo soudoyait la moitié des flics de Medellín.
Aslına bakarsanız salon toplantılarından birine gittim. Saray çevrelerinin yarısının katıldığı ama inkar ettiği toplantıları diyorum.
En réalité, je suis déjà allé à un de ses salons, là où la moitié de la société royale est pour la plupart ignorée.
Her yıl düzenlenen Rayburn Ailesi Halat Çekme yarışmasına hoş geldiniz!
Bienvenue au jeu annuel de tir à la corde.
- Gece yarısına kadar.
Jusqu'au coucher du soleil.
Dünyanın öbür yarısına uçmuş bile olabilir.
Pour ce que j'en sais, il a dû faire le tour du monde.
Yarın sabah hepsini, şehri yeninde inşa etmek için Vahşi Kazlar Kapısı'na gönderin.
Envoyez-les tous à la porte des Oies sauvages demain pour reconstruire la cité.
Beni yarına kadar bekletme bu akşam gel!
Sympa.
Gece yarılarına kadar çalışabiliriz.
Nous aurons peut-être à travailler tard.
Thad sorarsa, gece yarısına kadar sizleydim.
Si Thad demande, j'étais avec vous deux jusqu'à minuit.
Bugün bir çiftle çalıştım. İkisi de kollarının aynı tarafına yarım bir kalp dövmesi istedi. Ellerini tutuklarında...
J'ai travaillé sur un couple aujourd'hui, et ils voulaient chacun la moitié d'un cœur tatouée sur le coté de leur bras pour qu'en se tenant la main...
- Pekala, kimler GaymerX cosplay yarışmasına hazır?
D'accord, qui est prêt pour le grand concours de cosplay GaymerX?
Bu kızı yarım maraton koşacağına inandırmaya çalışıyorsun ama iPhone'unu almak için evin öteki ucuna yürümeye mi üşeniyorsun?
Tu essayes de convaincre cette fille que tu cours des semi-marathons, mais tu ne peux pas aller jusqu'à ta chambre pour prendre ton iPhone?
Yarının dalına bel bağlama meyve için.
" N'attends pas à demain,
Siz, gece yarısına kadar buraya getirebildiğiniz kadar insan getirip bunu gösterin.
Tu t'occupes d'amener les gens ici pour voir ça, autant de gens que tu peux avant minuit. Minuit?
Gece yarısına kadar mı?
Pourquoi?
Yarın sizi kontrol odasına götürürüm ve işin iç yüzünü falan gösteririm.
Demain, je vous ferai visiter notre salle de contrôle.
Gece yarısına kadar vaktin var sadece.
Vous avez jusqu'à minuit.
Yalnız sadece gece yarısına kadar. Sonra kapılar tekrar kapanır.
Mais seulement jusqu'à minuit, qui est quand le portail entre les deux mondes se referme.
Dahası, ordunun yarısına rüşvet veriyor.
En plus, il a acheté la moitié de l'armée.
Herkes açık okyanus yarışına tamam mı yani?
Tous les participants de cette course vont bien?
Yarın, yeni hayatına başlayacaksın.
Demain, tu commences ta nouvelle vie.
Dükkân açılmadan bir saat önce gelip kapandıktan iki saat sonraya kadar çalışacaksın. Hafta sonları gece yarılarına kadar sürer.
Les horaires, c'est une heure avant l'ouverture et deux heures après la fermeture qui est à minuit le week-end.
Tütüncüden kiralayabilirsem, bodrumun şu yarısına koyacağım.
Dans cette moitié de la cave. Si je peux la louer au buraliste.
"Az önce bir şamatacı kevaşe tarafından tweet yarışına davet edildim."
"Juste totalement challenger sur Twitter par une pétasse."
Bizim yöntemimiz şiddete meyilli suçluları keskin aletlerin yanına kundakçıları da mutfağa sokmamaktı. - Bu da epey işe yarıyor.
Sachez que notre modèle qui empêche des criminelles violentes à bosser avec des outils pointus ou des incendiaires en cuisine a plutôt bien marché jusqu'ici.
İnsan içinde, fahişe gibi, yarı çıplak koşmak anlamına geliyorsa ödemez.
Pas si tu dois courir à moitié nue en public, comme une vulgaire putain.
Yarın sabah Miami'nin dışına gidecektim.
J'ai un avion pour Miami demain matin.
Şirketin başına geçmek için bir tür yarışmada mıyız?
On est en compétition pour la direction de la compagnie?
Yarı fiyatına.
Ça te coûterait moitié moins cher
yarına kadar 33
yarına kadar bekle 16
yarına ne dersin 27
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarın ararım 21
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarına kadar bekle 16
yarına ne dersin 27
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarın ararım 21
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62