Bişey değil перевод на португальский
183 параллельный перевод
Sadece seslenmesini sağla, başka bişey değil.
Faça só que lhe chame ; nada mais.
Yaralandınız mı? Önemli bişey değil.
- A senhora está bem?
Bu endişelenecek bişey değil.
E essa nem vale a pena.
Bişey değil, tatlım.
- De nada, querida.
- Bişey değil.
- De nada.
Bişey değil Kim şu lanet komser.
O que é isso dos "oficiais"?
- Saçma bir telefondu başka bişey değil - ama onu duymadın.
- Foi uma partida, mais nada. - Não o ouviste.
Nasıl olduğunu göstericem Ve korkunç bişey değil
Vou mostrar-te como se faz. Não é esquisito.
Hiçbişey ifade etmek zorunda değil, Yani..... birine etkileyici gelmek büyük bişey değil.
Bem, não tem que significar nada... sentir-se atraído por alguém não é nada de mais.
O kadar büyütülecek bişey değil.
Não é nada de especial.
Bişey değil!
De nada!
Bişey değil.
Sejam bem-vindos.
Oh, bişey değil.
Nada.
Erkeklerin seni sahiplenmesi süper bişey değil midir?
Não é giro quando os homens agem como se fossem os nossos donos?
Pekala Kitty. Bir çocuk Donna'a sarkmış o da dövmeye gitti. Fakat önemli bişey değil.
Está bem Kitty Uns miúdos estavam a bater na Donna... então ele foi lá bater-lhes.
Hey, Lois, Chrisin üstüne bu kadar gitme Ne demek TV yok o sınıfta kaldı, yani şükran gününde garajda kuzenine saldırması gibi bişey değil ki bu.
Ei, Lois, dá uma chance ao Chris. Quero dizer, não há TV? Ele falhou uma disciplina, não é o mesmo que apalpar um primo na garagem naquela ceia de Natal quando tinha 19.
Bişey değil.
Claro.
Pek fazl bişey değil.
Não muito.
Sağol, David. Bişey değil.
- Obrigado, David.
Pekala, bilirsin, fazla bişey değil. Yani, sadece birbirlerine sahipler.
eles quase só se têm uns aos outros.
Önemli bişey değil.
Não foi difícil.
ve önemli bişey değil.
Não foi nada de especial.
Can sıkıcı.Tamamen benim kontrolümde olan bişey değil.
É aborrecido. Fica exactamente no sentido contrário.
Bişey değil.
Não é nada.
Bu bişey değil...
Não aconteceu nada.
Hadi birlikte yiyelim. Bu önemli bişey değil.
Nos deixe comer junto.
- Bişey değil.
- Qualquer problema.
bu sadece görünmez bir kruvazör teğmen başka bişey değil
O cruzador furtivo, Tenente. Nada mais.
Bence insanların gelip bizi görünce "kim doktor ve kim hasta", demesi azımsanacak bişey değil.
Não é de admirar que as visitas nos digam : "Afinal quem são os médicos e quem são os pacientes?"
Ve hapları aldığımda Barney Moloztaş gibi görünüyorum... Apaçık belliki o acayip şey yarayacak bişey değil.
E quando tomas um comprimido igual ao Barney Rubble, é bastante óbvio que o raio da coisa não vai fazer efeito!
Bişey değil Bayan Atkins.
Não tem de quê, Sra. Atkins.
Bişey değil.
De nada.
Bu uzay meselesi böyle bişey değil yani
Esta coisa do espaço não tem nada a ver com isto.
Bu kültürel bişey değil anlaman gerekmiyor güç hayatı yönlendirir
É a forma da nossa cultura compreender o oculto e as poderosas forças que comandam as nossas vidas.
Pek bişey değil, pek birşey değil.
Nada.
benim oğlum her yıl iki dramada oynar gerçekten iyi aktördür daha bu bişey değil
O meu filho está em primeiro nos estudos e também em primeiro nas competições de drama em cada ano. Ele é mesmo um bom actor! - Isso não é nada!
- A hayır, bişey değil.. söylüyorum : 06...
- Oh não, é natural : 06...
Bişey değil.
- De nada!
Buna çok şaşırmayacak. Büyütülecek bişey değil.
Ele não vai ficar muito surpreso, não é caso para tanto.
Bisey degil.
Não tens nada que agradecer.
Bişey değil.
- De nada.
Ariana Huffington 50 yaşında. Hiç de senin tipin değil. - Fantezi gibi bişey.
Arianna Huffington tem 50 anos, não é bem o teu tipo.
ve hepsi bu değil- - salatalık veya önun gibi bişey.
E isso não é tudo. Pepinos, ou algo parecido.
- Tanri bu evliligi kutsasin... - Kisisel bisey degil.
O que Deus uniu...
Teşekkürler sana. Artık kimse bişey yapmak zorunda değil.
Graças a você, ninguém tem que fazer nada.
Çünkü bu benim yaptığım bişey, senin değil.
Porque é algo que eu farei, não você.
yani, zaten söyleyeceğin bişey bu, değil mi?
Quer dizer, de qualquer maneira é isso que vais dizer, não?
Al, yapma, bu önemli bişey değil.
Al, esquece.
Uh, kaçmıyorsunuz ya da onun gibi bişey yok, değil mi?
Não fugiram nem nada, pois não?
- Zaten ortalıkta görüşümü engelleyen bişey yok değil mi?
- Não há, obstruções ou alguma coisa, certo? - Certo.
Hiç de senin tipin değil. - Fantezi gibi bişey.
Arianna Huffington tem 50 anos, não é bem o teu tipo.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66