Do we know Çeviri Türkçe
16,526 parallel translation
How do we know who the target is?
Hedefin kim olduğunu nasıl anlayacağız?
Do we know the other man's name?
Diğer adamın adını biliyor muyuz?
How do we know she's not listening to us right now?
Şu anda bizi dinlemediğini nereden bileceğiz?
What else do we know about this guy?
Bu adam hakkında başka ne biliyoruz?
Do we know anything yet about where he was being held, outside of "hell"?
Cehennem hariç nerede tutulduğunu biliyor muyuz?
What do we know about that doctor?
Bu doktor hakkında ne biliyoruz?
And do we know how ZOMO knew about the image in the first place?
Hepsinden öte ZOMO'nun bu şekli nereden bildiğini biliyor muyuz?
How do we know that ZOMO doesn't want us to find this place?
ZOMO'nun burayı bulmamızı istediğini nereden bileceğiz?
So what do we know?
Pekala ne biliyoruz?
What else do we know? Aside from buying this place five years ago, the guy's a ghost.
- Burası beş yıl önce bilinmeyen biri tarafından alınmış.
What do we know about them?
- Onlar hakkında ne biliyoruz?
Okay, how do we know which ones to disable?
Devre dışı bırakmak için hangisini keseceğimizi nasıl bileceğiz?
So what else do we know about truckers?
Kamyoncular hakkında başka ne biliyoruz?
What do we know about her?
Hakkında ne biliyoruz?
Garcia, what else do we know about Flora Martin?
Garcia, Flora Martin hakkında ne biliyoruz?
How do we know you didn't put it in there when we went to get the coke?
Biz kokaini almaya gittiğimizde sizin koymadığınızı nereden bilelim?
How do we know that the base is still there?
Üssün hâlâ orada olduğunu nerden bileceğiz?
I mean, how do we know?
Yani, bunu nasıl bilebiliriz?
What's caused it, Doc, do we know?
Buna sebep olan ne Doktor, biliyor muyuz?
What else do we know?
Başka ne biliyoruz?
You know, what we do matters.
Amaçlarımızı biliyorsun.
What do we know?
- Hakkında ne biliyoruz?
We will do everything we can to help find Rose, but we can't do that without knowing the secret the kidnappers wanted to know.
Rose'u bulmak için her şeyi yaparız ama kızını kaçıranların ne bilmek istediğini öğrenmeden bunu yapamayız.
But we do know that his assistant is Amanda Bigelow.
Ama yardımcısı Amanda Bigelow'u biliyoruz.
We do not know his or her condition at this point.
"Biz bu noktada durumunu bilmiyoruz."
- But we do know that the shooter was seen leaving the scene just moments ago.
- Anne, bu oğlunun okulu, değil mi? - Ama vuran kişinin olay yerini birkaç dakika önce terkederken görüldüğünü biliyoruz. "
We do not know his or her condition at this point.
"Bu anda onun durumunu bilmiyoruz."
But we do know that the shooter was seen leaving the scene just moments ago.
"Ama vuran kişinin olay yerini birkaç dakika önce terkettiğini biliyoruz."
We do not yet know who it is.
Daha kim olduğunu bilmiyoruz.
We didn't know it had anything to do with Craig's father.
Bunun Craig'in babası ile ilgisi olduğunu bilmiyorduk.
We's going to do this, just let me know when.
Hesaplaşacağız. Sadece gününü söyle.
You know, we do what we can, and hope to do more as we grow.
Anlarsın, elimizden geleni yapıyoruz ve büyüdükçe daha fazlasını yapmayı umuyoruz.
Truth is, I don't know what we would do without you, Dario.
Sensiz ne yapardık bilemiyorum, Dario.
But, um, you know what we could do?
Ne yapmalıyız biliyor musun?
Do you even know where we're going?
Nereye gittiğimizi biliyor musun?
He shouldn't have been there in the first place, Maspero, and you know it. We're trying to do serious work.
Daha en başta orada olmaması gerekirdi Maspero ve siz de bunu biliyorsunuz.
- What do we want to know?
- Ne mi öğrenmek istiyoruz?
Look, I know none of it makes any sense, but we don't have a choice, do we?
Bakın biliyorum hiçbiri mantıklı değil ama başka seçeneğimiz yok, değil mi?
I do know that if we want to find out...
Ama eğer öğrenmek istersek de...
We know what they do.
Ne işe yaradıklarını öğrendik.
You know we'd never do that, right? No.
- Bunu asla yapmayacağımı biliyorsun değil mi?
And we Perekop herders, only we know how to do roast lamb.
Ve biz Perekop çobanlara, sadece nasıl kızartma kuzusu yapacağımızı biliyoruz.
- We do not know.
- Biz bilmiyoruz.
Then, we'll show them what they do not know, that Russians have no weak points, right?
Sonra, onlara ne bilmediklerini göstereceğiz, Rusların zayıf noktaları yok, değil mi?
Maybe they do not know that we are few.
Belki de az olduğumuzu bilmiyorlar.
I-I know we must sound like monsters to you, but I had to be honest so maybe you could understand why we do it.
Sana canavar gibi görünmüş olabiliriz ama belki neden böyle yaptığımızı anlarsın diye herşeyi anlattım.
If we had help - - a lot of people - - then I wouldn't be afraid to tell her, because she'd know it wasn't on her to do it.
Yardım alırsak - - bir çok insan - - o zaman ona anlatmak için korkmazdım, çünkü bu işte kendini o kadar sorumlu hissetmezdi.
Do you know how complicated phones have gotten since we've been inside?
İçeriye atıldığımızdan beri telefonların ne kadar karmaşıklaştığından haberiniz var mı?
What we do know is, we're the ones on the ground making the tough calls every day.
Bildiğimiz şey ise siperde zor kararları vermek zorunda olanlar biziz.
I don't know what we're supposed to do.
Şimdi ne yapacağız?
We both know what he can do as a human.
İnsanken ne yapabileceğini ikimiz de biliyoruz.
do we know each other 88
do we have a deal 220
do we have a problem 55
do we have 28
do we understand each other 72
do well 16
do we have a deal or not 24
do we have a choice 32
do we have a plan 22
do we 899
do we have a deal 220
do we have a problem 55
do we have 28
do we understand each other 72
do well 16
do we have a deal or not 24
do we have a choice 32
do we have a plan 22
do we 899
do we agree 16
do we have to do this now 16
do we have an agreement 22
do we have to 94
do we not 35
do we have to go 16
do we have to do this 17
we know each other 82
we know 1044
we know who you are 106
do we have to do this now 16
do we have an agreement 22
do we have to 94
do we not 35
do we have to go 16
do we have to do this 17
we know each other 82
we know 1044
we know who you are 106