Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bana söyleme

Bana söyleme перевод на португальский

3,598 параллельный перевод
Aslına bakarsan hiç bana söyleme.
Ou melhor, não me contes.
Bana söyleme şansı bulamadığın birçok şeyden birisi.
Uma das muitas coisas que não tiveste a oportunidade de me dizer.
O yüzden bana hiç onlara yapacağımız şeyleri hak etmediklerini söyleme.
Por isso não digas que não merecem o que está para vir.
Bana onu tekrar kaybettiğini söyleme sakın.
John. Não me diga que o perdeu outra vez.
Sakın bana karmaşık olduğunu söyleme.
Não digas que foi complicado.
Bana alem yapma ve Billy Birkbeck hakkında saçma sapan şeyler de söyleme.
E nada de histórias de bebedeiras e Billy Birkbeck.
- Evet, lütfen bana markete gitmenin de saçma olduğunu söyleme.
- Sim, mas, por favor, não me diga que é ridículo ir a uma loja.
Ailem. Sakın bana, seni arayıp beni sorduklarını söyleme.
Meu Deus, os meus pais...
Bana kumsalın birinde durup onun ortaya çıkmasını beklediğini söyleme.
Não me digas que estás numa praia à espera de a ver aparecer.
" Bana ne yapacağımı söyleme!
" Não me digas o que fazer!
Belki bu evrenin bana Cece'den daha iyi birini bulamayacağımı söyleme şeklidir.
Talvez isto seja o Universo a dizer-me que nunca encontrarei uma rapariga melhor do que a Cece.
Bana veya adamların dışında kimseye söyleme.
Só não me digas ou a quem não seja os teus seguranças.
Hayır Adam, yalan söyleme yine bana.
- Não me mintas Adam.
Aslında bakarsan, söyleme bana çünkü umurumda değil.
Na verdade, não me contes, porque... não me importa.
İnsanların onu sırf hava durumunu öğrenmek için izlediklerini söyleme bana şimdi.
Não podem dizer que a viam para saber o tempo.
Ney? Şimdi bana Esposito için öyle giyindiğini söyleme.
Vestias-te daquela maneira para o Esposito?
Bir numaralı şüpheli olarak Brody'i düşünmediğini söyleme şimdi bana.
Não finjas que não pensas que ele é o suspeito número 1.
Bana yalan söyleme!
- Não me mintas!
Yüksekten korktuğunu söyleme bana.
Não me digas que tens medo de alturas!
Bana dahi söyleme.
Nem me digas a mim.
Bana gerçekten kim olduğunu söyleme vaktin geldi.
Hora de me dizer quem realmente és.
Bana Jack Turner'a acidigini filan soyleme sakin.
Não me digas que estás chateada por causa do Jack Turner.
- Bana yalan soyleme, baba.
- Não me mintas, pai.
Etkinlikteki seks kasedinin bir şeyleri değiştirip onu özlemeni sağladığını söyleme bana.
Não me digas que o vídeo fez com que sentisses falta dele.
- Bana yalan söyleme!
- Não mintas!
- Bana pişman olduğunu söyleme.
Não me digas que estás com dúvidas.
Bana tamir edemeyeceğimi söyleme!
Não me digas que não consigo arranjar isto!
Bana yalan söyleme.
Não me mintas!
Bunu hayal etmediğini söyleme bana.
Não digas que nunca pensaste nisso.
Tipin olmadığını söyleme bana.
Não digas que não tens um tipo.
Bana ne yapacağımı söyleme.
- Não me diga para onde ir.
- Beşinizin bir kadını öldüremediğini söyleme bana.
Cinco homens não deram conta de uma mulher?
- Onu desteklediğini söyleme bana.
- Não me diga que a apoia?
Eğer şansımın tersine döndüğünü gösteren bir şey biliyorsanız belki bana da söyleme nezaketini gösterirsiniz.
Se sabe algo que sugira que a minha sorte piorou, talvez pudesse partilhá-lo comigo.
- Hayır Dr. Rosen, bana yalan söyleme.
Não, Dr. Rosen, vamos.
Adam, bana yalan söyleme.
Adam, não me mintas.
Hadi ama, bana sihirli sorunumun internetini kestiğini söyleme.
Não acha que o meu distúrbio mágico derrubou o seu sistema?
- Bana ne yapacağımı söyleme.
- Não me digas o que fazer.
Bana yalan söyleme, Oliver.
Não me mintas, Oliver.
Bana, bir paket kahve alması gerektiğini söyleme ihtiyacı duydu, en azından önemliydi.
Precisava de me dizer para comprar café, portanto, pelo menos era importante.
Michael, bana yalan söyleme.
Michael, não me mintas.
Sakın bana vaz geçtiğini söyleme.
Não me digas que já desististe.
- Bana bir daha sakın yalan söyleme.
Não me mintas outra vez.
Lütfen bana hâlâ Klaus'la birlikte çalıştığını söyleme.
Por favor, não me digas que ainda estás a trabalhar com o Klaus.
Lütfen bana Jeremy'yi bir delilik dünyasına bağladığını söyleme.
Por favor, não me digas que embarcaste o Jeremy num plano de loucos.
Sakın ikinizin de tutuklandığını söyleme bana.
Não me digam que também foram presos.
Bana ağabeyinin Emily Thorne'u hamile bıraktığını söyleme.
Não me digas que o teu irmão engravidou a Emily Thorne.
- Bana sessiz olmamı söyleme. Hocam!
Sensei?
Sakın bana bu kaşarın kuyruğunu sıkıştırdığını söyleme.. Ve aşık olduğunu da?
Não me digam que esta putinha abanou o cuzinho e tu apaixonaste-te.
Bana kullandığın şeyin bir matkap olduğunu söyleme. - Evet.
Diga-me, não é o berbequim que vai usar, pois não?
Tek yapman gereken bana açık bir mahkemede gerçekleri söyleme fırsatı vermek.
O que tem de fazer, é dar-me a hipótese de contar a verdade em Tribunal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]