Ne yaptınız Çeviri İngilizce
7,064 parallel translation
Eve ne yaptınız böyle?
What have you done to our house?
Babama ne yaptınız?
What did you do to my dad?
Onlara ulaşmak için ne yaptınız peki?
And what attempts have been made to reach them?
- Ne yaptınız ona?
- What have you done to him?
Sonra ne yaptınız?
What did you do then?
Ne yaptınız da BTK'in yarısı sizi sokaklarda ölesiye kovaladı?
What the hell did you do to get half the BTK to chase your little asses down the street?
Ne yaptınız?
What did you do?
Bayan Shruti, siz ne yaptınız?
Shruti madam, what have you done?
Çocuklar ne yaptınız siz?
What the hell did you guys do?
- Makineye ne yaptınız?
- What did you do to the machine?
- Ona ne yaptınız? !
What have you done with her?
Yatıma ne yaptınız böyle?
What the hell did you do to my boat?
Siz ne yaptınız?
What did you guys do?
Ne yaptınız siz?
What did you guys do?
- Parayı ne yaptınız?
What about the money?
- Ne yaptınız? - Hadi ama bunları görmüyor musun?
You did what?
- Ne yaptınız?
OH! WHAT HAPPENED?
- Ne yaptınız?
What have you done?
Fylingdales'e ne yaptınız?
What have you done with Fylingdales?
Telefon hattına ne yaptınız?
What did you do with the phones? !
Ne-Ne yaptınız?
Wh-What'd you do?
Silas'la Payne'e ne yaptınız?
What have you done with Silas And Payne?
Nehre ne yaptınız?
What've you done with the river?
Amerikan halkını ne işler yaptığımızı öğrenseler düşmanlarımız ne yapar hiç düşündün mü?
Has it ever occurred to you... that if the American public knew what we were up to, so would our enemies?
Az önce ne yaptığınızı biliyor musunuz?
Do you have any idea what you just did?
Evet, bu... Bunun gibi kitlesel yıkımlar bize burada yaptığımız araştırmaların ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü bu depremleri önceden tahmin edebilmeliyiz.
So... it's... it's mass destruction like this that shows just how important the research that we're doing here is, because we need to be able to predict these things.
Artık ne yaptığımızın bir önemi yok?
What we did doesn't matter anymore, okay?
Burada kızlarla ne yaptığınızı bilmediğimi sanmayın.
Don't think I don't know what you're doing here with those girls.
Şimdi ikiniz ne yaptığınızı düşünün.
Now you two think about what you've done!
- Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz?
You don't know what you're doing.
Peki, Ben'in size neler yaptığını söylediğinizde babanız ne yaptı?
How did your dad react when you told him what Ben had done to you?
Tüm 6 saat boyunca orada ne iş yaptınız?
... what were you all doing in there for 6 hours?
Masum insanları tutuklayarak ne kadar büyük bir iş yaptınız.
You've done a great job by arresting these innocent people.
Umarım ne yaptığınızı biliyorsunuzdur.
I hope you know what you are doing.
- O ne yaptığınızı biliyor.
He knows what you're doing.
Bu adama yardım ederek.. .. bizi biz yapan hususları..... değiştirdiğiniz konusunda ne yaptığınızı düşünmenizi istiyorum.
I urge you to consider what you are doing, for we are helping this man to forge the very chains that bind us.
Bu konuda ne yaptığınızı öğrenmek istiyorum.
And I want to know, what are you guys doing?
Çünkü güzel, seksi ve ayrıca düşünceli bir kızın cılız, solgun kunduz suratlı çocuğun koluna dokunduğunda ne yaptığını anlaman gerek.
'Cause you have to understand what it does when a beautiful, sexy otherwise thoughtful girl touches the arm of a scrawny, pasty groundhog-faced kid.
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
You sons of bitches!
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What do you think you're doing?
Ne diyeceğiz onlara, seans yaptığımızı ve elinden yaralandığını sonra da kötü bir ruhun, senin kanınla adımı duvara yazdığını mı?
And tell them what... that we were having a séance and we stabbed you in the hand and then an evil spirit wrote my name on the wall in your blood?
Kızın kendine ne yaptığına şahit oldun.
You saw what she did to herself.
Size ne yaptığınızı anlatacağım.
I'll tell you what you did. Whoa!
Ne yaptınız siz?
Hey, what'd you do?
- Danny'e ne yaptınız?
What did you do with him?
- Ömrü billâh şansın yok! - Ama bu kadehimi geçirdiğimiz yıllarda yaptığımız ne var ne yoksa, onlara kaldırıyorum.
... but here's to spending... whatever years we have left together.
Benim sarayımda ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What do you think you're doing in my palace?
Hiçbiriniz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
None of you know what you're doing.
Ona ne yaptınız?
What have you done to her?
Sara, kızım sen ne yaptın?
Sara, what have you done, girl?
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
What the hell are you doing?
yaptınız mı 19
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsun sen 411
ne yazık ki 622