Son şans перевод на русский
1,766 параллельный перевод
- Bu son şansımız. - Hayır!
Это наш последний шанс.
Bu son şansın.
Это твой последний шанс.
- Ganz'e ulaşmak için son şansımız.
Это будет нашим последним шансом получить Ганца.
Fazla gelişmiş belalı tipli biri Paul'a son şansı olduğunu, hayır derse onu öldüreceklerini söyledi.
Студент-переросток сказал Полу, что это его последний шанс и, если он откажется, он убьёт его.
Spor, dünyayı bir arada tutmak için son şansımız, birader.
Спорт это последний шанс объединить наш мир, братишка.
Son şansımdı.
Это был мой последний шанс.
Son şansın.
Последний шанс.
Belki bizi bunun için son şansı olarak görüyor.
Может в нас она видит свой единственный шанс.
Bu son şansımız.
Это наш последний шанс.
Bu son şansın, Kessler!
Последний шанс, Кесслер!
Ya bu benim son şansımsa?
А вдруг это мой последний шанс?
Ya bu gerçekten mutlu olmak için son şansımsa ama ben zahmetli olacak diye onu kesip atıyorsam?
Что если это мой последний шанс стать по-настоящему счастливой, а я хочу избавиться от ребёнка только потому, что от него сплошные хлопоты?
Şu halin, çok romantik, çekici ve pervasızca olabilir ; ama bu, son şansın, dostum.
То, что происходит у тебя в жизни - все это очень романтично, интересно и очень безответственно. Но это последний звоночек, приятель.
Okul başlamadan önce son şansımız bu, Han.
Это последняя тусовка перед началом занятий, Хан.
Yüzüme bakman için son şansın, Hector.
Гектор.
Eğer bu yıl TT kazanmaya gerçekten azimlilerse Bunun icin son şans. Henuz etrafta Conor Cummins posterlerinden yok
И если ты действительно нацелен на победу в ТТ в этом году это последний шанс Я еще не видел этих плакатов с Конором Камминсом но у местного парня будет неплохая зрительская поддержка...
Buradan kaçıp gitmek için son şansın olabilir.
Это может быть твой последний шанс с криком выбежать из комнаты.
Bu son şansın!
Даю тебе последний шанс!
Julius, kalkan virüse karşı son şansımız.
Джулиус, щит - наша единственная надежда против вируса.
Onları buradan çıkarmak için son şansımız da yok oldu.
Определенно что-то новенькое Похоже столкновение - наша единственная возможность вытащить их оттуда
Bizim son şansımızsın. Anladım.
Надо проверить счета - может быть, этого мало.
Yani bu taraf değiştirmek için son şansım mı?
Так что, это моя предсмертная исповедь?
Kapanış konuşması bir avukatın, jüri üyelerinin ruhlarına direkt olarak dokunabilmesi için son şansıdır.
Заключительные прения, единственный шанс для адвоката заглянуть присяжным прямо в душу.
bu gece gidecek. Bu benim son şansım.
И это мой шанс.
Son şansın ajan bey.
Последняя попытка, федерал.
Bu bizim son şansımız.
Это наш последний шанс.
Ne için son şansımız?
Шанс на что?
Söylemek için son şansın olabilir.
Э.. нуу. Это может быть твоим последним шансом.
- David, lütfen. Son şansım bu. - Carrie, kapatmalıyım.
- Дэвид, умоляю, это мой последний шанс с Хасаном.
Mutlu olmak için son şansım o. Bu, video oyunlarından ve mastürbasyondan daha önemli, değil mi?
Она - мой последний шанс на счастье, и это важнее видеоигр и мастурбации, верно?
Bu son şansındı.
Это был твой последний шанс.
Doğruyu söylemen için son şansın, Alexandra.
У тебя последняя возможность сказать правду, Александра.
Şimdi bak dedeciğim, kuzeye gidiyorsanız bu son şansınız olabilir.
Брось, дедуля, если ты едешь на Север, то можешь её больше нигде не услышать.
Son şansını kaçırmaman için sadece yardım etmeye çalışıyorum.
Возможно, что это Ваш последний шанс. Я просто хочу Вам помочь. Не упустите свой шанс.
- Bu işi bitirmek için son şansımız.
Вот наша возможность покончить с этим.
Adamın son şansı biziz.
Мы последний шанс этого парня.
Son şansın. Geliyor musun?
- Последний шанс, ты идешь?
Sana son bir şans daha.
У тебя есть еще один шанс
- Tabii ki hayır. Sana son bir şans vermesini ben rica ettim.
Как же, я сам попросил его дать тебе последний шанс.
Yani... Ona son bir şans daha verebilirmisin, lütfen?
Можешь дать ей еще один шанс?
Şu son dönemde şansımın pek yaver gitmediğinin farkındayım. Ama buna senin sebep olduğunu düşünmek biraz saçma geliyor.
Это факт, у меня сейчас полоса невезения, но это не значит, что ты приносишь людям несчастья!
Bu son şansımız olabilir.
Это может быть нашим последним шансом.
Son virajda çok az şansım olduğunu biliyordum.
Я знал, что в последнем повороте у меня есть слабый шанс.
Bu dünyayı görebilmek için son şansım olabilir.
Понимаешь? Я имею в виду, это может быть моей последней возможностью повидать мир.
Görüyorsunuz işte, ölüm anında yapılan bir suçlamaya benzetilen söz, aslında Harry tarafından ve anlatılana göre yüzünde bir gülümseme ile dile getirilen bir aşk yemini olmuş ona tıpkı dilediği gibi, kendi istediği koşullarda yaşama ve gerektiğinde ölme şansını veren ve onu tarif edilmez şekilde seven kadına son bir kez şapkasını çıkartması olmuştur.
Понимаете, то, что было подано как предсмертное обвинение, в дйствительности являлось откровеннейшим восхвалением любви, произнесённым Генри, как известно, с улыбкой на лице, последний салют женщине, любившей его так отчаянно, женщине, которая даровала ему волю к жизни, и, при необходимости, смерти... желаемым им путём. - Неплохо.
Hadi ama Helen, bu bizim soyu tükenmiş bir uygarlığın yaşayan son üyesiyle yüzyüze gelmek için tek şansımız.
Хелен, это же наш шанс встретиться лицом к лицу с последним представителем исчезнувшей цивилизации.
Bu son şansın, ahbap.
Это твой последний шанс, приятель.
Kentucky sağlık yetkilileri son 24 saat içinde tek bir ölüm bile kaydetmedikleri hakkında şans eseri bir açıklama yaptıklarında
Когда медицинский департамент Кентукки сделал заявление о том, что за последние 24 часа не зафиксировано ни одной смерти...
Bugün seninle ameliyatı ben yapmalıydım son üç aydır ameliyat masası kenarında boşuna beklememem gerektiği gibi bu yaptığınla şef asistanlığı şansımı yok ediyorsun.
Как и от остальных операций за последние три месяца, что уничтожает все мои шансы стать главным ординатором.
Bugün seninle ameliyatı ben yapmalıydım son üç aydır ameliyat masası kenarında boşuna beklememem gerektiği gibi bu yaptığınla şef asistanlığı şansımı yok ediyorsun.
Обед и ужин. Вижу, он серьезно настроен. Ужин для того, чтобы отпраздновать решение, которые мы приняли за обедом.
Bu son şansın olabilir.
Им нужен их отец.
son şansın 29
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şanslı adam 21
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansımız var mı 19
şansın açık olsun 28
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansımız var mı 19
şansın açık olsun 28
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25