English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Same for you

Same for you Çeviri Türkçe

3,385 parallel translation
And I know it was the same for you'cause you were there with me, right?
Sen de aynı şeyleri hissettin, çünkü benim yanımdaydın, değil mi?
I could say the same for you, Reese.
Aynısını ben de senin için söyleyebilirim Reese.
And he's willing to do the same for you.
Ve o senin için de aynı şeyi yapmak istiyor.
- Did your parents do the same for you?
- Ailen senin için böyle şeyler yaptı mı?
Perhaps you should do the same for your family.
Belki sen de ailen için aynı şeyi yapmalısın.
Hopefully a similar gesture will do the same for you.
Umarım ki benzer bir şey senin için de ayı etkiyi gösterecek.
But the part of you that went outside the law for your sister, it's the same part that helped me and Lacey, so...
Merhaba tekrardan. Beni hatırladın mı? - Susan.
( Laughs ) I would do the same thing for you, buddy... any one of these kids.
Bende olsam aynısını yapardım, dostum. Seç çocuklardan birini.
Same fate that you left for my brother!
Ağabeyime layık gördüğün kaderin aynısı!
We've worked together for years in the same building, - and you never talk to me.
- Ve asla benimle konuşmak Biz, aynı binada yıldır birlikte çalıştık.
I have a distaste for hypotheticals just the same as you have a distaste for speculation.
Varsayımlardan hoşlanmıyorum, tıpkı sizin tahminlerden hoşlanmadığınız gibi.
The same plan I had for you, except that Ann's defense gives me a lot more leeway.
Aynı plân senin için de geçerli Ann'in savunmasının bize çok zaman kaybettirmesi dışında.
You'd do the same for me.
Aynısını sen de yapardın.
For the same damn reason you made it.
Bu bahse girme gerekçen ile aynı sebepten.
In time, you may find that you feel for me the same way I feel for you.
Belki zamanla sen de bana benim sana karşı hissettiklerimi hissedersin.
Listen, you know I am not one for praying,'cause in my book it's... it's the same as begging.
Dinle pek dua eden biri olmadığımı biliyorsun çünkü benim kitabımda bu yalvarmakla eş değerde.
What- - What you do for your women, it's a search for that same connection that you never got from your mother.
O kadınlara yaptıklarını annenle hiç kuramadığın bağı kurma arayışı için yapıyorsun.
Every day this theater loses 10 % of our 3-d glasses, which makes it impossible for the other guests to enjoy the same quality of 3-d experience as you.
Bu sinema her gün 3D gözlüklerinin % 10'unu kaybediyor. Bu, diğer konukların da sizin yaşadığınız keyfi yaşamasını imkansız kılıyor.
It's not the same for me as it is for you, Sam,'cause I'm home.
Benimkiyle seninki aynı şey değil Sam. Çünkü ben zaten evdeyim.
Same goes for you, Dan.
- Senin için de aynısı geçerli Dan.
Ms. Yukino! Same goes for the rest of you.
Siz de öyle.
And you know what, it's actually even easier because you and I are not even gonna be competing for the same guys.
Ayrıca biliyor musun? Bu sefer daha kolay olacak. Çünkü aynı adamlar için yarışmayacağız bile.
I've been telling him, you play the same venue for a decade, attendance drops.
Ona anlatıyorum 10 sene aynı mekanda gösteri yaparsan, katılım düşer.
You've been with the same bloke for, what, like, eight years, or some shit.
Senelerdir aynı herifle berabersin. Sekiz sene falan oldu herhalde.
You've been with the same guy for five years
- Beş senedir aynı tiple berabersin
For the same reason that I let you buy that ridiculous tiny dress.
Senin o şaka gibi küçük elbiseyi almana izin vermemle aynı sebepten.
I'm afraid our patient is not on dialysis, so it's impossible that we're talking about the same person, but thank you so much for your time.
Üzülerek söylemeliyim ki hastamız şu an diyalizde değil, bu yüzden biz aynı kişi hakkında konuşuyor olmamız imkansız, ama zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Then why don't you dance and sing the same for us?
O zaman neden bizim için o şarkıyı söyleyip, dans etmiyorsun?
Ah, come on, you'd do the same thing for me.
Hadi ama, sen de aynısını yapardın.
I was looking for Drew, same as you.
- Ben de senin gibi Drew'yu arıyordum.
I can't say the same about you, Sandford, since we've only just met, which would, however, make it easier for me to eliminate you.
Daha yeni tanıştığımızdan, senin için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, Sanford. Ki bu da, seni ortadan kaldırmamı çok daha kolaylaştırır.
Didem, enough. You've been reading the same thing for the past two days and driving yourself crazy over it.
2 gündür aynı haberi okuyup perişan ediyorsun kendini ya.
Let's just say that ultimately, you and I work for the same entity.
Nihayetinde aynı amaca hizmet ettiğimizi söyleyelim.
Same goes for everyone you see.
Gördüğün herkes için bu geçerli.
Look, you can't be the name defendant on a gender discrimination case while we're suing Folsom Foods for the same thing.
Biz Folsom Gıda'ya aynı şey için dava açarken senin adın bir cinsiyet ayrımcılığı davasında geçemez.
Same goes for you, pal.
Aynı şey senin için de geçerli dostum.
Keep doing everything the same,'cause it seems to really be working out for you.
Görünüşe göre çok işine yarıyor.
You can't be the named defendant on a gender-discrimination case while we're suing Folsom Foods for the same thing.
Biz Folsom Gıda'yı aynı şey ile suçlarken cinsiyet ayrımı davasında suçlanan taraf olamazsın.
Because, like you, I've now seen firsthand how lamar does business, and I want no part of it, personally or for my constituents, and I'm pretty sure you feel the same way.
Çünkü tıpkı senin gibi Lamar'in işini nasıl yaptığını gördüm ve ne kendimin ne de yanımdakilerin bu işin parçası olmasını istemiyorum senin de aynı şeyi düşündüğünden şüphem yok.
Besides, they deserve to suffer the same fate for helping you in the first place.
Hem zaten sana yardım ettikleri için onlar da aynı kaderi hak ediyor.
You just... You just do the same but for longer.
Aynı şeyi biraz daha uzun süre yapman gerekiyor.
If they don't have the right colour, here is how to ask for the same thing in blue. Do you have this in blue?
"İstediğiniz renk yoksa, aynı modelin mavi rengi için şöyle sorunuz bunun mavi olanı var mı?"
You were gonna ask me all the gory details about what he did to me, then the other lawyer's gonna do the exact same thing, only he's going to make it seem like I asked for it or something.
Bana yaptıkları hakkında bir sürü detay soracaksın. Sonra diğer avukat da aynısını yapacak. Ama bunu istiyormuşum gibi görünmesini sağlayacak.
Well, for the same reasons you're not working - out of your bank...
Sen niye artık bankada değilsen o yüzden...
Do you honestly feel nothing for this girl, a girl fated to live the same life that you've endured?
Bu kız için hiç üzülmüyor musun yani senin hayatının aynısını yaşamak zorunda kalan bu kıza?
It's like you and I falling for the same girl.
Aynı kıza âşık olmamız gibi.
Now, if you want to keep making the same mistakes for a king who could care less about your ass, out there is the board to do it on.
Şimdi, sana zerre kadar değer vermeyen bir şah için aynı hataları yapmaya devam etmek istiyorsan, bunu yapacağın oyun yeri sokaklardır.
And you think we're looking for the same person?
Aynı adamın peşinde olduğumuzu mu düşündünüz?
But you made the same error that we did and mistook her flatmate, Georgina Bannard, for Miss Vallens.
Ama bizim düştüğümüz hataya düştünüz siz de. Ev arkadaşı Georgina Bannard'ı Miss Vallens zannettiniz.
For the same reason you are.
Seninkiyle aynı sebepten.
We have you on tape arranging to help a known terrorist illegally cross the border, we have photos of you meeting that same terrorist, and we have evidence that you helped supply weapons for a planned terrorist attack on the United States.
Tanınan bir teröristin kaçmasına yardım ederkenki görüntülerin var. Aynı teröristle buluştuğunda çekilmiş resimlerin var. ABD'deki planlı bir terörist saldırısına silah tedarik edilmesine yardım ettiğine dair kanıtlar var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]