Bir düşün перевод на португальский
5,534 параллельный перевод
Ve önerimi bir düşün.
E pensa na minha oferta.
Bir düşün.
Pensa nisso.
Dur, dur. Önce bir düşün.
Espera, espera, espera, espera, pensa sobre isto.
Ama bir düşün, Eğer bahçeye gömülüyse,
Mesmo se o Desjardins tivesse sido enterrado no jardim, pensa só nisto, ok?
Söylediklerini bir düşün. - Düşündüm.
- Pensa no que estás a dizer.
Üssün sınır kamerasında sen belirince ne kadar üzüldüğümü bir düşün.
Imagina o meu desgosto, quando apareceste nas câmaras.
Tamam ama rüyanı bir düşün.
Sim, mas pensa no teu sonho.
Bir düşün bunu.
Pensem bem.
Pekala o zaman, bu konuyu bir düşün, Hank.
Está bem, pensa nisso, Hank.
Bir düşün baba, tamam mı?
Pensa nisso, pai. A sério.
Kendini bile zar zor tanıyan bir adam için bunun ne anlama geleceğini bir düşün.
Para um homem que mal se conhece isso é importante.
Şunu bir düşün.
Pensa nisso.
Bunun durmadan dönmesini sağlayabilirsek bu kuvvetleri çalıştırmamız halinde nelerin başarılabileceğini bir düşün.
Se conseguíssemos fazê-la girar continuamente, imagina o que poderíamos fazer se conseguíssemos pôr estas forças a funcionar.
Bunu bir düşün.
Pense bem nisso.
Çalışmalarınızı bir düşün.
Pensa no teu treino.
Bir düşün.
Imagina isso.
Sen de bir düşün.
Pensa sobre isto.
Bunu bir düşün, olur mu?
Pensa sobre isso, sim?
Karanlık Olan'ı kontrolü altına alırsa neler yapabileceğini bir düşün.
Pensa no que ela faria se O Negro estivesse sobre o seu controlo.
Sadece bir düşün, tamam mı?
Mas pensa nisto, está bem?
Yalnızca ortaya çıkan talebi bir düşün.
Pense só na procura que isso origina.
Anlatacağın hikâyeyi bir düşün.
Pensa na história que vais ter para contar.
Bunu bir uyarı olarak düşün.
Considere isto como um aviso.
Bir, iki hafta düşün.
Tire uma semana ou duas para pensar nisto.
Bir ders olarak düşün.
Como uma lição.
Bir düşün.
Pensa.
Düşün ve gerçekten bunun güzel bir teklif olduğunu anladığında beni ara.
Pensa e liga-me quando perceberes que podes ter tudo.
Bunu bir düşün.
Pensa nisso.
Tanrım. Kalın bir ayak parmağına sarılı ilik nugget'ı gibi düşün.
É um pedaço de tutano envolto por uma grossa unha do pé.
Bunu neyin gerçek olduğuna, neyinse olmadığına dair bir ders olarak düşün.
Considere isto uma lição sobre o que é real e o que não é.
Şöyle düşün, bir şişe Pinot, kükreyen ateş ve ben sıcak, buharla dolu bir suya giriyorum.
Imagina o seguinte, Uma garrafa de Pinot, uma lareira acesa e eu, a tomar um banho quente e sensual.
Bunu bir esaret kampı gibi düşün.
Pensa que é um treino de combate.
Bir düşün.
Pensa lá.
Tıpkı trenler gibi elektronlar için görünmez bir metro ağı düşün.
Imagina um sistema de metro invisível, com electrões em vez de combóios.
Seni öfkeden kudurtan bir anı düşün mesela.
Pensa simplesmente num momento que te faça ferver de raiva.
Sen sadece bir havuz düşün.
Apenas... Acalma as águas da tua mente.
İstediğim şeyi bir düşün.
Pensa no que te pedi.
Bunu yapmadan önce bir kez daha düşün, Zoe.
Pensa duas vezes antes de fazeres isso, Zoe.
O düşündüğünü aklından çıkar ve ondan tamamen farklı bir şeyi düşün.
Pega no que pensas que sabes... e vai na direcção oposta.
Bunu bir ticari işlem olarak düşün.
Então, pensa nisto como um acordo de negócios ou coisa assim.
Önceleri, paganlarla olan bağım sadece beni tehlikeye sokardı, ama şimdi... tahta oturmuş sapkın bir krala ne derler bi düşün.
Antes as minhas ligações pagãs só me punham a mim em perigo, mas agora... Imaginai a resposta a um rei herético no trono.
Bash'ın başına gerçek delillerle ne geleceğini sen düşün. bu bebeğe bir bakış, ve Bash'ın düşmanları
Um olhar sob aquele bebé, e os inimigos de Bash vão dizer :
- Bunu bir sınav olarak düşün.
Considera isto um teste. O quê?
Bir sonraki hareketini iyi düşün, Katie.
Escolhe o teu próximo movimento cuidadosamente, Katie.
Her gün yaptığın rutin, basit bir işi düşün.
Pega-se na coisa mais simples e banal que se faz.
Bir de şöyle düşün : Deden öldüğünde miras kalan paranın birazı da senin olacak.
Pelo menos herdas algum do dinheiro dele quando ele morrer.
- Bir de şöyle düşün ; eğer aç değilse esrar da çekmemiştir.
- Se não tem fome, não está pedrada.
Bos ver. Bir dahaki sefere sevgilinin yanindayken beni düsün.
Não, da próxima vez que estiveres com a tua namorada, pensa em mim.
- Ben... Babana kızdığının farkındayım ama bir de onun acısını düşün.
Eu sei que estás chateado com o teu pai, mas pensa na dor dele.
Bunun da insandan insana geçen bir kuduz hastalığı olduğunu düşün.
Pensa nisso como a raiva a ser passada de humano em humano.
Bir de bunun nasıl hissettirdiğini düşün.
Imagina como me senti.
bir düşüneyim 236
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330