Bit Çeviri İngilizce
87,822 parallel translation
- Az kaldı.
- Just a little bit.
Bu beni bir parça bile şaşırtmadı.
That does... not even surprise me a little bit.
Biraz şok oldum.
Little bit of shock here.
Genizden geliyor gibiyim, o yüzden gösteriden önce Claritin-D'mi al.
I'm feeling a bit nasally, so, get my Claritin-D before the show.
Ama benim fıstığa falan alerjim vardır yani şey...
But I have, like, a bit of a nut allergy so is it, like...
- Demek kötü bir gün geçirdin öyle mi?
You having a bit of a rough day?
Biraz yardımı dokunur belki.
Every little bit helps.
Onu ısırmış olabilirim.
- I may have bit him. - Uh-huh.
Mantıklı. Yine de kaç hayat kurtardığını düşününce Aida'ya haksızlık olacak gibi geliyor.
- Makes sense, although does seem a little bit unfair to Aida, considering how many lives she just saved.
Sadece biraz iş yorgunluğu hepsi o.
Just, um... - bit overwhelmed with work is all.
Aşırı gözlemci.
Bit too observant.
Uyandığı zaman siyasi bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz.
We may have a bit of a political situation on our hands when he wakes up.
Biraz daha karışık bir şey ama evet.
Well, it's a bit more complicated, but yes.
İlgilenmem gereken bir konu var.
I need to go out for a bit. There's a situation to which I must attend.
Her şeyden biraz örnek alıp hepsini biraz test ederiz, eski usül.
So, we take a bit of everything and test a bit of everything, old-school.
Biraz beceriksiz olduğunu hatırlıyorum.
Well, I remember you fumbling quite a bit.
Zihnini kurcalamışlardı biraz. Ki bazı şeyleri bu yüzden...
They messed with your head a little bit which is why you probably remember some things, uh...
- Biraz abarttığını düşünmüyor musun?
That's a pretty extreme bit of paraphrasing, - don't you think...
Bira için daha erken.
It's a bit early for a pint.
Her gün miktar, seni öldürdüğünün farkına bile varmıyorsun.
Little bit every day, you don't even notice till it kills you.
S.H.I.E.L.D.'e yardımcı olmak için bir süre gitmem gerek.
I have to take off for a little bit to help S.H.I.E.L.D.
Her parçası bu dünya kadar gerçek.
Every bit as real as this one.
Bir dahakine Sally'nin arabasına da koyar. Jeannie'nin okuluna da.
Maybe the next time it's a bit of dynamite under Sally's car and Jeannie's school.
Senin bir dönek olduğunu duydum, Billy.
I've heard you're a bit of a renegade, Billy.
Ayol, hiç değişmedin Süreyya.
You haven't changed a bit, Süreyya.
Birazcık fazla kazandı.
By quite a bit.
Bacaklarını biraz esnet.
Stretch your legs a bit.
Sadece biraz.
Just a bit.
Dünyayı değiştirmek. Az da olsa.
Change the world, even just a little bit.
- Onu ısırdığımı hiç sanmıyorum.
- I really don't think I bit him.
Evet.
A little bit.
Karım bu gece bir şey yapıyor ve onun için endişeleniyorum.
My wife is doing this thing tonight and I'm a little bit worried about her.
Biraz Marcus'tan dolayı ama daha çok karımın yaptığı bu şey biraz tehlikelidir ve genelde birlikte yaparız.
Little bit Marcus, but mostly because this thing my wife is doing is kind of dangerous and we usually do it together.
Denedim ama daha odasına adımımı atar atmaz bağırmaya başladığından...
- I tried to, and he bit my head off the minute I walked into his office, so...
Önce sana geldim ama sen neredeyse kafamı koparıyordun.
And I came to you first, and you bit my head off.
Bazıları bunu biraz gösterişli bulur.
some of the men find it a bit... Flamboyant.
Biraz daha yukarıya, Janine.
A bit higher, Janine.
Bu biraz soğuk gelebilir.
This might feel a bit cool.
Ayak parmaklarımdan biri düştü, bu gözüm de fırlayıp duruyor.
One of my toes fell off and this eye is a bit of a jumper.
İstersen biraz daha sesli konuş belki polisler net duyamamış olabilir. Rahatla Jerry.
You want to say that a little bit louder so the Fed over there can hear it?
O taraklarda bezim yoktur. Palavra.
That's starting to sound like blackmail, which is a little bit out of my league.
Çünkü sizin oturuşunuzu gören herkes onun senin işine gözünü diktiğini ve bunun hiç hoşuna gitmediğini anlayabilir.
Because anybody can see by the way you two are sitting there that he's gunning for your job and you don't like that one bit.
- Offred. Dışarıda bana yardım eder misin?
Can you help me outside for a bit?
Şehirde sorun çıktığını duydum.
I heard there was a bit of trouble in town.
Biraz.
A bit.
Umarım, önlemlerim haddini aşarsa beni anlayacaksındır.
I hope you'll understand if my precautions... lean a bit towards the severe...
Hizmetciler hakkinda birseyler duyduk, gercek olduguna inanmak zor.
We've heard a bit about Handmaids, but it's difficult to separate rumors from facts.
Acele etmene gerek yok, zaten biraz erken.
No rush. We are a bit early.
Sizin dunyanizi biraz olsun anlamama yardim ettigin icin tesekkur ederim.
Thank you, for helping me understand your world a bit.
Tanrı sevgisiyle dolu, ama bazen ağzı bozuluyor.
He has God in his heart, even if his mouth is sometimes a bit blasphemous.
Efendim daha aromatik bir şey önerebilir miyim?
Ma'am, may I suggest something with a bit more flavor?
bitte 20
biter 30
bitti 1401
bittim 64
bittim ben 34
bitti mi 380
bittik 22
bittin sen 22
bittiğinde 20
bitti artık 126
biter 30
bitti 1401
bittim 64
bittim ben 34
bitti mi 380
bittik 22
bittin sen 22
bittiğinde 20
bitti artık 126
bitir 49
bitti işte 19
bitti sayılır 33
bitirdin mi 156
bitirdim 122
bitki 19
bitmedi 82
bitirelim şu işi 55
bitmiş 30
bitirin 18
bitti işte 19
bitti sayılır 33
bitirdin mi 156
bitirdim 122
bitki 19
bitmedi 82
bitirelim şu işi 55
bitmiş 30
bitirin 18
bitirdik 45
bitireceğim 16
bitecek 16
bitir onu 21
bitirebilir miyim 16
bitir işini 144
bitirdiniz mi 34
bitirmedim 27
bitirmeme izin ver 18
bitir şu işi 37
bitireceğim 16
bitecek 16
bitir onu 21
bitirebilir miyim 16
bitir işini 144
bitirdiniz mi 34
bitirmedim 27
bitirmeme izin ver 18
bitir şu işi 37