Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yazık sana

Yazık sana перевод на португальский

281 параллельный перевод
Yazık sana be!
Envergonha-te!
Yazık sana!
Que vergonha!
- Yazık sana.
- Paciência.
- Yazık sana
- Que vergonha.
Yazık sana, kendini kandırmış zavallı.
Pobre homem iludido!
Yazık sana, yastıklar berbat mıydı?
Coitado. São demasiado duras as tuas almofadas?
Yazık sana.
Pobrezinha.
Zavallı küçük. Yazık sana. Nerede oturuyorsun?
Pobrezinha, que mal que te deves sentir.
Yazık sana.
Metes dó.
Yazık sana, kaltak!
- Que vergonha, sua boba!
Yazık sana, kıskandın değil mi? Diğer kızlar mini etekleriyle hap atarken, sen manastıra tıkılmış rahibe gibisin.
Pobre, pobre ciumento, preso dentro do convento enquanto as outras meninas correm por aí com as suas minissaias e tomam a pílula.
Dostum, yazık sana.
Isso é tão triste, meu.
Yazık sana!
Vocês são uma desgraça.
- Yazık sana.
Deve ter sido um choque terrível.
Yaralı olduğun için sana acımıştım. Ne yazık ki senin için değmezmiş. Teşekkürler.
Se desejava tanto não voltar ao frente devi pensar que tentaria algo mais inteligente, no o alcoolismo.
Yazık sevgilim, benim sana ihtiyacım olmayacak artık.
Aliás, minha cara, não terei necessidade de ti nunca mais.
Yazık, çünkü sana yeni mal getirdik.
É pena, porque temos mercadoria nova para ti.
Çiftliği sattık, yazısı sana gönderilmek üzere masamın üzerinde duruyordu.
Podia ter-lhe economizado a viagem, a propriedade está preservada. De facto, tenho um aval do banco no meu escritório pronto para o correio.
- Sana verdiğim bunca emeğe yazık.
- Depois de tudo o que fiz por ti. - Sobe!
Ne yazık ki, Helen, ardından sıra sana gelecekti.
Por muito que me custasse, tinha, a seguir, de ir atrás de si.
Benim yazılı emrim sana ulaşmadan yıkıma başlamayacaksın.
Não comece demolição nenhuma sem receber as minhas ordens escritas.
Ne yazık ki, sana katılıyorum.
Receio concordar contigo.
Hiç yazdım mı sana? Hiç yazıştık mı seninle? Hiç filikalar sana Thames nehri boyunca hediyeler taşıdı mı?
Escrevemo-nos, envio-te prendas pelo Tamisa acima?
Şu anda sana ayıracak yeterince zamanımın olmaması ne yazık.
É uma pena eu não ter tempo suficiente para ti agora.
Sana yazık ettim.
A culpa foi minha.
İşte sana genetik bozukluk örneği. Yazık, değil mi?
Por falar em deficiências genéticas, não é de fazer dó?
Sana yazık, bana daha da yazık.
Mau para ti, pior para mim.
Sana okul başkanımız adına hoşgeldin diyorum, Kendisi ne yazık ki şu anda burada değil.
Bem, apresento-lhe as boas-vindas oficiais da nossa academia, em nome da nossa directora, que infelizmente não está cá de momento.
Bu sana önemsiz gelebilir, fakat ne yazık ki puro, deyim yerindeyse, pollitik görüntü için oldukça kötü.
Isto pode parecer trivial para si, mas infelizmente os charutos dão uma má imagem política, por assim dizer.
Yazık... Yük arabalarıyla çevreli bu alan sana kaldı.
É uma pena rapaz... seria um mudança andar por aí de comboio.
Ne yazık ki Bay Truman sana yardımcı olamaz.
Não me parece que o Sr. Truman te vá ajudar. Não pode.
Yazık ve günah ama sana tam olarak uymuyor.
Um pecado original Que seja marginal
Orda sana olan inancını hiç kaybetmeyen bir çocuğun...... artık sana hiçbir inancının kalmadığı yazıyor.
Isto diz que o miúdo que nunca perdeu... a confiança em ti, perdeu a confiança em ti.
Doğru, seve seve bir tanesini para karşılığı sana söylerdim ama ne yazık ki, hiçbirisinin Yıldız Filosu subayı ölümüne karıştığını sanmıyorum.
Verdade, e se pudesse, vender-te-ia um com prazer, mas nenhum deles assumiu o crédito pela morte do oficial da Frota Estelar.
- Sana yazık olacak. - Hay... Hayır.
Pior para vocês.
Elbette, ama ne yazık ki sana karşı haksız bir avantajım olabilir.
Podes apostar, embora eu possa ter uma vantagem injusta.
Fakat ne yazık ki, sana bir daha güvenemem.
Mas receio que não consiga voltar a confiar em si.
Bir insan olarak sana duyduğu hayranlığı ifade ederken ne yazık ki benden hoşlanıyormuş.
Enquanto ele expressava sua admiração por você... infelizmente, apaixonou-se por mim.
Sana yazık oldu ama olsun artık.
Mas tenho pena de ti.
Sana vermeden önce başına küçük bir kaza gelirse çok yazık olur.
Mas será uma pena se a fita tiver um pequeno acidente antes de chegar a ti.
Sana göre bu beni bağnaz yapıyorsa, ne yazık ki öyleyim.
Se isso me faz demasiado dura para ti, temos pena.
Kız bütün yazı geçirmek için bir teyzesine Florida'ya gitti.. Ve sana zar zor hoşçakal dedi.
A rapariga vai de férias para a casa de uma tia na Florida durante o Verão inteiro, e mal te diz adeus.
"ve sonra da Rus bir kadına mektup yazıp sonunda onun sana aşık olmasını", istemiş miydin?
"e depois vou mandar vir da Rússia uma mulher, e ela vai apaixonar-se por mim."?
"Yaz, kışa döndü..." "... ve ben sana yüzüncü mektubumu yazıyorum. "
O Verão tornou-se lnverno e estou a escrever a minha centésima carta para ti.
Çok yazık, eğer sana bu cinayetlerden bahsetmiş olsaydı ve sen de bunlarla ilgili ifade verseydin, almış olduğun ceza azalabilirdi, mesela 13 yıldan 5 yıla.
Que pena. Se lhe tivesse mencionado isso, e estivesse disposto a atestar, poderiam-lhe reduzir a sentença de 1 3 anos a, digamos, cinco.
dökülürsen yazık olur sana.
Quanto mais quantidade, mais derramará... vai cair, e na queda, derruba-te também.
O zaman beni tanımadığına yazık, kendi babamı sana gönderirdim seni uyutsun diye.
É pena não me teres conhecido no passado... porque eu teria-te mandado o meu pai... e ele poderia aconchegar-te.
Ne yazık ki sana yardım edecek kimse yok.
Pena que não há ninguém para te ajudar.
Ne yazık ki karar sana değil Bay Hoffner'a ait.
Ainda bem que não depende de você. Depende do Sr. Hoffner.
Ne yazık ki sana yardımcı olabileceğimi sanmıyorum, çünkü buna gerek yok.
Desculpe, mas não a posso ajudar porque você não precisa de ajuda.
Küçük basit şeyleri okumanla ilgili sıkıntın olduğunu biliyorum, kapıdaki yazı gibi, Gooey Huey, yani sana yardım etmeme izin ver.
Eu sei que tens dificuldades em ler algo tão simples como um sinal na porta, Gooey Huey. portanto deixa-me ajudar-te,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]