Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Dışarı çıkıyorlar

Dışarı çıkıyorlar перевод на португальский

99 параллельный перевод
Bu akşamüstü dışarı çıkıyorlar.
Eles vão sair esta tarde.
- Dışarı çıkıyorlar!
Lá vem eles.
Dışarı çıkıyorlar.
Elas vão sair.
Sanırım onları yakaladık. Dışarı çıkıyorlar.
- Bandeira branca, querem falar.
İşte dışarı çıkıyorlar.
Pronto, eles väo sair.
Dışarı çıkıyorlar.
Vêm a sair, meu.
Ve dışarı çıkıyorlar, hareket ediyorlar ve altıncı patlayıcıya, bir Claymore mayınına tosluyorlar.
Começam a emergir e a mover-se, e dão com a carga seis, uma mina Claymore.
- Dışarı çıkıyorlar!
- Vêm a sair.
Dışarı çıkıyorlar.
Eles vão sair.
Dışarı çıkıyorlar!
Eles vão sair.
Sana söylüyorum. Sadece gece dışarı çıkıyorlar.
Vou-te dizer, só saem à noite!
Güpegündüz polisler varken dışarı çıkıyorlar baylar ve bayanlar.
Aparecem em pleno dia, com polícias por todo o lado.
Dışarı çıkıyorlar takip etmeye başlıyorlar.
Eles saem e seguem-me a pé.
Milan'da bunu giyip dışarı çıkıyorlar.
Estão a vestir isto em Milão.
Dışarı çıkıyorlar, piknik alanına yürüyorlar kadın, salıncakların orada bununkini emiyor.
Foram até lá fora, a uma zona de piqueniques e ela começa a dar-lhe um broche, ao lado de um baloiço.
Kırılmış! dışarı çıkıyorlar!
Está a sair dos lados!
Dışarı çıkıyorlar. Heryerdeler!
Estão por todo o lado, Remi!
Evet, rehineler dışarı çıkıyorlar.
Os reféns estão a sair.
Şimdi dışarı çıkıyorlar, sigara içiyorlar, pantolon giyip, kamp yapıyor ve hamile kalıyorlar.
Agora saem, fumam, usam calças, vão para acampamentos e ficam grávidas.
Gırtlağından hortum sokup tüm sıvıları dışarı çıkıyorlar.
Enfiam-te um tubo pela garganta e tiram a porcaria toda cá para fora.
Dışarı çıkıyorlar.
Estão a ir-se embora.
Tookie ile Deuce Five aynı zamanda dışarı çıkıyorlar.
Senhor, Took e Deuce-Five saíram na mesma hora. Será um erro?
İnsanlar dışarı çıkıyorlar.
As pessoas contaminadas estão a sair.
sonra dışarı çıkıyorlar.
Foram embora.
Orada derimin altındalar ve havaya ihtiyaçları var. Dışarı çıkıyorlar, yiyorlar ve geri geliyorlar.
Os ovos estão sob minha pele, chocam, precisam de ar, saiem, precisam de alimento, voltam e comem.
Bir tutuklama yapıyorsunuz ve insanlar elleri havada dışarı çıkıyorlar.
Fazíamos detenções, as pessoas saíam de mãos no ar...
Dışarı çıkıyorlar.
Eles estão a sair!
Plandan saptılar, dışarı çıkıyorlar.
Estão a improvisar, direitos à superfície.
Oh, dışarı çıkıyorlar.
Estão a sair.
Hazır olun, dışarı çıkıyorlar.
Acho que estão a sair. Preparem-se.
Dışarı çıkıyorlar. Evet, çıkıyorlar.
Muito bem, eles estão a sair.
Evet, dışarı çıkıyorlar. Haydi gidelim.
Sim, estão a tentar escapar.
Belki onlar dışarı çıkıyorlar... Hayır, onlar daha küçük çocuklar.
Não, estes são os mais pequenos.
Dışarı çıkıyorlar, sarhoş oluyorlar, takılıyorlar.
Saem, embebedam-se, engatam.
Sigara için dışarı çıkıyorlar.
Vão lá fora fumar.
Işık ve toz sanki kraterden dışarı çıkmak için kazıyorlar İşte gene belirdi!
Luzes e pó, como se se estivessem a desenterrar. Lá vem outra vez!
Artık kafatasına kurşun sıkıp, sonra da dışarı çıkaran, kocaman bir hava tabancası kullanıyorlar.
Dão-lhes um tiro de espingarda, uma bala bem no crânio, e então retiram aquilo...
Walters, dışarı çıkıyorlar.
Walters, eles vão sair.
Dışarıya çıkıyorlar.
Eles rastejam para fora.
Belki 5'inci katta değil ama burada böyle. Burada eğer paran yoksa bir bandaj takıyorlar ve kıçına tekmeyi basıyorlar. Sonra kapı dışarı ediyorlar.
Talvez não sejam assim no 5 andar, mas aqui, quem não tem dinheiro, leva um penso e um chuto no cu!
- Neler oluyor? - Hemen dışarı çıkın! Binayı kuşatıyorlar.
Os alemães cercaram o edifício!
lanet olsun bir şeyler yapıyorlar. lanet olsun.... kaçık gibi dışarıya çıktı ve burnunu uçurdu.Neden olduğunu bilmiyorum.
Os gajos estavam a "sniFar", este Foi lá Fora armado em maluco e deu um tiro no nariz.
Artık eskisi kadar sık dışarı çıkmıyorlar.
Eles não costumam sair muito.
Dikkat et! İçinden çıkıyorlar! Dışarı!
Acabaste de matar o teu próprio rei.
Sık dışarı çıkmadıklarından toz içinde kalıyorlar.
Eles não saem muito, então eles têm a tendência a ficar poeirentos.
Dışarıdaki kışkırtıcılar sorun çıkarmaya çalışıyorlar.
Agora, aqueles agitadores malditos estão ali a provocar sarilhos.
Dışarıya çıkıyorlar.
Eles estão a sair.
- Herkes dışarı! - Hemen çıkıyorlar.
- e voce, faca alguma coisa. - eles ja estao indo.
- Dışarı mı çıkıyorlar? - Tek bir kişi var.
Estão a sair?
Biliyorsun, dışarı çıkıp içinde patates püresi ve rulo köfte olan ufak kutularda yemeklerini alıyorlar ve çatal bıçağı nasıl kullanacaklarını öğrenmeye çalışıyorlar.
Será que saem e compram caixas de comida com puré e rolo de carne e tentam descobrir como usar as facas e os garfos pequenos?
İnsanların dışarı çıkıp kötü şeyler yapmasını sağlıyorlar sonra da buraya geri getirip yaptıklarını unutturuyorlar.
Obrigam as pessoas a sair e a fazer coisas terríveis, e depois trazem-nas de volta e obrigam-nas a esquecer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]