Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Ben hariç

Ben hariç перевод на португальский

558 параллельный перевод
- Ben hariç herkes bu işe bulaşmış.
A Scotland Yard trata disso. Todos menos eu.
Ben hariç herkes.
Toda a gente, excepto eu.
- Ben hariç. Ben kalıyorum.
- Todos excepto eu, e vou ficar.
Ben hariç mi?
Depois de mim?
Büyük kızım neredeyse balayına çıkacak ve ben hariç herkes biliyor.
A minha filha mais velha está quase na lua-de-mel, e todos sabem, menos eu!
Arkadaşları üzerinde kötü bir etkiye sahiptir, ben hariç.
Ele exerce uma má influência sobre os seus amigos excepto eu.
Provaya başlayacağımız vakit ben hariç herkes ilgisini kaybetmiş gibi görünüyordu.
A Kay bateu com a porta do carro nela.
Bu silaha sahip olabilecek başka kimseyi düşünemiyorum, ben hariç. Sağ ol. Teşekkürler.
Não gostava de ver mais ninguém com essa espingarda a não ser eu próprio.
Biliyorsun Bill, ben hariç... o arabayı kasabaya güvenli getirebilecek dünyadaki tek serseri sensin.
Sabes Bill, excepto eu, claro és o único outro camarada no mundo inteiro capaz de trazer a diligência.
Ben hariç.
Menos eu.
Ben hariç.
Só para mim.
Ben hariç etrafımdaki herkes giyinip, bir yerlere gidiyor.
Todos vestidos e ir para sites, exceto eu.
Ben hariç.
Excepto eu.
Herkes ölmüş, ben hariç.
Todos menos eu.
Ben hariç.
Eu não.
Ben hariç herkes alıştı hepsi aynı şeyleri arzuluyor.
Muitos conseguem logo habituar-se e ficar integrados.
Hey, Ben hariç hiçkimse treni haraket ettiremez!
Hey, ninguém manda partir esse tcomboio, senão eu!
Ben hariç hiç kimse.
Ninguém, menos eu.
Ben hariç herkes mutlu.
Todos estão satisfeitos, menos eu.
Ben hariç, senin başına ne geldiğini kim önemsiyor?
Quem se rala com o que te acontece, além de mim?
Ben hariç hepsi çıplaktı.
Todos em pelota, passando a expressão.
Ama kimse bu cehennem çukuruna adım atmaz. Sen ve ben hariç.
Mas ninguém põe os pés neste inferno, excepto tu e eu.
Ve ben hariç hiç kimse onlara anlatamaz.
Ninguém lhes pode explicar a não ser eu.
Tabii ben hariç.
Exceptuando eu, é claro.
- Ben hariç, efendim.
- Todos menos eu.
Ben hariç, herkesi öldürdüler.
Mataram toda a gente, excepto eu.
Hiçkimse, ama şans eseri ben hariç
Ninguém a não ser Por coincidência, eu
Gettolarda yalnızca Yahudiler olur. Finzi-Continilerin bahçesinde, Lattes ve ben hariç herkes arî ırktan.
nos guetos há somente judeus. todos são arianos.
Ve böylece fidyeyi bölüştüler ve o taşınmazı aldı... ve hiç kimse daha akıllı değildir, ben hariç.
Dividem o dinheiro do resgate, ela fica com a propriedade, e ninguém fica a saber de nada. Tirando eu.
Yalnızca, ben hariç 45 kişi hayatta kaldı.
Eu e 45 homens fomos a totalidade dos sobreviventes.
- Evet, ben hariç hiç kimse...
Ninguém se importa. É.
Pearl, Edna, Pauline, ben hariç herkes.
Pearl, Edna, Pauline, menos eu.
Ben hariç tüm kızlar ona tutkundur.
Todas as raparigas estão apaixonadas por ele, menos eu.
- Senin dışında herkes düğündeydi. - Ben hariç.
- Estiveram todos no casamento, menos você.
Mutluluğu, acıyı ve aşkı hissedebildiğim sürece ben hariç.
Não, enquanto eu ainda conseguir sentir prazer... dor... e amor.
Ben... neden ben hariç... buradaki herkes istediğini yapabiliyor... ben bir şans elde ettiğimde... bir şey yapmak için bir şans...
I... por que faça todo mundo outro chegue a fazer tudo que eles querem para fazer ao redor aqui exceto mim só quando eu conseguir A... uma chance de fazer algo...
Ben hariç herkes istediğini yapıyor.
As pessoas chegam a fazer o que eles querem exceto mim.
Sen ve ben hariç, bütün dünya öldüğümü sanıyor.
Tirando nos os dois, o resto do mundo julga que estou morto.
Ben hariç hepsi...
Bem, todos estão? ... Menos eu?
Ben hariç herkes haklıydı.
O Donelli também.
- Yani ben hariç.
- Excepto eu.
Parası hariç ben de olmayan nesi var?
Mas que tem ela a mais do que eu, a não ser dinheiro?
Sel bastı, götürdü, ben ve kızkardeşim Nan hariç.
As enxurradas levaram tudo. excepto eu e a minha irmãzinha Nan.
Bağırmalarıma gelince, ben sesimi başımızdaki o deli hariç kimseye yükseltmedim.
Quanto a gritar, eu nunca levanto a voz, excepção feita ao tolo.
Ben aç değildim hiç Onun dudaklarına hariç
Não estava com fome Só queria provar-lhe os lábios
Sana ahırda çalışmak hakkında bilgi verebilirim... ya da at tımarı hakkında. Ben hariç.
Eu não sei.
- Ben hariç.
Menos eu.
Ben en çok teneffüste eglenirim saniyordum. Nellie Olsen yag satarim bal satarim hariç hiçbir sey oynatmazdi bize ama.
O recreio deveria ser o mais divertido, mas a Nellie Oleson não queria brincar a mais nada que não fosse à roda.
Bayım, ben günah çıkarmak hariç her şeyi denemişimdir.
Já experimentei tudo, menos a confissão.
Ama ben hariç.
Mas eu, não.
Ben tuvalet görevlisini hariç tutardım.
Podes deixar de fora o contínuo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]