Öyle olsa bile перевод на французский
738 параллельный перевод
Öyle olsa bile, bir piyanomuz var, çünkü saygı duyulan insanlarız.
Personne ne joue dessus... J'ai un piano parce nous sommes des gens respectables.
Öyle olsa bile evlilik düşüncesi niye kafanda?
Alors pourquoi cet emportement?
Öyle olsa bile, buna tek itiraz eden sensin.
Vous vous tuez. Vous êtes le seul que cela dérange.
Öyle olsa bile, telsiz sadece sefer amaçlı...
La radio est réservée à la navigation...
Öyle olsa bile, doğal olarak gidecekleri yeri size söylerlerdi.
Ne vous auraient-ils pas fait part de leur destination?
Öyle olsa bile tamamen hastaya bağlıdır.
Tout dépend du cas individuel.
Öyle olsa bile, insan hiçbir zaman dürüstlükten şaşmamalı.
Il faut toujours dire la vérité.
Öyle olsa bile, yine de siz beş parasızsınız.
Même si elle ne l'était pas, vous restez sans le sou.
Öyle olsa bile geçen haftada da iki gün gelmemişti.
Déjà la semaine dernière, il a raté deux jours de suite.
Öyle olsa bile bunu kabul edemezler ki.
Même si c'est le cas, ils ne peuvent l'admettre maintenant.
Öyle olsa bile, ona aşığım.
Et quand bien même, je l'aime.
- Öyle olsa bile.
- Quand bien même.
Neyse, diyelim ki ona âşık oldum, öyle olsa bile onunla evlenmemem için bazı nedenler olabilir. Öyle mi?
Même en admettant que j'aime un garçon, il pourrait se présenter des tas d'obstacles à notre mariage.
Öyle olsa bile, bu insanların hepsini oraya nasıl götürürüz?
Et comment y amener tous ces gens qui sont ici?
Öyle olsa bile kemerleri sıkarak alabiliriz.
Même si son prix est avantageux, on va devoir se serrer la ceinture.
Öyle olsa bile, ben bir adım öndeyim.
J'ai toujours une longueur d'avance.
- Öyle olsa bile buna değer.
Même comme ça, c'est très bien.
Öyle olsa bile, etrafta insanların radikal olmaya başladığımızı... düşünmelerini sağlayacak bir şeye başlamak istemem.
Quand bien même, je ne veux pas que les gens croient que nous devenons radicaux.
Ve öyle olsa bile, ben... Ben her nasılsa... onun ölmediğini hissedip, sadece rahatlarım.
Et cependant... j'ai comme l'impression... qu'elle n'est pas du tout morte, mais qu'elle ne fait que se reposer.
Öyle olsa bile ispatlayamazdım.
Même si c'était le cas, je ne pourrais pas le prouver.
Öyle bile olsa madam hayatını kurtarmak söz konusuyken ellerin ne önemi var?
Quand bien même, à quoi bon garder des mains si c'est pour mourir?
Öyle bile olsa, ona evlenme teklif edemem.
Je ne puis lui demander de m'épouser.
Öyle yapmış olsa bile, niye haber vermeden terk ettin beni?
Pourtant, même si elle vous a dit une chose pareille, était-ce juste de partir sans rien dire?
Öyle bile olsa, onu seviyor ve şimdi ayrılar.
Quand même, elle l'aime et il y a eu une rupture.
Öyle bile olsa, Melanie'yi ve bebeği terk edemem.
Même si je mens puis-je abandonner Mélanie?
Ama öyle bile olsa, kölelik günleri - Demek istediğim o esirlik günleri -
je veux dire l'esclavage...
Öyle bile olsa, ne olmuş?
Quand bien même, et alors?
Olamaz, öyle mi? Kravat olduğunu söylemiyorum ama kravat olsa bile dünyada onun gibi bir tane olmazdı.
Et si c'en était une, elle serait unique au monde.
Sanmıyorum.Öyle bile olsa, sizi sürekli görüyor olmamın nedeni olabilir mi?
Je ne le crois pas. Et même, pourquoi rêver de vous?
Yarı İtalyan olabilirsin, ama öyle bile olsa aşık rolünü oynarken bir aptala benziyorsun.
Bien qu'à moitié italien tu as l'air bête quand tu joues les amoureux.
Öyle bile olsa bu şekilde bırakmayacağım.
Pourtant je ne veux pas m'en tenir là...
- Hayır, öyle bir niyetim olsa bile bir şey yapmadım.
- Je n'ai rien fait d'autre.
Öyle gibi görünmüyor gerçek ismim olsa bile hoş değildi.
Si, à moins que vous n'aimiez pas mon vrai nom.
Öyle bile olsa bu çiçekleri üzerinde bulundurmana izin vermiyorum.
Ôte au moins ces fleurs.
Öyle olsa bile benimle pek konuşmayacaktır.
Elle commence à apprendre la vie.
Öyle bile olsa pek ısrarlı.
Même si c'est le cas, on peut dire que ça persiste.
Öyle bile olsa başına bir şey gelmiş olması ihtimali çok düşük.
Et il n'a pas forcément été blessé.
öyle bile olsa bu onu öldürme hakkını sana verir mi?
Ceci vous donne-t-il malgré tout le droit de le tuer?
Öyle bile olsa kahramanca davrandı ve haritayı kurtarmayı asıl görevimiz yaptı.
Quoi qu'il en soit, il a agi héroïquement, il a fait en sorte que ça soit à nous de sauver la carte.
Öyle bile olsa burada güvende olacaksınız.
Pas avec vous. Restez ici.
Öyle bile olsa, onu aramayacağım.
Je sais, mais je refuse de l'appeler.
Öyle bile olsa, onu görmem lazım.
C'est égal, je le dois.
Sanırım başvuracağı başka yol kalmamıştı ama öyle bile olsa dilini ısırmasına ne demeli?
Se couper la langue entre ses dents.
Her biriniz, kendince işi gücü olan önemli insanlarsınız, ama öyle bile olsa hepiniz toplantıma iştirak ettiniz.
Je vous remercie d'avoir organisé ce dîner pour votre vieux Hyotan, malgré vos multiples activités professionnelles.
Tamam, doğru bile olsa, ki bir an bile öyle olduğuna inanmıyorum, Burada bu işin icabına bakacak bir sürü asker var.
D'accord, même si cela était vrai, et je ne crois pas une seule minute que ce le soit, il y a énormément d'autres soldats ici qui peuvent se charger de ça.
Öyle bile olsa ölümünden bazı şeyleri sorumlu tutuyor çok güçlü bir adamdı.
Elle se demande s'il a souffert... en mourant. "Un homme si solide" comme elle dit!
Öyle bile olsa, milletin ne kadar parası olduğunu bilmiyoruz.
Néanmoins, nous ne savons pas combien d'argent possède chaque villageois.
Ama... hayatta yapacağım son iyi şey olsa bile, ki öyle olabilir, hatamı tamir edeceğim.
Même si c'est la dernière chose décente que je ferai sur terre, et c'est très possible, je vais me rattraper.
Öyle bile olsa önümüzdeki perşembe günü öğleden sonra saat dörtte Belgrad sarayında olmamız emredildi bize.
Soit. Mais on est attendues au palais à Belgrade à 16 h jeudi prochain et c'est là où nous nous trouverons jeudi prochain.
Öyle bile olsa, neden Kubilay Han, Noghai'den korsun ki?
Bien que... pourquoi Kublai Khan craindrait-il Noghai?
Eğer benim için anlamı olan bir şey hissediyorsan, zerre kadar bile olsa, şu an benim de öyle hissetmemi nasıl beklersin?
Si tu crois que ça ne m'a rien fait, rien du tout, que veux-tu que je ressente en ce moment?
öyle olsa iyi olur 27
öyle olsaydı 43
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
öyle olsaydı 43
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle kal 87
öyle miydim 20
öyle miyim 118
öyle değilmi 21
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle kal 87
öyle miydim 20
öyle miyim 118
öyle değilmi 21