Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ş ] / Şakı

Şakı перевод на португальский

39,040 параллельный перевод
- Sakın başlama.
- Pára.
Sakın gitme.
Não me deixes.
Sorun olduğunu söyleme sakın.
Não me digas que está errado.
Ben, sakın onu dinleme.
Não a ouças, Ben.
Bunları sakın yapma.
Não queres fazer isso.
Sakın küçük esprisi yapayım deme.
- Nem te atrevas a fazer piadas.
Ama sakıncası yoksa, seninle o seviyeye inmeyeceğim çünkü ben öyle biri değilim.
Se não te importas, não irei rebaixar-me a esse nível porque não sou assim.
Sakın kızımla bu özel günümü mahvetmeye kalkma.
Não te atrevas a arruinar este dia com a minha filha.
Sakın bu kitap bir kadın tarafından yazıldı saçmalıklarına girme.
Por favor, não me digas que acreditas nesse disparate de que "foi escrito por uma mulher".
Sakın yapma.
Não o faça.
Sakın şaşırmayın.
Não esteja surpresa.
Sakın dokunma!
Não! Não lhe toques.
Sakın kızma.
Não te zangues agora.
Sakın söyleme.
Não lhe digas, porra.
Sakın unuttum deme.
Diz-me que não te esqueceste.
Sakın.
Não.
Asla geri dönemeyeceğin bir karar vermiş olacaksın. Sakın kendini kandırma.
E cruzarás uma linha irreversível.
Sakın unutma. Arki bana gereğinden fazla uzun süre sarıldığında bizi ayır.
Lembra-te de me livrar do Arki quando ele usar esta desculpa para me abraçar mais tempo do que é aceitável.
- Bana sakın o bronz heykelciği hayal etmediğini söyleme.
Não me digas que nunca sonhaste ter essa barba em bronze.
Mısır patlatmamın sakıncası var mı?
Importas-te que eu faça pipocas?
Bence sakıncası yok.
- Estou bem com tudo isso.
Sakın cevap verme.
- Não respondas.
Bana bak, sakın ölme. Tamam mı?
Ouve-me, não vais morrer!
Sakın ona söyleme ama gerçekten çok acıtıyorlar.
Não lhe digas mas elas ardem a sério.
Sakın zahmet etme.
Nem sequer tentes.
Sakın açma!
Não abras isso!
- Sakın, deneme bile.
- Não, nem tentes.
Bu sefer beni orada ağaç etme sakın.
Não me deixes à espera desta vez.
Zi Meng, sakın kapıyı açma!
Zi Meng, não abras a porta!
Anneni dinle, kapıyı sakın açma!
Ouve a mamã, não abras a porta!
Sakın kapıyı açma, duydun mu?
Não abras a porta, estás a ouvir?
Tamam. Sakın unutma, hedeflerimiz mankenler, geyler ve takdire şayan geliri olan, son model telefonlu sosyeteler.
Lembra-te, estamos falando de modelos, gays, e acima da geração do milénio com dinheiro para gastar.
Ama şu tulumlu oğlana, "çiftlik bebesi" demeden gitmesine sakın müsaade etme.
Mas não deixes o tipo de macacão sair sem que eu lhe chame "Fazendeiro Bocejador."
- Sakın durayım deme.
Não te atrevas a parar.
- O bana ait, sakın kimseye söyleme.
Isso na verdade fui eu,
Sakın korkma, eğlenceli kardeşin burada!
Não temas, o mano divertido está aqui.
- Sakın!
- Não faças isso.
Sakın unutma...
E lembra-te...
- Gelince onu da yeme sakın.
Bom, não o comas.
Sakın Boris'i öldürerek başladığını söyleme.
E por favor, não me digas que ele começou com matares o Boris.
Sakın böyle söyleme.
Não te atrevas.
Hiç düşündün mü, bunu sakın yanlış anlama bazı askerleriniz anlaşmaya varmış olabilirler.
Alguma vez pensaste, e não interpretes isto mal... que alguns dos vossos soldados possam ter sido comprometidos?
Sakın, bana bunu yaptırma.
Não. Não me obrigues.
Ye! Elijah onu sakın yeme.
Elijah, não comas isso.
- Ye. Elijah sakın yapma.
Elijah, não faças isso.
Sakın unutma.
Apenas recorda-te, esse poder...
- Sakın söyleme.
- Não o digas.
İçeri gelmemizde bir sakınca var mı?
FBI. Como está a correr o dia?
- Bir göz atmamızın sakıncası var mı?
- Sim, claro.
Efendim, sancak ve iskele tarafta sakınma manevrası yapacak alan yok.
Senhor, não há espaço para uma evasão a bombordo ou estibordo.
Lee yine burada demeyin sakın.
Não me digam que o Lee está cá, outra vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]