Bu yaz Çeviri İngilizce
10,853 parallel translation
- Bu yazıların kıymetini bileceğim.
I will treasure these words.
Bu yaz yasakları sayacağım şimdi.
These are some things that will not happen here this summer, especially if you all want to last eight weeks
Bildiğim bir şey varsa Maine ormanlarındaki bu yaz kampı tüm hayatımın gidişatını değiştirecekti.
Little did I know, this summer camp in the woods of Maine would change the trajectory of my entire life.
Bu yazın hayatlarımızın en süper yazı olmasını bekliyordum.
I was expecting this summer to be the best summer of our lives, okay?
Bu yaz çocuk kulübü ile birlikte pratik yapmamız gerekiyordu.
We were supposed to practice with the kids'clubs this summer.
Bu yazıda bana "Perrinatör" diye hitap etmişler.
Did you see this? This article is calling me "The Perrinator."
Bu yazısız bir kural motorcunun motoruna dokunulmaz.
It's an unwritten rule you never touch a biker's bike.
Duymuş olabileceğiniz gibi bu yaz idarede düzensiz bir başlangıç yaptık.
As you may have heard, this summer's administration got off to a bumpy start.
Öyleyse bu yaz dünyaya kendimizi reforma adadığımızı göstermek zorundayız.
So, this summer, we have to show the world we're committed to reform.
Bu yaz onunla tiyatro kampına gitmemi istemesine rağmen bugün nasıl olur da gelmez?
She wants me to go away with her to Drama Camp this summer, and then she doesn't even show up today?
En azından, bu yazı yazılmadan önce altınların bulunamadığı kesin.
Guys, they didn't recover the coins. At least, not when this was written. Heh.
Thomas bu yazında Başbakan'a ithamlarda bulunmuşsun.
Thomas, you're here... Impeachment Prime Minister?
Sorun şu ki, bu yöntemle yazılan fişler diğerlerine göre çabuk silinir.
Trouble is, it fades rather quickly.
Bu arada sana dün akşam gönderdiğim üniversite başvuru yazımın taslağını okuma.
By the way, don't read the draft I sent you last night of my college essay.
- Bu kadar hayat dolu ve güzel bir şeyi kaybetmek yazık olurdu.
- Well, it'd be a shame to lose track of something so vibrant and beautiful.
Çoğu bu zamanda yaşayan insanlar tarafından yazılmış.
Mostly written by people who are alive now.
- Yaz bu sözümü.
- Mark my words.
Cole ve ortağı Scott Galloway iş ortağıydı ama bu belgede birine bir şey olursa diğerinin şirketin bütün kontrolünü alacağı yazıyor.
See, Cole and his partner Scott Galloway were in business together, but in that document, it says if anything happens to one of them, the other one gains control of the company.
Ama bu zarf, kurum içi zarfa benziyor. Celement'de aldığın zarflar gibi. Ama bunun üstünde HMRC yazıyor.
But this envelope, it was like an internal envelope, like the ones you get at Clement's, but this one says HMRC.
Bu yüzden denizcilik okuluna yazılacağım.
That's why I'm enlisting in the Merchant Marines.
Raporunu gördüm ama sonra... Bence o bu rapor senin gibi üç dört güne haberleri durduracak biri tarafından yazılmamalıydı.
But not news reported by someone that could've prevented a tragedy if he had work ethic...
- Yazın bu kadar başında mı?
- This early in the summer?
Bu onun el yazısı.
That's his handwriting.
Sence Bağdat'ta ona yaptırdığın yazılımla gerçekte ne yapıldığını öğrenseydi, bu kadar iyi dost olabilir miydiniz?
You think that you and Walter would be such great pals if he knew what really happened in Baghdad with that software you had him make?
Bu şeyleri kim yazıyor yahu?
Who writes this stuff, right?
Bu, Aralık 1976'da yazıldı.
This was written in December 1976.
Macintosh'taki işim departmanın sorunsuzca çalışmasını sağlamaktı. Görevim, bu makineyi çocukların oyalandığı donanım ve yazılım parçası yığını olmaktan çıkarıp ticari bir ürün haline getirmekti.
I felt my job at Macintosh was to make the division work smoothly enough that we could actually get this thing from really a mess of kids playing around with a bunch of hardware and software into something that would be a commercial product.
Bu egzersiz kampına yazıldın mı, yazılmadın mı?
Did you or did you not sign up for this boot camp exercise class?
Bu belgede annesinin doktor olduğu yazıyor. Filistin kökenli bir Suudi.
This report says his mother was a doctor, a Saudi national with Palestinian roots.
Ne yazık ki anayasada başkan yardımcılarının rahatsızlanmasıyla ilgili bir açıklama yok. Bu yüzden iki seçeneğiniz var. İlki karıştığı suçlar nedeniyle onu suçlamanız.
Unfortunately, the constitution doesn't cover the incapacitation of a vice president, which leaves you with two options, the first of which is impeachment for high crimes and misdemeanors.
Her ne ise git onu yaz, yakamdan düş ve bu iş çok önemliymiş gibi davranmayı bırak, olur mu?
You go write that, get off my fuckin'back, and stop acting like this shit matters, hmm?
Bu tanrının yazıcısı mı?
This is the scribe of God?
Yazılımı bu duruma uyarlamak nereden geldi aklına?
How did you think to apply it to this situation?
Hikâyeleri çok iyi anlatılmış çok iyi yazılmış ikonik karakterler bu gerçekliğe kendi güçlerinin altından geliyorlar.
Iconic characters whose stories are so well told, so famous, so well-written that they emerge into this reality under their own power. They walk among us.
Bu hikâye büyü güçsüzleşirken yazıldı. Neredeyse bitmişti!
A story writ when magic was dying, almost gone.
Bu talihsiz tesadüf silsilesindeki kabahatimi ne kabul ne de reddedebilirim ama bir daha olursa çok yazık olur diyebilirim.
Oh, well, I can neither confirm nor deny my culpability in that rather unfortunate series of coincidences, but let's just say that it would be a shame if it were to happen again.
Bu senin sol el yazın.
That's your left-hand handwriting.
- Bu benim sol el yazım.
- That's my left-hand writing.
Biz Triceraton'lar bu iğrenç uzaylıları yok edeceğiz. Değersiz planlarını söküp atacağız. Ne yazık ki..
We Triceratons will eliminate these hideous aliens, freeing you of their vile plans.
Bu adam geldiğinden beri yazılımımız şişti, yavaşladı.
Since this guy came along, the software has become bloated, slow.
Bu benim antivirüs yazılımım.
That is my antivirus software.
Demek ki, senin başına gelen benimde başıma gelmiştir. İşte bu yüzden istifa mektubumu yazıyorum.
So, what happens to you happens to me, which is why I am writing a letter of resignation.
Evet bu Meksika mesajlaşması demek. İspanyolca şeyler yazıyorsunuz ve anlamıyorum.
Yeah, that's Mexican texting, where you write stuff in Spanish so you think I won't understand.
- Ben de bu gurubun yasal olduğunu onaylayan Dışişleri yazısı isteterek karar aşamasını kolaylaştırmak niyetindeyim.
- And I'll facilitate his choice after I get full indemnification, including a letter from the State Department saying this group is kosher.
Bu sayede hükümetin yazılı basını nasıl da susturacağını göreceğiz. "
"'cause then we'll see how the government tries to suppress the printing press. "
- Bu, Pope'un yazıcısındaki beslenme tüpü. İçinden bak.
This is the feed tube from Carsten Pope's printer.
Ne yazıkki, evlat, bu adam bizi aptal yerine koyuyor.
Regrettably, my boy, it makes fools of us all.
- Kendi el yazısı. - Bu kadar abartması lüzumsuz.
Here's his hand on it.
Ne yazık ki artık aramızda değil. Hem de bu resme bakıp sadece dolar işareti gören biri yüzünden.
And now he's no longer with us because someone took a look at that painting and saw only dollar signs.
Bu yüzden mesajları deşifre edemedikleri zaman örneğin herhangi bir zamanda General Rommel telgraf operatörünün el yazısını arıyordu.
So while they couldn't necessarily decode the messages, they could, for example, determine at any given time where General Rommel was by searching for the fist of his telegraph operator.
Ama bu sözcükler gerçek anlamda beynin sinaptik bağlarını tekrar yazıyor.
But these words actually rewrite the synaptic connections in your brain.
yazık 479
yazı 104
yazıyor 360
yazıklar olsun 49
yazıyorum 44
yazıklar olsun sana 20
yazacağım 47
yazdım 67
yazılı 27
yazın 57
yazı 104
yazıyor 360
yazıklar olsun 49
yazıyorum 44
yazıklar olsun sana 20
yazacağım 47
yazdım 67
yazılı 27
yazın 57
yazık sana 23
yazıyordu 71
yazma 17
yazarım 53
yazmak 24
yazar 115
yazan 53
yazıcı 29
yazık oldu 58
yazmıyor 18
yazıyordu 71
yazma 17
yazarım 53
yazmak 24
yazar 115
yazan 53
yazıcı 29
yazık oldu 58
yazmıyor 18
yazdır 17
yazmış 16
yazarlar 18
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazı mı tura mı 18
yazmayı unutma 18
yazı tura atalım 20
yazdın mı 34
yazmış 16
yazarlar 18
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazı mı tura mı 18
yazmayı unutma 18
yazı tura atalım 20
yazdın mı 34