Getir onu buraya Çeviri İngilizce
614 parallel translation
Getir onu buraya!
You come back with that!
Getir onu buraya.
Bring him out.
Getir onu buraya.
Bring him out. Bring him out.
Getir onu buraya.
Bring him along.
Getir onu buraya.
Fetch her down here.
Haydi, De Voss, onu buraya getir.
Go on, DeVoss, bring him here.
Ahmet, Bayan Trowbridge... Onu buraya getir.
Achmed, Miss Trowbridge... bring her here.
Onu buraya getir.
Take him over here.
Bateman, onu buraya getir.
Bateman, bring him here.
Taksiyle kiliseye git. Onu buraya getir.
You grab a taxi to the church.
Polis gidip onu bulmadan önce doğruca sinemaya gidip o kuş kafesini buraya getir.
Now, go straight to that cinema and bring that birdcage right back before the police get there and find it.
Yapabilirsen eğer, onu buraya getir.
Bring him back here, if you can
Buraya getir onu.
Bring him here.
Onu buraya getir.
Bring that over here.
- İyi, git ve Onu buraya getir.
- Well, go bring him up here.
Haydi, onu buraya getir.
Go! Bring it here!
Musette, onu buraya getir!
Musette, bring it here!
Buraya getir de öldüreyim onu.
Bring him in here, I'll kill him.
Onu buraya getir, ben de sana adresi vereyim.
Bring her here, I'll give you the address.
Onu buraya getir.
Well. Have him come out here, will you?
Onu buraya getir Tarzan.
Make her get in, Tarzan.
Gidip onu bul ve buraya getir.
Go find her, bring her here.
- Onu buraya getir.
- Give it here.
- Las Vegas'a git ve onu buraya getir. - Emredersiniz.
Get up to Las Vegas and bring her back.
- Onu buraya getir, Leonard.
- Bring him out here, Leonard.
Buraya getir onu.
Come here. Bring him here.
Mara'yı buraya getir, onu pek ala koruyabilirler.
Bring Mara here, they can guard her well.
Onu bul ve buraya getir.
Now, find him and bring him over.
Onu buraya getir.
Bring him in here.
- Ve onu buraya geri getir.
- And bring him back here!
Öldüğümü, bittiğimi söyle ama Tanrı adına onu buraya getir!
Tell him I'm beat, anything, but, by Jupiter, get him here!
Derhal buraya getir onu!
Have him come at once!
Aç onu, bir çanta bulacaksın, al ve buraya getir.
Open it. You'll find a bag, bring it here.
Onu buraya getir.
Bring her here.
onu buraya getir.
Let's go get him.
- Onu buraya getir.
- WELL, BRING HIM HERE.
Sandak, Luke Radford'a git ve döndüğümde onu buraya getir.
Sandak, you go get Luke Radford and have him here when I come back.
- Buraya getir onu.
- Bring her in.
Onu al buraya getir.
Bring her here.
Onu bugünkü gösteriden önce buraya getir.
Bring him around today, before the show.
Onu buraya getir.
Bring him here.
Hemen buraya getir onu!
Bring her here now!
Onu buraya getir.
Bring it here.
Onu buraya getir.
In here with it.
Gece vakti onu buraya getir.
Bring her here by nightfall.
Onu buraya getir ve yüz yüze konuşalım.
Hum, bring him here and talk with him face to face
Onu buraya getir de o da bir kaç gün kalsın.
Take her here to live for a few days, too.
- Onu buraya getir.
- Bring him over here.
Ayıksa onu buraya getir.
If he's sober, bring him back.
Yarından sonraki gün onu buraya getir.
Have him back here the day after tomorrow.
İçinde bir ilk yardım çantası var, onu hemen buraya getir.
In it is a medicine case, bring it quickly.
getir onu 108
onu buraya getir 82
onu buraya getirin 62
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
onu buraya getir 82
onu buraya getirin 62
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya gelin 820
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya gelin 820
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28