English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / Maybe you haven't noticed

Maybe you haven't noticed Çeviri Türkçe

63 parallel translation
Maybe you haven't noticed I'm here now!
Farketmedin belki ama ben buradayım!
Though maybe you haven't noticed.
Fark etmemiş olabilirsiniz gerçi.
Maybe you haven't noticed.
Belki fark etmemişsinizdir.
Maybe she's been unhappy for a real long time, and, uh, you just haven't noticed.
Belki cidden uzun bir zamandır mutsuzdur, ve sen de farketmedin.
Maybe you haven't noticed what happens to men like your friend, without special attention.
Belki arkadaşın gibilerine özel bakım uygulanmadığında ne olduğunu bilmiyorsun.
Maybe you haven't noticed, but I'm tired of gettin'shot at.
Anlamıyorsun, bana ateş edilmesinden bıktım.
Now maybe you haven't noticed, but we aren't exactly winning any popularity contests here.
Belki farkında değilsiniz. Ama buraya popülerlik yarışması için gelmedik.
Maybe you haven't noticed, but I'm not exactly in fighting form.
Belki fark etmedin, ama ben şu anda tam olarak dövüşebilecek durumda değilim.
Maybe you've noticed, maybe you haven't but I haven't been doing as good a job around here as I should've.
Belki fark etmemişsindir ama son zamanlarda işimi yapmam gerektiği kadar iyi yapamıyorum.
Dax, maybe you haven't noticed, but no one's laughing.
Dax, belki farkında değilsin, ama hiç kimse gülmüyor.
Maybe you haven't noticed Colonel.
Belki farketmedin, Albay.
Well, maybe you haven't noticed, it's not where you left it.
Şey, belki onu bıraktığın yerde olmadığının henüz farkına varmadın.
Maybe you haven't noticed, but this is a prison.
Belki farketmedin ama, burası bir cezaevi.
Maybe you haven't noticed, but at that game pit, they have no permit... so they use car headlights for lighting.
Belki farkında değilsin ama bu oyun çukurda, yasal değil.. yani aydınlatma için araba farları kullanıyorlar.
Maybe you haven't noticed all the bodies you had to crawl over to get in here tonight.
Bu gece burdan bu kadar kişiyi bırakıp da gidemezsin.
I think maybe you haven't noticed.
Belki de senin dikkatini çekmemiştir.
Maybe you haven't noticed, but I don't make friends easily.
Bu kadar Amerikalı nereden geldi sanıyorsun? Tamam, tamam.
Maybe you haven't noticed.
Belki fark etmedin.
Maybe you haven't noticed, but I've been a little busy lately.
Belki fark etmedin ama son zamanlarda biraz meşguldüm.
Maybe you haven't noticed, my little deadly nightshade... but it's a brand new age, time to celebrate life... the love and the beauty of the world around us.
Belki daha farkına varmadın benim güzelavratotum, ama artık yeni bir çağdayız. Vakit ; yaşamı, aşkı ve dünyamızdaki güzellikleri kutlama vakti.
Maybe you haven't noticed, but the boys look a little slovenly lately.
Belki fark etmedin ama çocuklar bu ara biraz pasaklı görünüyor.
Maybe you haven't noticed, Charlie, but I'm wrapped tighter than an airport sandwich.
Belki fark etmedin....... Charlie, ama sıkı paketlenmiş hava alanı sandviçleri bile benim kadar bunalmıyordur.
You know, maybe you haven't noticed, Lois, but I am the band.
Biliyorsun, farketmemiş olabilirsin Lois, ama grup ben'im.
Maybe you haven't noticed I'm running for sheriff.
Belki farketmedin ama şerifliğe aday oldum.
Look, raccoon, maybe that mask you're wearing is obstructing your view, but if you haven't noticed, I'm a skunk.
Bak, rakun, o taktığın maske görmeni engelliyor olabilir ama farketmediysen söyleyeyim, ben bir kokarcayım.
Maybe you haven't noticed, but you got a few people waiting out here.
Farkında olmayabilirsiniz ama burada bekleyenler var.
Allison, maybe you haven't noticed, but the city's come to a standstill.
Allison, belki farkında değilsin ama şehirde işler durma noktasına geldi.
I mean, maybe you haven't noticed We're in jail.
Bilmem farkında mısın ama hapishaneyiz.
Well, maybe she does and you haven't even noticed.
Belki de o kavgalı senle. Sen bunun farkında bile değilsindir.
Maybe you haven't noticed, but I'm in love with you.
Farkında değilsin herhalde ama ben sana aşığım.
Maybe you haven't noticed, but I'm in love with you.
Belki farketmedin ama ben sana aşığım.
Maybe you haven't noticed, but I'm currently napping in a sewage pipe.
Farkında değilsin belki ama, öğlen uykumu almaya çalışıyorum şu an.
Maybe you haven't noticed, but your mission is kind of fucked.
Bilmiyorum farkında mısınız ama göreviniz başarısız olmuş durumda.
Maybe you haven't noticed, but, um... I've... done a few things.
Belki fark etmedin ama ben bazı şeyler yaptım.
Maybe you haven't noticed, but I'm working for a campaign.
Belki farkında değilsiniz ama başka bir kampanyada çalışıyorum.
Maybe you haven't noticed but the more you're trying to diminish others, the more you actually diminish yourself.
Belki henüz fark etmedin ama başkalarını küçük düşürmeye çalışırken, aslında kendini küçülttün.
It's just that timing-wise, it could be, and maybe you haven't noticed, but we kind of look...
Sadece, zamanlama uyuyor. Belki fark etmemişsindir,... ama biz birbirimize benziyoruz. Ayağa kalkayım mı?
You'll snap... When will you snap me in half? 'Cause maybe you haven't noticed yet, but we're about to die.
Belki fark etmemişsindir ama ölmek üzereyiz.
Well, maybe you haven't noticed, but I'm kind of a 20th century guy.
- Belki fark etmemişsindir ama ben 20. yüzyıl adamıyım.
Maybe you haven't noticed, but Dampier's no three-ring bloody circus, is it?
Belki farketmemişsindir, Dampier'de her türlü alem yapılacak bir yer değil di mi?
Maybe you haven't noticed. But I'm a relationship magnet.
Belki fark etmemişsindir ama ilişki mıknatısıyım ben.
Maybe you haven't noticed, but we don't need you anymore, Thor.
Eğer hâlâ dikkatini çekmediyse söyleyeyim, artık sana ihtiyacımız yok, Thor.
Um, maybe you haven't noticed, but I have issues around money.
Belki fark etmedin ama para ile ilgili problemlerim var.
Maybe you haven't noticed, I don't like a lot of people, I don't trust a lot of people, so when I meet someone that I actually want to hang out with, it really pisses me off when I screw it up.
Belki farketmedin ama herkesi sevmem, herkese güvenmem yani gerçekten takılmayı istediğim birisiyle tanıştığım zaman işleri berbat edince, sinirlerim bozuluyor.
Maybe you haven't noticed, but I'm not really an athlete,
Belki farkına varmadın ama hiç koşucu bir yapım yok.
Maybe, if you had taken one second out of your plan to not spend one second alone with me, you might have noticed that I haven't judged you at all.
Belki, benimle bir saniye bile yalnız kalmama... planından bir anlığına ayrılabilseydin, seni hiç de yargılamadığımı fark edebilirdin...
Maybe you haven't noticed, but dying isn't what it used to be!
Belki farkına varmamışsındır ama, ölmek artık eskisi gibi değil!
Maybe you haven't noticed but I seem to be packing up.
Fark etmediysen diye söylüyorum. Eşyalarımı topluyorum.
Maybe you haven't noticed, Ryan, but Jenna's in a bad place right now.
Fark etmemiş olabilirsin Ryan ama Jenna son zamanlarda kötü bir halde.
Maybe you haven't noticed, but Goss'lawyer won't even let Goss talk to us.
Farkında değilsiniz galiba ama avukatı Goss'la konuşmamıza bile izin vermiyor.
Maybe you haven't noticed, but your personal trust isn't exactly what it used to be, and this company isn't, either.
Belki fark etmemişsindir ama kişisel fonun eskiden olduğu kadar kabarık değil ayrıca şirketinki de kabarık değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]