Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ö ] / Öyle değildi

Öyle değildi перевод на португальский

1,100 параллельный перевод
Öyle değildi.
Não era assim.
Demek istediğim öyle değildi.
Eu me expressei mal. Só queria dizer isso.
"Azgın Pirus, bir Hirkanya canavarı gibi..." - Hayır, öyle değildi.
O forte Pirro, qual besta hircânia... não, não é isso...
Öteki öyle değildi.
À outra não.
Ama bizim evliliğimiz öyle değildi, değil mi?
Mas nós não tínhamos esse tipo de casamento, pois não?
Hayatın boyunca birşey için uğraşırsın ama onu elde ettiğinde hayal ettiğin gibi güzel olmayacağını düşünürsün. Ama bu öyle değildi.
É como se trabalhasses a vida toda para qualquer coisa e pensasses que, quando a obtiveres, nunca será tão bom como pensaste.
İlk defasında hiç de öyle değildi.
A primeira vez não.
- Öyle değildi...
Eu... Eu não queria...
Öyle değildi.
- Não foi isso.
Hayır, öyle değildi.
Não. Não foi bem assim.
Ama eskiden öyle değildi.
Nunca te mataram.
Kral Constant öyle değildi. Babandan daha iyi olmak zorundasın.
Tu terias de ser melhor que o teu pai.
Ama öyle değildi.
Não estava.
Öyle değildi. Sadece bugün içtim.
Não é assim, foi só hoje.
Evet, ama hep öyle değildi.
Sim, mas não foi sempre assim.
Ama öyle değildi Peder.
Mas não era isso, Padre.
- Gerçek hikaye öyle değildi.
- Não foi bem assim.
Hiç de öyle değildi.
Não era nada disso.
Neyse ki öyle değildi.
Graças a Deus, não. Não foi assim.
Suçlu olan O sandınız ama öyle değildi.
Pensou que tinha a pessoa certa, mas não tinha.
Hayır, öyle değildi.
Não, não vás.
Kat, öyle değildi, tamam mı!
Kat, não foi assim.
Ama öyle değildi.
Mas não foi.
O hep öyle değildi.
Ele nem sempre foi assim.
- Hayır, benim için öyle değildi.
Para mim, não foi...
Belki başta öyle değildi.
Bom, talvez não de início.
Ama Bay Selden öyle değildi.
mas mr. Selden é menos cuidadoso.
Hayır, paylaştığınız aşk öyle değildi.
lphicles usou meu nome.
Maestro da sana öyle bir şey demedi, orada değildi.
E sei que o Maestro também não lhe disse para aceitar. Ele não estava presente.
Öyle bir şey değildi.
Não era nada disso!
- Öyle bir şey değildi.
- Não foi nada disso.
sonucunda, nefesi öyle ferahlaştı ki annem değildi artık
No final, o hálito dela era tão fresco que já não era a mesma pessoa.
Ve öyle alelade bir öpücük değildi.
E não foi um beijinho inocente.
Ama otobüs şoförüne göre, bu bir kaza değildi, öyle mi?
O condutor disse que não foi um acidente?
Oyle baştan savma değildi.
Não era nada meloso.
Numara değildi. Ben öyle bir adamım.
- Não te enganei.
Düşündüğün bu değildi, öyle değil mi?
Não é o que pensavas.
Çörek ev yapımı değildi öyle mi?
Não era de fabrico caseiro, pois não?
Bu adam bir yabancı değildi, öyle değil mi, Bayan Bonner? Hayır.
- Este homem não lhe era um estranho, pois não?
Yani öyle bir yerde hoş değildi.
Estou a dizer que não caiu bem num lugar daqueles.
O öyle değildi.
Não, não foi assim.
Öyle olsa bile, o benim fikrim değildi.
Nem isso foi ideia minha.
Aman! Öyle ahım şahım bir öpücük de değildi ki!
Por amor de Deus, miúda, nem sequer foi um grande beijo.
Öyle birşey değildi.
Não foi nada disso.
Ne de olsa arkadaşın değildi, öyle değil mi?
Ele não era teu amigo, afinal, era?
Biliyor musun, film umurumda değildi. - Öyle mi?
Para dizer a verdade, não gostei do filme.
Kabus filan da değildi öyle.
Devia estar a ter um pesadelo.
Öyle aman aman bir öpme değildi... elle sarkıntılık etmek gibi... baştan savma, kemirici bir kabustu.
Que dizer eles não estavam bem a beijar-se... era mais uma agarração... suja, arranhadora, um pesadelo.
Aslında amacın gelişme kaydetmek değildi, öyle değil mi?
A verdade é que não tem intenção de fazer quaisquer progressos, certo?
- Hayır, değildi! - Evet, öyle.
- Não, não me engano.
O öyle biri değildi.
Ele não era desse tipo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]