English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ N ] / Ne yapacaksın

Ne yapacaksın Çeviri İngilizce

20,242 parallel translation
Vardiya değişimi için ne yapacaksınız?
What are you guys doing for shift change?
- Tanrım. - Ne yapacaksınız?
- What are you gonna do?
- Bebekle ne yapacaksın?
The fuck you gonna do with a baby?
Peki bu konuda ne yapacaksın?
Now, what you gonna do about it?
Ne yapacaksın?
What are you gonna do?
- Ne yapacaksın?
What you gonna do about it? Hmm?
Ee, bugün ne yapacaksınız başka?
So, what do you two have planned for the rest of today?
Ya kadını Lowry'le ilişkilendiren bir şey bulursan? O zaman ne yapacaksın?
What if you find something that connects her to Lowry... what are you gonna do?
Elinle ne yapacaksın böyle?
What are you doing with your hand?
Ne yapacaksın Jackie?
What are you gonna do, Jackie? !
- Ne yapacaksınız?
What you need?
- Noterle ne yapacaksın ki?
The heck you need a notary for?
Şimdi ne yapacaksın?
What are you going to do now?
Ne yapacaksın?
What's your move?
Şimdi ne yapacaksın?
What's next?
- Ne yapacaksın?
- What are you gonna do?
Ve bir şeyi istiyorsan, onu elde etmek için ne yapacaksın?
And if you want it, what are you gonna do to get it?
Kim'e ne yapacaksınız? Çünkü Dory ve bebek çıldırmak üzereler.
Hey, uh, what're you gonna do with Kim'cause I got Doreen and the baby freaking out.
- Ne yapacaksın bana?
- What will you do to me?
Christine şekerli turtanı ne yapacaksın?
Oh, well, Christine, what are you gonna do about your sugar pie?
Ne yapacaksın?
What are you going to do?
Peki ne yapacaksın?
And what are you going to do?
- Ne yapacaksın?
Come on. What are you gonna do?
Ne yapacaksın peki?
What are you gonna do?
Ne yapacaksın?
And what are you gonna do about it?
Ne yapacaksın ya şimdi?
What will you do now?
- Ne yapacaksın orada?
What will you do there?
- Ne yapacaksın? - Kaçacağım.
What are you gonna do?
Ne yapacaksınız?
Or what?
Ne yapacaksınız?
What are you gonna do?
Ne yapacaksın Boksör?
What are you gonna do, slugger?
- Ne yapacaksınız?
- What will you do?
- Ne yapacaksın peki?
- Oh. What's your plan?
Jamal'ı ne yapacaksınız?
What will you do about Jamal?
Bugün aydınlıkta kendini gösterdin ama kimsenin duymayacağı ya da kıymetini bilmeyeceği binlerce karar vermen gerektiğinde ne yapacaksın?
I mean, you had your little moment in the sun today, but what are you gonna do when you have to make a thousand decisions that no one will ever hear about or appreciate?
Niye, sen ne yapacaksın?
Why, where are you going?
- Yoksa ne yapacaksın?
- Or what?
- Bununla ne yapacaksın?
- What are you gonna do with that?
Ne yapacaksın?
What will you do?
- Ne yapacaksınız?
Do what?
Ya ne yapacaksın de mi?
Yeah. What you need to do.
Ne yapacaksın? Bacağıma falan mı kerkineceksin?
What are you gonna do about it, hump my leg or something?
Ne yapacaksın, dört tane cesedi bodruma mı gömeceksin?
What are you going to do, bury 4 bodies in the basement?
Şikayetlerini dinleyeceksin- - burası ağabeyinin ofisi- - sonra da onları tatmin etmek için ne gerekiyorsa yapacaksın.
You will investigate their complaints... this is your brother's office... and then you'll do what you can to satisfy their complaints.
Peki beni korumak için daha ne kadar kötü şey yapacaksın?
And how many more terrible things are you gonna do to protect me?
Hapiste kardeşine zarar gelsin istemiyorsan ne istersem yapacaksın.
As long as you want your brother protected in prison, you will do whatever I ask.
Şimdi ne yapacaksın, öylece duracak mısın?
What are you going to do now, just stop?
- Clarke'la ne yapacaksın?
What will you do with Clarke?
Beni korumak için daha ne kadar korkunç şeyler yapacaksın?
How many more terrible things are you gonna do to protect me?
- Sonra ne yapacaksınız?
- And then what?
Ne yapmanız gerekiyorsa, kendiniz için yapacaksınız.
Whatever you do, you do it for yourselves.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]