And either way Çeviri Türkçe
586 parallel translation
And either way, what are we living for?
Başka deyişle biz ne için yaşıyoruz?
And either way, I have to know because without that, nothing else means one damn.
Her iki durumda da, gerçeği öğrenmeliyim. Öğrenemezsem, geriye kalan her şey anlamını yitirecek benim için.
And I didn't like the way he said it, either.
Ben de söyleme tarzını sevmedim.
Once and for all, understand that I go my way and do my work... without caring a tuppence what happens to either of us.
Son kez söylüyorum, ben ikimize de... ne olacağına aldırmadan işimi yapıp kendi yoluma gidiyorum.
To try and understand that it's impossible for either of us to go on this way.
Anlasana, ikimiz için de bu şekilde gitmesi mümkün değil.
Either way, the little romance of Gay and Tony Keane would've been ended forever.
Her durumda Gay ve Tony Keane'in küçük aşkı sonsuza kadar sona erecekti.
And for myself - my virtue or my plague, be it either way - is she she's so conjunctive to my life and soul that, as the star moves not but in his sphere, I could not but by her.
Bense iyiliğimden mi, belamı aradığımdan mı, öyle vermişim ki kraliçeye kendimi, çevresinde dönen bir yıldız gibi, her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
If you please, folks, either step up and take a chance, or don't block the way.
Arkadaşlar ya şansınızı deneyin ya da dükkanın önünü kapatmayın.
And not Big Ed's way either, and not for $ 50,000.
Ne Büyük Ed'in planını uyguluyoruz, ne de 50.000'in peşindeyiz.
Well, that's not my idea of a way to live, and it isn't Margaret's either.
Benim yaşama anlayışım böyle değil. Margaret'inki de değil.
People either like you or they don't. They don't act one way and then change the next minute.
Benim tanıdığım insanlar, karşısındakini ya sever, ya da sevmez.
And though we lay these honors on this man to ease ourselves of diverse slanderous loads, he shall but bear them as the ass bears gold, to groan and sweat under the business, either led or driven, as we point the way.
Ona böylesi şerefler yüklemekle birçok belalı, çamurlu yükü kendi sırtımızdan atmış oluyoruz. Bu yükleri eşek altın taşır gibi taşır o. Yükün altında terleye soluya, itile kakıla gider bizim çevirdiğimiz yola.
At first, I couldn't stand the way he bragged and swaggered either.
Önceleri, ben de kendini beğenmiş, kasıntı tavırlarına dayanamıyordum.
Either you do it the way I say or you can come here and we'll try to straighten it out, sir.
Ya benim dediğim şekilde yaparsın ya da buraya gelirsiniz ve bu işi düzeltmeye çalışırız.
Either way, it's just you and me.
Ne olursa olsun, senle ben.
And I'll thank the Electric Boat Division. That covers us either way.
Ben ayrıca Electric Boat Division şirketine de teşekkür edeceğim.
Either way, you know I'll pull the trigger and hold it.
Öyle ya da böyle, tetiği çekip basılı tutacağımı biliyorsunuz.
There is a logical way to proceed, doctor. You point your toe, apply equal pressure to either side of the boot, and push.
Ayak parmağını ayarla, botun her iki yanına da eşit baskı uygula ve it.
Winter comes and the cold sets in, when the armies move up, or move back, either way, there's no food and the wine turns to acid.
Ordular ilerlerken, yada geri çekilirken, Kış geliyor ve soğuklar bastırıyor, yiyecek yok ve şaraplar asite dönüşüyor.
Tell the chief to take a position between runway two-niner and 2-2 so they can move either way.
Şefe söyle, 2-9 ve 2-2 pistleri arasında pozisyonlarını alsınlar. Böylelikle iki tarafa da hareket edebilirler.
And the evidence of the Seishinkai scandal would never have come my way, either.
Ayrıca Seishinkai skandalının delilleriyle yolum da kesişmeyecekti.
And I don't believe for a second that you'll lose out either way.
Ama ben her iki şekilde de kaybedeceğini sanmıyorum.
Stand in the dining car and make sure nobody goes through either way.
Orada durun ve kimsenin geçmemesini sağlayın. Trenin geri kalanına geçmemeli.
I prefer baseball, because athletes last a lot longer and make a lot more money, but either way you follow the rules.
Ben beyzbolu tercih ederim çünkü atletler daha çok oynayabiliyor ve çok daha fazla para kazanıyorlar. Ama her iki halde de kurallara uyacaksın, anladın mı?
And there ain't no way to tunnel out, either.
Ve tünel kazmaya ise imkan yok.
Either a guy behaves the way you imagine he should in your goddamned heads, or you cry and bawl and never leave a guy in peace.
Bir erkek o kahrolası kafanda hayal ettiğin şekilde davranmalıdır yoksa ağlamaya başlar, bas bas bağırırsın. Adama asla huzur vermezsin.
Either you find a way to detour him, or I'll shut down the presses and take the plates with me.
Ya onu durdurmanın bir yolunu bulursun, ya da basımevini kapatır, kalıpları da yanımda götürürüm.
Look, Charlie, this isn't you and me in Nam. And there wasn't a Shirley or a little one on the way back then either. Yeah, I know.
Bak, Charlie Vietnamda ki sen ve ben yok artık o zaman ne Shirley vardı ne de yolda bir ufaklık.
The way I see it, either you can stay here and keep blaming me - - or go talk to him and only have yourself to blame.
Bence, ya burada kal ve beni suçlamaya devam et Ya da gidip onunla konuş ve kendi kendine suç at.
Either cooperate, and maybe it goes your way, or I'll sign that motion to commit.
Benimle işbirliği yapabilirsin ve belki işler istediğin gibi gider ya da bana bağırabilirsin, ben de talebi imzalarım ve her şey biter.
Either get out of my way and keep quiet, or I will have you removed from the bridge.
Bay Remmick, ya yolumdan çekilin, ya da sessiz olun, yoksa sizi Köprümden attırırım.
Either way, you hurt yourself and this office.
İkisinde de kendini ve ofisi zora koyarsın.
Either choose the easy way out, or you go into that courtroom and let them carve you into pathetic little bits.
Şimdi, ya kolay yolu seçersin, ya da mahkemeye çıkar seni küçük parçalara ayırmasına izin verirsin.
And I either have to deal with that or find some other way to live.
Ya bununla başa çıkacağım ya da başka bir yaşam tarzı bulacağım.
You can either stand out of my way or you can be my partner and back me up.
Ya yolumdan çekil ya da ortağım ol ve arkamı kolla.
Cepillármelos Either way, because the brush always horizontally... and when I do, he says, " From top to bottom.
ya da dişlerimi fırçalayış şeklimden, çünkü ben hep yana doğru fırçalarım... böyle yaptığımda der ki, "Yukarıdan aşağıya".
"The radiation count is way up and the heatwave ain ´ t expected to let up either."
Çünkü radyasyon seviyesi uçmuş durumda ve sıcaklık dalgasının da azalması beklenmiyor.
She wasn't either way She disappeared into thin air between leaving the room and coming out of that door.
Odadan çıkıp bu kapıya gelene kadar uçup gitti.
A lot of people might think it's actually about my name is Dick, and you can touch me but I think, you know, it can be seen either way.
Bircok insan aslında şöyle anlayabilir : Adım Dick, bana dokunabilirsin. Ama bence cinsel anlamı da algılanabilir.
And I'm not too clear on the laws about pedestrian right-of-way either.
Ve yayalara yol hakkı verme konusunda da pek temiz sayılmam.
She don't like the way you've been dogging her and I don't either.
Onu öylece ortada bırakmana izin vermem.
Either that or you're real high and agreeing with me in the only way you can right now.
Bunun açıklaması ya budur ya da gerçekten kafayı bulmuşsunuz ve başka çareniz olmadığı için benimle hemfikirsiniz.
Something in between, bearing in mind the slightest error either way, and it's ruined.
İkisinin arası bir şey. Herhangi bir tarafında yanlışlık olursa tadı mahvolur.
Yeah, Billy, you may kill me before she kills you... and you may not, but you're bound to die either way.
Evet, Billy, o seni öldürmeden beni öldürebilirsin..... ve öldüremezsin, ama her iki yönden de ölmeye bağlısın.
It's the only way we can be together, and I don't want to lose you either.
Bu birlikte olabilmemizin tek yolu ve ben de seni kaybetmek istemiyorum.
At five and a half bucks an hour, I don't give a rat's ass either way.
Saatine 5,5 Dolar aldığım bir iş için bile, seni çekemem.
Jake feels I should either be with a doctor or a man who knows his way around nuts and bolts.
Jake'e göre ya bir doktorla olmalıyım ya da eli tamire yatkın biriyle.
Well, either way, I'll be eating Junior Mints and crying in the dark.
Her iki durumda da karanlıkta nane şekeri yiyip ağlıyor olacağım.
But in the end... all that matters is how we feel and what we do about it because either way we're the ones who have to live with the consequences.
Ama sonunda önemli olan tek şey hissettiklerimiz ve bu konuda ne yapacağımız çünkü neticede sonuçlarına katlanacak olan biziz.
If we turn back too soon and that thing follows, we'll be dead either way!
Erken dönersek bizi takip eder. Her halükarda ölüyüz.
Either way, as soon as you see them, notify the fleet and get out of there.
Her halükârda onları görür görmez sinyal vereceksiniz ve kaçacaksınız.
either way 1939
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way down 31
way too long 22
way mirror 27
way trip 38
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21
way better 36
way down 31
way too long 22
way mirror 27
way trip 38
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21
way i see it 33
way street 165
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everybody knows it 20
way street 165
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everybody knows it 20
and everything 101
and everything else 36
and ever since then 47
and expensive 22
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and ever 26
and every year 34
and everybody 18
and everything else 36
and ever since then 47
and expensive 22
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and ever 26
and every year 34
and everybody 18