English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Go to the right

Go to the right Çeviri Türkçe

3,104 parallel translation
You've no money and you didn't even go to the right school.
Paran yoktu ve doğru düzgün bir okula bile gidemedin.
And he lived right around the corner and you used to go over to Volkswagen Frank's.
Sokağın köşesinde yaşar Volkswagen Frank'e uğrardı.
All right, if you insist, I'll go up to the bathroom and tell you how I do.
Pekâlâ, madem ısrar ediyorsun banyoya çıkıp kaç kilo olduğumu söyleyeyim.
Is a tap water going to be okay or do you want me to go down to a crystal geyser and bring her highness some right from the spring.
Çeşme suyu olur mu yoksa majesteleri için kaynağına gidip pınardan mı alayım?
I want you to go back in there, say thank you for the meal, collect your crew, and get the hell off my boat, and I want that right now.
Oraya geri gidip yemek için teşekkür etmeni, ekibini toplamanı ve hemen teknemden defolup gitmeni istiyorum.
All right. Reid and Prentiss, go to the crime scene.
Reid ve Prentiss, olay yerine gidin.
Still, that doesn't give you the right to just go ahead and screw up somebody else's art.
Yine de bu sana başkalarının sanatını mahvetme hakkını vermez.
Tomorrow, everything is going to return to normal, and I am going to be the boring business guy, and you get to go back to being cool, hip Crosby, all right?
Yarın her şey normale dönecek, ve ben sıkıcı bir işadamı olacağım, ve sen de havalı olmaya geri döneceksin, havalı Crosby, oldu mu?
See this glass thing right here? You're gonna go up on this side of the building, use that to go across to the next one.
Binanın bu kısmından çıkıp, sonrakine geçmek için onu kullanacaksınız.
Look, I'll go to the hospital when she wakes up, all right?
Uyandığında hastaneye gideceğim tamam mı?
And then right at the last moment, she received a call and had to go into work.
Ve tam o anda, işe gitmesini gerektiren bir çağrı aldı.
Just deciding on the right shoes to go with the outfit.
Kıyafetime uygun bir ayakkabı arıyorum.
I assume this means you do not want to go to the Kemper tomorrow, right?
Bundan yarın Kemper'a gitmek istemediğin sonucunu çıkarıyorum, doğru mu?
I'm gonna go Rebecca because someone taught me how to listen to music the right way.
Rebecca'yı seçeceğim çünkü birisi bana iyi müzik dinlemeyi öğretti.
Does Sensei have the right to go that far? "
"Bir öğretmenin bu kadar ileri gitmeye hakkı var mı?"
Right... you have to go back to the others.
Haklısın, diğerlerinin yanına dönmen lazım.
Excuse me, I have to go to the ladies'room right now and look at my lips.
İzninizle, kadınlar tuvaletine gidip dudaklarımı kontrol etmem gerekiyor.
I don't have to go home, but I got to get the hell out of here, right?
Eve gitmek zorunda değilim, ama buradan gitmek zorundayım değil mi?
Yeah, I, uh... thought I was going to have time to come back, but I just had to go right into the mediation.
Evet, ben, uh... eve dönmek için zamanım kalır sanmıştım, ama yanılmışım direk anlaşmaya katılmak zorundaydım.
Alright I'll go to jail, alright I'll go to hell, but I'm gonna do the right thing.
Tamam o zaman hapise gidiyorum, tamam o zaman cehenneme gidiyorum, Ama doğru olan şeyi yapacağım.
Right now, there is someone else out there, who is preparing to go through with Pandora, and that girl is the key.
Şu an dışarıda biri daha var Pandora'yı hayata geçirmeye hazırlanıyor ve anahtar da o kız.
If you want back in the ring to get stuck some more... put your tights on and go right ahead!
Eğer bayrağı yeniden ele geçirmek istiyorsan, gemi azıya al ve saldır! Rica ediyorum. Haydi, ama çabuk ol!
- Hi, all right. I'm just going to go down to the car, and I'm going to put her in her seat, and I'll be right back up.
Sadece asagi, arabaya kadar inip, koltuguna oturtup geri gelecegim.
No, we have to go catch them in the act right now.
Hayır, onları gidip yakalamamız gerekir. - Hemen şimdi.
You are not in the mood to go back to the company, right?
Şirkete uğrayacak havanda değilsin değil mi?
We've got a ways to go, Anne, but I'm confident this jury will do the right thing.
Önümüzde uzun bir süreç var, Anne, ama eminim jüri doğru kararı verecektir.
Look, I got to go to the courthouse, right, but we will talk later, I promise. Okay, Clance?
Bak şimdi mahkemeye gitmem gerek, ama söz daha sonra konuşacağız.
I got to go to the courthouse now, all right?
Şimdi mahkemeye gitmem gerek, tamam mı? Söz veriyorum sonra konuşacağız.
Wait till I distract Stacey, go straight to my office, third door on the right, and stay there.
Ben Stacey'inin dikkatini dağıtacağım, sen hemen ofisime git sağdan üçüncü kapıya. Ve orada kal.
That give him the right to go through my computer?
- Bu ona bilgisayarımı kontrol etme hakkı mı veriyor?
And then you go right on back to Mr. Quarles with your tail'tween your legs, and you tell him this whole thing was your idea to get back at the Crowders, and you thought he would approve. How that sound?
Sonra da kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırarak Bay Quarles'a gidip bütün olan bitenin Crowder'lardan öç almak için senin fikrin olduğunu ve onaylayacağını sandığını söyleyebilirsin.
You ain't got the means or the muscle to beat Quarles'newfound alliance. You go right on back to.
Quarles'ın yeni ortaya çıkan ittifakıyla başa çıkacak ne paraya ne de kuvvete sahipsin.
I can go back to the house and check for you, love. No, you're all right, I'll be fine.
Sürdüğü tek şeyin o olduğunu sanmıyorum.
Even if I do have to go back to the States, for now I should enjoy my time with the kids, right?
Amerika'ya geri dönmek zorunda olsam bile, Şimdilik çocuklarla eğlenmeliyim, değil mi?
'Right, two go to the cashier.'
'Pekâlâ, ikimiz kasiyere gideceğiz.'
All right, tell her I'll be back at the Clinica tonight, uh, but I got to go.
Pekala, söyle ona. Bu gece geri geleceğim. A..
I'm going to go to the gas station and get a frozen burrito and eat it right there at that table.
Ben de benzin istasyonuna gideceğim ve dondurulmuş dürüm alacağım ve şuradaki masada onu yiyeceğim.
You don't have the right to come and go.
Girip çıkmaya hakkın yok.
All right, Kono and I will go talk to the vic's wife, see what she knows.
- Evet, soracağım. Bizde kurbanın eşi ile konuşalım. - Belki bir şey biliyordur.
Stood right there, crying to let them go, then the other one knocked me on the head, made the blood run, and says, if you feel sorry for them you old bitch, you can join them inside,
Orada ayaktaydım ve bırakmalarını söyleyip ağlıyordum. Sonra birisi kafama vurdu ve başım kanadı. Sonra bana şöyle dedi :'Onlar için üzülüyorsan yaşlı kaltak sen de onlara katılabilirsin.'
That's why they go to the movies, right?
Tim, çok harika birine benziyorsun.
I just keep thinking that if I make the right choice all this madness will end and my life will go back to normal.
Doğru seçimi yaparsam tüm bu çılgınlık sona erer, hayatım da eski haline döner diye düşünüp duruyordum da.
Okay... We've got an hour before the sitter takes off, so, if we leave right now, we can go crazy and treat ourselves with a trip to the dry cleaners.
Bakıcı gidene kadar bir saatimiz var şimdi işten çıkarsak, çok eğlenerek kuru temizlemeciler arasında gezebiliriz.
Well, for me, it's like, if someone who doesn't know anything about cars can just go down to the store and get the same car, that's not right.
Benim için, bu şey gibi, arabalardan anlamayan biriyse galeriye gider ve herhangi bir arabayı satın alır bence bu doğru değil.
Why don't you go ahead, I'll run this down to the lab, all right?
Sen işine devam et, ben laboratuvara uğrayıp, bunları bırakırım. Tamam mı?
Then we can go right back to the fun of spending every second dealing with your insane family.
Bu iki gün bittiğinde kafası kırık ailenle uğraşmaktan zevk aldığımız o anlara dönebiliriz.
And every time we go to my sister Anita's house for Christmas, and somebody says, "Pass the ham" " Fernando always says," Anita's right over there. " ( cackling )
Ve ne zaman yılbaşı için kız kardeşim Anita'lara gitsek ve birisi "Domuz budu uzatır mısın?" dese Fernonda her zaman "Anita orada oturuyor ya." diyor.
Fine. And I can go to the kids'show, right?
Peki.
So you tell me right now where the girl is or you go to hell!
Hemen kızın yerini söylemezsen cehennemi boylarsın!
All right, let's go to the video again.
Tamam, videoyu bir daha oynatalım.
Dude, if she was here right now, I've drank enough, to the point where I would go right to her face, and I would say,
Dostum, eğer şu anda burada olsaydı, onun yüzüne gidip şunu söyleyecek kadar sarhoşum,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]