Bundan böyle Çeviri İngilizce
2,979 parallel translation
Sofia daha iyi bir hayat yaşayacak, bundan böyle ezilmeyecek.
Better life for sofia, so she won't be such a loser anymore.
Bundan böyle sana karşı hep dürüst olacağım. Söz veriyorum.
I promise I'll always be honest and open with you.
Bundan böyle karıma yatmadan önce kickass'i yasaklıyorum.
No more "Kick-Ass" for my wife before bed.
Ne yani şimdi balayımız sona mı erdi, Bundan böyle sıkıcı yaşlı evli çiftler gibi mi takılacağız?
So now the honeymoon's over, and we're just gonna turn into a boring, old married couple?
Bundan böyle adım, "B. Dazzled ( göz kamaştıran )."
From now on, call me "b. Dazzle."
Yani bundan böyle hayatımda şu yönde değil, işte tam bu yönde ilerlemek istiyorum.
So, no, I don't want to get high off of that thc. I want to get high off of this thc - -
Dediğine göre izlenme rekoru kırmışım ve bundan böyle toplum bilinçlendirme haberleri sunmamı istediler.
He said I'm a hit, and they want me to do social commentary from now on.
Artık bundan böyle Nathan'ın maçlarına girebilmek benim için biraz zor olacak. Sağ göğsüm sağ olsun metal detektöründen ötmeden geçebileceğimi sanmıyorum.
I also need you to tell you that it's gonna take longer to get into Nathan's basketball games next year because my right boob is gonna set off the metal detector.
Bundan böyle domuzlu saldırı yok.
And no more attacks with pigs, OK?
Bundan böyle Bassanello'daki mülkümüzde yaşayalım.
Henceforth, we shall reside at our country estate in Bassanello.
Cesare Borgia, bundan böyle Valensiya Piskoposu ve ruhların çobanısın.
Cesare Borgia, you are henceforth Bishop of Valencia, shepherd of souls.
Bundan böyle Roma'dan sürgün ediliyorsun. Edebi Şehir'in havasını bir daha solumayacaksın.
You are hereby banished from Rome, never again to breathe the air of the Eternal City.
Juan, bundan böyle seni Tricarico Prensi ilan ediyorum.
Juan, I hereby name you Prince of Tricarico.
Çizginin batısındaki tüm bölgeler bundan böyle İspanya'ya devredilmiştir.
All territories west of the line are hereby deeded to Spain.
Bundan böyle beni "Çalışan Anne Kate" olarak düşünme.
I'll tell you what. From now on, don't think of me as Kate the working mom.
Yani bundan böyle biri hayal kırıklığına uğrayacaksa o Bunce, Clark ya da Jack olmalı.
So from now on, if somebody's gonna be disappointed, it's gonna be Clark or Jack or Bunce.
- Ayrıca, bundan böyle...
- Also, from now on...
Bundan böyle hayatımda ciddi değişiklikler yapıyorum.
I'm making some Serious and aggressive changes in my life.
Bundan böyle birçok şey hayal ettiğimiz gibi olmayacak.
Most things will be done differently to what we imagined.
Bundan böyle sen solak bir boksörsün.
From now on, you're a southpaw.
Bundan böyle, varsayımda bulunmak yok hedef, her iki aday da olabilir.
From now on. no assumptions, the target could be on either candidate.
Fakat benden sana şunu bildirmemi istedi. Ben, Ark, Peter Fleming bundan böyle malların güvenliği konusunda yardımcı olacağız ve tabii yüklemeler konusunda da.
But he did want me to let you know that we- - myself, Ark, Peter Fleming- - uh, will be helping you with security on the slips from now on...
Peter Fleming bundan böyle malların güvenliği konusunda yardımcı olacak ve tabii yüklemeler konusunda da.
Peter Fleming will be helping you with security on the slips from now on... Oh, and on the offloads too.
Bundan böyle, benim eski bir futbol sakatlığım var.
From now on, I do have an old football injury.
Bundan böyle kolayca kurtulabileceğini mi sanıyorsun?
Do you really think you'll get away with this?
Bundan böyle senin için "Cehennem Silahı" filminden sahneler oynamayacağız.
We are not doing any more scenes from "Lethal Weapon" for you.
Bundan böyle korkusuz bir kahramana dönüşeceksin.
No longer will you turn into a fearless hero.
Bundan böyle Kardinal Cesare Borgia'yı Avignon Sarayı'nın Papa Elçisi olarak atıyoruz. Unvanın getirdiği tüm dokunulmazlıkla birlikte.
We hereby appoint Cesare Cardinal Borgia as Papal Legate to the court of Avignon, with all the immunity that implies.
Bundan böyle risaleleri Arap aifabesiyle değil Latin aifabesiyle basalım.
From not on lets print the treatises not in Arabic script, but in Latin script.
Bundan böyle, aldığım her altılı biranın yarısı çöpe gidecek.
From now on, half of every six-pack I buy is going in the trash.
Yani bundan böyle, eve ekmeği ben getireceğim.
So from now on, I'm the breadwinner in this house.
Bundan böyle, halimizden fazla yakınmayalım.
You know, from now on, let's not complain so much.
Otis, bir çocuğun canı için hayatını veren kardeşimiz bundan böyle en kıymetli varlığımızdır.
Otis, who gave his life to save a child's, now more than ever, our most precious asset.
Bundan böyle insanlara yardım etmeyeceğim.
From now on, I'm through trying to help people.
Küçük tatlı suratlı şeyin terasına tırmanıp bundan böyle karşına çıkamayacağını bilmek bir şeyleri değiştirir miydi?
Would it make a difference to you, knowing that cute little face will never pop up over that railing again?
Ki seni her daim seven ve yanında olan bu kadın bundan böyle sahip olunamayacaksa?
That the one woman who's always loved you and been there for you is forever out of reach?
Bundan böyle, pazarlığı ben yapmak istiyorum. Hayır.
From now on, I'd like to handle the negotiations.
Tamam, bundan böyle ufak bir prensibim var.
Okay, from now on, I have a new minimum standard.
Bundan böyle değerli değilsin.
You're no longer an asset.
Ajan Bartowski, bundan böyle Bilgisayar projelerini her açıdan sen denetleyeceksin.
Agent Bartowski, that is why you will oversee all aspects of the Intersect project from here on out.
- Bundan böyle aynı takımdanız.
From here on out, we're on the same team. Oh, yes!
- Bundan böyle onu bağlamalıyım.
- I should tie it up from now on.
Eğer burada olamasaydın anne istikbalim bundan böyle sıkıntılı olabilirdi.
If you had not been here, Mother, my future would have been grey forever.
- E bundan sonra böyle.
It'll be so from now on.
Ve ona bundan dolayı asla yavşak demezdim. Böyle dediğin için seni sikeyim.
And I would never call him a dick for that, so fuck you for saying that.
Daracık bir kot giyip geliyorlar evet böyle, bundan bile dar, bu arada.
So they come in with the skinny jeans that... yes, skinnier than these, by the way.
Bundan sonra böyle mi olacaksın?
Oh, God. Is this what you're gonna be like now?
Biliyorum, şimdi bu orospu çocuğunu çarmıha gereceksiniz, fakat bilmenizi istiyorum ki bundan sonra böyle olmak istiyorum.
Now, I know you gonna crucify this son of a bitch and all, but I want you to know that this is what I like from now on.
Ve bundan sonra böyle giyinmek istiyorum.
And this is what I'm gonna wear from now on.
Bundan sonra hep böyle mi olacak?
So is it gonna be like this from now on?
Bundan sonra da böyle olmayacak! Açın yolu!
And when I go it's not gonna be like this.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30