English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hatırlar mısın

Hatırlar mısın Çeviri İngilizce

799 parallel translation
Burnumun dibinden Anna Held'i nasıl kaçırdı, hatırlar mısın?
Remember when he stole Anna Held right from under my nose?
Fuarı hatırlar mısın?
Remember the fair?
Sevgili Bay Wilton, beyefendi her zaman ne der hatırlar mısın?
My dear Mr Wilton, may I remind you of what our master always says?
Onu hatırlar mısın?
Remember her, don't you?
Diplerde sıcak sis nasıl ekşi ve çürük kokar hatırlar mısın?
Remember how the fever mist smells in the bottoms, rank and rotten?
Bu evdeki konumunu hatırlar mısın lütfen?
Will you kindly remember that you're not a guest in this house?
O küçük, camdan top küreleri hatırlar mısınız?
Do you remember the little round glass globes that...?
Hatırlar mısın Giddy, sana ipler takıp kukla diye yutturmuştum.
Remember, Giddy, the time I tied strings on you and passed you off as a puppet?
Wolf bunu hatırlar mısın?
Wolf, do you remember this?
Şu şarkıyı hatırlar mısınız?
Remember that tune?
Hatırlar mısın Clive, eskiden şöyle derdik :
Do you remember, Clive, we used to say,
İlk savaştan sonraki ekonomik krizi hatırlar mısın?
Hey, do you remember the boom we had after the last war?
Filikaya bindiğinde Chicago'da bir mezbahada çalıştığını söylemiştin hatırlar mısın?
Remember when you first got on the boat, you said, you used to work in the, uh — the packing house section in Chicago?
- Bayanı görseniz hatırlar mısınız?
- You think you know her if you saw her again?
Kendisini görseniz hatırlar mısınız?
- Do you think you would recognize her?
Son kuruşunu karına opal yüzük... almak için harcadığını hatırlar mısın?
Remember the time you spent your last cent on that fire opal ring for your wife?
Hatırlar mısın, Johannes çocukken yanımızda sadece Hans çalışıyordu?
Remember when Johannes was a child and we only had Hans helping us?
Hatırlar mısınız bir gün onlara ulaşır umuduyla hiç bilmedikleri bir Tanrının heykelini yapmışlardı?
Do you remember... The Greek built the Statue of God they didn't know. But hope someday would come to them.
- Hammerstein Tiyatrosu'nu hatırlar mısınız?
- You remember the old Hammerstein theatre?
Burada ne çok eğlenirdik, hatırlar mısın?
All the fun we used to have in this place, Steve, remember?
Umarım bu konuyu açmama kızmazsın ama Bayan Lipke'nin ayrıldığını ve Bayan Goldberg'in terfi ettiğini hatırlar mısın?
I hope you don't mind my bringing it up... but could you remember about Miss Lipke leaving and Miss Goldberg moving up?
Hatırlar mısın bir keresinde sevdiğin şeyi öldürmek hakkında söyleşmiştik?
Remember you told me once about killing the thing you loved?
Hatırlar mısınız binbaşı sizi daha önce de görmüştüm.
You know, sir, I had you in my sights once.
Tammy. Hatırlar mısın, uzun zaman önce...
Do you remember a long time ago your coming to my study before a final exam?
Puluski Sokağındaki kilise okulunu hatırlar mısın?
Do you remember parochial school out on Puluski Street?
Harrington malikanesindeki şoförü hatırlar mısın?
Remember the chauffeur on the Harrington estate?
- Kuzeyin Nanook'unu hatırlar mısınız?
- You remember "Nanook Of The North"
Ski'yi hatırlar mısın?
Remember Ski?
Shep'in Mae'yi ilk kez vadiye getirişini hatırlar mısınız... ne kadar gururlanmıştı?
Do you remember the first time that Shep ever brought Mae down into the valley? How proud he was?
El Paso'da kumarbazla kaçan kızı hatırlar mısın?
YOU REMEMBER THE GIRL WHO RUN OFF
Hatırlar mısınız nasıl da hep beraber şarkı söylerdik.
Remember we all used to sit here and sing?
Hatırlar mısın, hani benim atıma binmene izin verirdim?
Do you remember how I used to let you ride my horse?
Hatırlar mısın, o tekila küpleri üzerine nasıl giderdim?
Remember how I used to go on those Tequila jags?
Korkunç bir kar fırtınası olmuştu, hatırlar mısın?
It was the year of the blizzard, remember?
Fred Combes'i hatırlar mısın?
- Oh, you remember Fred Cole.
- Hatırlar mısın? - Tabii.
- You remember Norman?
Montfermeil'i ve ormanı hatırlar mısın?
Do you remember Montfermeil and the wood?
Yaşlı Génessier'i hatırlar mısın? Noter...
Remember Génessier, the attorney?
Albert'i hatırlar mısın, ne zaman radyoda müzik olsa...
- Don't you remember Albert, whenever music was on the radio...
Yüzleri hatırlar mısın? Ben hatırlamam.
I don't remember...
Müzik toplantıları düzenlerdim hatırlar mısın?
Remember when I used to arrange musical soirees?
İlk sigaramı içmeyi bana öğrettiğin geceyi hatırlar mısın? Sen yoksa ben miydim?
Remember the night you taught me to smoke my first cigarette and you - or was it I?
O şeyleri hatırlar mısın?
Remember those things?
Ama, Edgar kendimi bildim bileli yani daha ilkokulda, Bayan Pritchard'ın sınıfındayken bile hatırlar mısın, senin önünde otururdum?
But, Edgar... as far back as I can remember... in grammar school, in Mrs. Pritchard's class... you know, when I sat in front of you?
Büyükbabamın ve babamın zamanından beri hatırlarım.
I can remember it in my grandfather's time and my father's.
Soruların belli sınırlar içinde olması gerektiğini hatırlatırım.
I simply must insist these questions be kept within bounds.
Bi kere Niamey'de bir arkadaşın evinde olduğumuzu hatırlarım.
I remember once we were there, in a friend's house in Niamey.
On yıl önce, tanımış olduğun bir kızın gülümsemesini hatırlar mıydın?
Would you recognize the smile of a girl you knew 10 years ago?
Dört odalı küçük bir ev alacağım. Çocuk için bankaya biraz para atarım. Böylece babasının ne fedakar biri olduğunu hatırlar...
I'll get a little house with four rooms and a bank account for the kid, so he can remember all the sacrifices his father's made for him...
Beni hatırlar mısınız bilmem ama annenizi çok yakından tanırdım.
IT'S PETER SELDEN, MISS FOLEY.
Sonra, hatırlar mısınız?
And then, do you remember?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]