English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / Have something to eat

Have something to eat Çeviri Türkçe

498 parallel translation
from Miss Friede... so that you have something to eat! "
Bayan Friede'den... bir şeyler yiyebilesiniz diye! "
- Won't you have something to eat?
- Bir şeyler yemez misin?
That would make you feel better, if you have something to eat.
Yemek yemek kendini daha iyi hissettirir.
- We's got to have something to eat.
Birşeyler yemek zorundayız.
I said, can I have something to eat?
Yiyecek birşeyler alabilir miyim dedim!
I'm going to have something to eat now.
Şimdi yiyecek birşeyler alacağım.
Won't you stay and have something to eat with us?
Bizimle yemeğe kalmaz mısın?
- Can we have something to eat?
- Yiyecek bir şeyler alabilir miyiz?
Have something to eat first.
İlk başta birşeyler yiyelim.
At least have something to eat before you go.
En azından gitmeden önce bir şeyler ye.
Will you have something to eat?
- Bir şey yemek ister misin?
Will you have something to eat?
Yiyecek bir şeyler alalım mı?
- Have something to eat!
- Bir şeyler yiyin!
Have something to eat.
Otur da bir şeyler ye.
have something to eat, Mike.
Bir şeyler ye Mike.
- So you won't have something to eat?
Bir şey yemeyeceğinize emin misiniz general?
I asked Mother Mathilde to let the operating sister... have something to eat before she came in the morning, but she won't.
Rahibe Mathilde'den ameliyata giren hemşirelerin... sabah gelirken bir şeyler yemelerine izin vermesini istiyorum ama vermiyor.
Did you have something to eat?
Sen yemek yedin mi?
But, Mom I'm hungry and I've got to have something to eat.
Ama anne... Açım ve bir şeyler yemem gerek.
Let's have something to eat here.
Haydi burada bir şeyler yiyelim.
Stay and have something to eat before you start back. I'd feel a lot better.
Kal ve ayrılmadan birşeyler ye kendimi daha iyi hissedeceğim.
Can we have something to eat?
Bir şey yiyebilir miyiz?
Well, chaps, I suppose we ought to have something to eat.
Tamam ahbap, sanırım bir şeyler atıştırma vakti geldi.
Sir, you should have something to eat
Bir şeyler yemelisin!
You will have something to eat first.
Önce birşeyler atıştır.
Will the lady have something to eat too? Yes.
- Bir şey yemek ister miydiniz?
- Coming to have something to eat?
- Gidip bir şeyler yiyelim mi?
- Have something to eat.
- Bir şeyler ye.
- I've got to have something to eat.
- Bir şeyler yemem gerek.
Have something to eat first
siz karnınızı doyurun!
Have something to eat, please.
- Yiyecek bir şey al, lütfen.
We werejust about to have something to eat.
Biz de tam birşeyler yiyecektik.
Lady. could we have something to eat?
Hanımefendi. Bize yiyecek bir şeyler verebilir misiniz?
Would you like to have something cool to eat?
Yiyecek soğuk bir şeyler ister miydin?
Want something to eat? Shall I have an apple pie?
Birşeyler atıştırmak ister misiniz?
Always have to stop and eat something.
Durup bir şeyler yemek zorunda kalıyorum.
We have to get him something to eat.
Ona yiyecek bir şeyler bulmamız gerekiyor.
You folks better come on in and get into some dry duds and have something warm to eat.
- Merhaba. İçeri gelin millet, elbiselerinizi kurulayın ve sıcak bir şeyler yiyin.
You have to eat something before leaving.
Dışarı çıkmadan önce bir şeyler yemelisin.
Come with me, you'll have a home and something to eat.
Benimle gel, bir evin olur, karnın da doyar.
- You have to eat something too.
- Hadi yemeğe gelin. - Sağolun.
- Then you have to eat something.
O zaman bir şeyler yemek zorundasınız.
Oh, I have to give you something to eat.
Sana yiyecek bir şeyler vermeliyim.
As long as you have to eat something, clean bedding, your car...
Sadece yemek ister. temiz yatak, hizmet...
I have prepared something to eat.
Ben yiyecek bir şeyler hazırladım.
of having something to eat I guess. We'll have to think...
Düşünebiliriz...
Get him something to eat - whatever we have on hand.
Ona yiyecek bir şeyler ver... Elimizde ne varsa.
I don't know about you, Thomas, but I'm starving, have them bring us something to eat.
Senin yüzünden mi bilmiyorum Thomas, ama açlıktan ölüyorum. Bize yiyecek bir şeyler getirsinler.
- You have got something to eat?
- Yiyecek bir şey var mı?
Have you had something to eat?
Yemek yediniz mi?
You have to eat something before that hard journey.
Yola çıkmadan önce bir şeyler yemelisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]