Çok yakın перевод на русский
4,179 параллельный перевод
Çok yakında bunların bir önemi kalmayacak.
Скоро это уже будет не важно.
Kocamın çok yakın arkadaşıdır.
Она очень хороший друг моего мужа. Что?
O zaman çok yakınlaşmışsın demektir.
– Ну вы уже слишком близки к этому.
Çok yakın, yakın işte.
Так близко... очень.
Aslında sonuca çok yakın olduğunuz anlamına gelir.
Но это только потому, что осталось совсем чуть-чуть.
Sorun şu ki, Bay Wexlan, siz Logan Moore'un kartını okuttuğunuz sırada... -... o çok yakınlarda öldürülmüştü.
Дело в том, мистер Вексланд, что вы воспользовались карточкой Логана Мура, когда его только что неподалеку убили.
Carter ve Logan'ın soyduğu bina, Logan'ın öldürüldüğü yere çok yakın bir yerdeymiş.
То здание, в которое Картер с Логаном вломились, было всего в паре кварталов от того места, где убили Логана.
Çok yakınız, Castle.
Мы так близко, Касл.
Çok yakın oldu.
Это довольно близко.
Çok yakın ya.
Это... это очень скоро.
- Hem de çok yakın.
Ага. Слишком близко.
Matt'le çok yakınızdır.
Мы с Мэттом были так близки.
Hayır, orası çepere çok yakın. Güneye doğru çevir ve geri dön.
Нет, слишком близко к краю, поворачивайте на юг и возвращайтесь.
Yerine... yenisini koymak zor olacak ama çok yakında kendi askınıza sahip olacaksınız.
Это все будет... тяжело заменить, но очень скоро вы получите новый специально сделанный бейдж.
Bu saçmalık sayesinden bu seferlik kurtulabilirsin ama sen bir sahtekarsın ve bu çok yakında ortaya çıkacak.
Может, в этот раз ваша выходка сойдёт вам с рук, но вы обманщица, и скоро об этом узнают все.
Çok yakın görünüyorlar.
Кажется, они были очень близки.
Madeline kaybolduğu sırada çok yakın çalışıyorlardı, âşık oldular.
Когда Мэделин исчезла. Они вместе работали, влюбились друг в друга.
- Çok yakın olmalı.
Очень близко.
Çünkü ikiniz birbirinize çok yakındınız. Onu 2-3 çetesi ile tanıştırdın.
Ты собрал еще пару человек, которым вы продавали наркотики до твоего ареста.
Pulpo ve adamları içimizden birine mal oldu. Ailemizin çok yakın bir üyesiydi. O aşağılık heriften profesyonel bir anlaşma bekliyorsanız yanlış yoldasınız demektir.
Пульпо и его люди стоили нам одного из нас, едва ли не члена нашей семьи, но если вы занимаетесь этой профессией, ожидая, что не будете иметь дело с отморозками, вы выбрали не тот путь.
Gerçekten iyi bir polissin. Çok yakından hak ettiğini alacaksın.
Ты очень хороший полицейский, и скоро у тебя будет еще попытка.
General Patton'ın kariyerindeki en tartışmalı rol çok yakın bir geçmişte hem Birinci hem de İkinci Dünya Savaşı'nda 3. Amerikan ordusuna komuta etmesiydi.
Генерал Паттон был достаточно противоречивой фигурой, сделавшей карьеру в ходе первой и второй мировых войн, и недавно назначенной командующим Третьей армии США.
Çok yakın. Bundan başka yüzün devasa bir ekranda olacak.
Так же близко, но кроме того твое лицо будет на огромном экране, поэтому, скажу просто для примера :
Çok yakın zamanda olmuş.
Всё слишком недавнее.
Yakan kralın adamları ama korkmayın çok yakında onları ele geçireceğiz.
Его жгут королевские войска, но не падайте духом, мы их скоро выгоним отсюда.
Matematiğim çok iyidir genelde çünkü gençken kızlara ders çalışmalıyız deyip eve davet ederdim. Burada iki oda var, ve bu iki oda birbirine çok yakın.
Обычно я быстро соображаю в математике, только когда сталкиваюсь с бывшей подружкой с ребенком, но эти две комнаты на чертовски близком расстоянии друг от друга.
Diplomanı almaya çok yakınsın.
Ты была так близка к получению аттестата...
Çok yakın. Düşündüğünden de yakın.
Ближе чем ты думаешь.
- Sasha, kenara çok yakın durma!
Эй, Саша, дорогая, не стой так близко к краю, хорошо?
- Ya da çok yakın.
- Или почти наш.
Kendi ölümümü gördüm, çok yakın zamanda geliyor ve bu senin tek şansın, son şansın. Soru hala aynı.
Я видел собственную смерть, и она придёт за мной очень скоро, так что это твой шанс, единственный шанс, и вопрос всё тот же.
Aynen. Çünkü biz çok yakınız.
Да.
Soyisminiz korkunç bir şekilde "yodel" e çok yakın.
Ваша фамилия звучит почти как "йодль".
Burası ölümün ve yaşamın çok yakın olduğu Dünyanın ucra bir köşesi.
Это место в мире, где жизнь и смерть очень близко друг от друга.
- Patlama bölgesinin çok yakınında olduğunu mu söylüyorsunuz?
- Хорошо, то есть вы говорите он находился очень близко к взрыву?
Dennis ile aramızdaki ilişki aynı aileden sayılacak kadar çok ama çok yakın olmakla kalmıyor. Aynı zamanda alkolü bırakması için ona destek oluyorum.
Мы с Деннисом не просто такие близкие друзья, что нас практически можно считать роднёй, но к тому же я его поручитель в "Анонимных алкоголиках."
- Vardık sayılır. Mutluluk çok ama çok hem de çok yakın.
Счастье очень, очень, очень близко.
Ölüme çok yakın olduğun o beş günden ne hatırlıyorsun?
Что вы помните?
Çok gösterişli olmasına gerek yok, bir kaç yakın arkadaş, ailem, bir çello...
Так и вижу... небольшая группа друзей, члены семьи и виолончель.
Son zamanlarda kaybettiklerine rağmen kazandıklarının çok olduğunu söylüyorlar. Firma aleyhine oy kullanmaya yakın olacaksın.
Они сказали, что с вашей статистикой вы близки к отстранению от дел фирмы.
Hayır, senin enstrümanın her zamanki gibi çok yakışıklı.
Нет, твой инструмент красив, как и всегда.
♪ Tek istediğim ♪ ♪ Sana yakın olmak, beni çok canlı hissettiriyorsun ♪
* С тобой я чувствую себя живой. *
Kubbe'ye çok yakın gidiyor.
Он слишком приблизился к Куполу.
Çok sevimlisin ama kapatmak zorundayım çünkü en yakın arkadaşımın gösterisi başlamak üzere.
Это очень мило, но мне пора. Вот вот начнется шоу моего лучшего друга.
Çok yakışıklısın.
Ты такой красивый.
Bana yakın birisi tarafından, Çaresizce para derdine düşmüş, Onu benden pek çok kez istemiş biri.
Того, кто рядом со мной, в отчаянной потребности средств, и кто уже давно положил на меня глаз.
Kendi adıma ve tüm McCann Erickson milyonerlerin namına sana çok yakışıklı olduğunu söyleme şansını bize bahşetmeni isterim.
Что ж, от себя лично и от лица всех миллионеров "Мак-Кэн Эриксон" с радостью воспользуюсь шансом сказать тебе, что ты красавчик.
Çok ani olduğunu ve yakında hayatınızı cehenneme çevireceğimi biliyorum ama doğurana kadar çalışacağım.
Я знаю, все неожиданно и скоро и превращает жизнь в ад, но я буду работать до упора.
Çok içtim, kamyonetini hurdaya çevirdim. Seni en yakın arkadaşınla aldattım.
Я много пил, разбил твою машину, изменял тебе с твоей подругой.
Merle "hayır" deyince de sandalyeyi çekiyor ve çok daha genç ve çok daha yakışıklı bir adamın yanına oturuyor.
Он говорит : "Нет", и затем она берет стул и относит его поближе к мужчине, намного моложе, намного красивее.
Çok yakışıklısın.
Ты очень красивый.
çok yakında 217
çok yakınız 26
çok yakındık 20
çok yakındı 49
yakın 111
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16
yakınlarda 19
yakında bitecek 16
çok yakınız 26
çok yakındık 20
çok yakındı 49
yakın 111
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16
yakınlarda 19
yakında bitecek 16
yakın onu 19
yakın zamanda 23
yakına gel 23
yakınlaş 16
yakında burada olur 18
yakında öğrenirsin 19
yakında mı 21
yakında hava kararacak 20
yakında öğreniriz 28
yakında ölecek 18
yakın zamanda 23
yakına gel 23
yakınlaş 16
yakında burada olur 18
yakında öğrenirsin 19
yakında mı 21
yakında hava kararacak 20
yakında öğreniriz 28
yakında ölecek 18
yakından bak 36
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53