Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ A ] / Arkadaş

Arkadaş перевод на португальский

112,530 параллельный перевод
Dinlenilmem gerekirdi. Ben onun kız arkadaşıyım.
Sou a namorada dela!
- Kız arkadaşımın.
- É da minha namorada.
Tıpkı Clark'ın arkadaşı gibi.
Fogem. Tal como o amigo do Clark.
Marcus, bu benim arkadaşım Kara.
Marcus, esta é a minha amiga, Kara.
Ama Metropolis'e taşınınca yeni bir arkadaşım oldu.
Até me mudar para Metrópolis e, depois, fiz um novo amigo.
İşte Marcus, bazen tanıştığın biri arkadaşın olabilir.
Sabes, Marcus... Às vezes, conhecemos alguém que se torna nosso amigo.
Onlar arkadaşım.
Estes são os meus amigos.
Beni gerçek bir arkadaşın gibi kabul etmelisin.
Preciso que confies em mim como um verdadeiro amigo!
- İki arkadaşımız orada.
Temos dois amigos lá.
Erkek arkadaşım ve en iyi arkadaşım.
É o meu namorado e a minha melhor amiga.
Ama ikisinin çok yakın arkadaş olduğundan söz ettin, ki bu seni de başkasını da ilgilendirmez.
Depois falaste em dois amigos íntimos. Algo que não diz respeito a ninguém, incluindo a ti.
Evet, 30 küsur yıllık arkadaşımın telefonuma bakacak vakit bulamaması biraz gururuma dokunuyor.
Quer dizer, é um pouco constrangedor que o meu amigo de 30 anos não me tenha contactado.
Kız arkadaşım mısın?
Quer dizer, és minha namorada?
- Nice'de bir arkadaşımın evindeyim.
- Em casa de uns amigos em Nice.
Gece onunla konuştum yatta değildi, Nice'de bir arkadaşının evindeydi.
Falei com ele ontem à noite... ele não estava num barco, estava em casa de um amigo em Nice.
Bay Jukes'un iş arkadaşıyım.
Sou um colega do Sr. Jukes.
Eser 2 arkadaş arasında satıldı.
Um quadro vendido duas vezes entre amigos.
Arkadaş olduklarını bilmiyorum.
Não sabia que eles eram amigos.
Arkadaşın mı?
Um amigo seu?
Bu yüzden eski arkadaşlardan... daha iyi arkadaş mı olur... diye düşündük.
Precisamos de alguns amigos, então pensei, que melhores amigos que os velhos amigos.
Grasse'nin yakınlarında oturan, bir arkadaşımdı.
Foi um amigo meu... que vive nos arredores de Grasse.
Şu arkadaşın. Vincent Griffith.
O teu amigo, o Vincent Griffith.
Ve sanırım şimdi de en iyi arkadaşımı almaya çalışıyor.
E, agora, acho que está a tentar matar o meu melhor amigo.
O benim arkadaşım ve tıpkı tüm o çocuklar kadar o da kurban.
É meu amigo, e é tão vítima como aqueles miúdos.
Çünkü o benim arkadaşım.
- Porque ele é meu amigo.
Şimdi, onun bu dünyaya girmesine izin verecek ne yaptım bilmiyorum. Ama arkadaşımı almasına izin vermeyeceğimi biliyorum.
Não sei o que fiz para o deixar vir para este mundo, mas não vou deixar que o mate.
Vincent'ın bu şeyle geçmişi var ve daha yeni arkadaşını öldürdü.
O Vincent tem um passado com isto. E isto matou a amiga dele, por isso acho que ele vai ajudar-me.
Sen benim en iyi arkadaşımı doğaüstü cehenneme attın.
Então, vejamos. Atiraste a minha amiga para um mundo infernal sobrenatural, mas claro...
Karşımızda güçlü şeytani müritleri olan güçlü şeytani bir ruh var. Kardeşim kadar sevgili arkadaşın Marcel'i de kurban etmeye can atıyor.
Ouve, enfrentamos um espírito maligno poderoso com seguidores malignos poderosos decididos a sacrificar o meu irmão, bem como o teu querido amigo Marcel.
Arkadaş değiliz.
- Porquê? Não somos amigos.
Küçük sınır büyünden memnun kalmadım ve arkadaşlarımı kurt arkadaşını öldürmeye gönderdim.
Não achei graça nenhuma ao teu feitiço de fronteira, por isso, mandei os meus amigos com instruções para matar a tua amiga loba.
Bir arkadaş.
Uma amiga.
O benim arkadaşım.
Ele é meu amigo.
Ona arkadaşım dedi.
Ela chamou-lhe amigo.
Bir anlamı varsa arkadaşım olmandan çok memnunum.
Bem, para que conste, fico muito feliz que sejas meu amigo.
Şimdi neden arkadaş edinmeye dönmüyorsun.
Agora, vai lá fazer amigos novamente.
Arkadaşım Davina, bu kokuyu duyarsam gizlenmiş şeyler olabileceğini öğretmişti.
- A minha amiga Davina ensinou-me que, quando há esse cheiro, é provável haver algo camuflado.
Gerçi kardeşin dördümüzü de ölmüştü. Yani arkadaş gibi davranmayalım.
Embora o teu irmão nos tenha assassinado, por isso, não vamos fingir que somos amigos.
Demek istediğim, Gana'dan bir dadı getiren bir arkadaşın var.
Tens uma amiga que foi buscar uma ama ao Gana.
Burada da en iyi arkadaşım Maritza var.
E aqui está a minha melhor amiga, a Maritza.
Hiç arkadaşın yok mu senin?
Não tens amigos?
Erkek arkadaşın çok geçmeden yakalanıp kovaya sıçacağı kabine götürülecek.
A qualquer momento, o teu namorado vai ser apanhado, levado para a sala, onde será obrigado a cagar num balde.
Eski sevgililerinle arkadaş kalmak gerektiğini gösteriyor bu.
Isto mostra que devemos manter a nossa amizade com as nossas ex.
Bu Courtney, bugünkü arkadaşın.
Esta é a Courtney, vai acompanhar-te hoje.
İçerideki arkadaşımla konuştum.
Falei com a minha amiga lá dentro.
İki gün önce, dostumuz ve mahkûm arkadaşımız Poussey Washington, bir gardiyan tarafından öldürüldü.
Há dois dias, a nossa amiga e colega reclusa, a Poussey Washington, foi assassinada por um guarda da prisão.
Arkadaşım verdi.
Foi um amigo.
Bir çocukla arkadaş olduk.
Eu fiz um amigo.
Çünkü bir arkadaşım var ve poliçe sahibinin intihar ettiğine dair bir şüphe bulunması durumunda poliçeyi düzenleyen firmaların kesin ya da istatistiki olarak hangi sıklıkta sigorta taleplerini geri çevirdiklerini araştırıyor.
Porque eu tenho um amigo e ele queria ter uma ideia ou saber as estatísticas, na verdade, da frequência com que as seguradoras recusam coberturas se houver alguma suspeita de que o segurado cometeu suicídio.
Arkadaşın öldü.
O teu amigo morreu.
Kim arkadaşını gammazlar ki?
o que faço com um bufo, que denuncia um amigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]