English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ N ] / Ne yapmak için

Ne yapmak için Çeviri İngilizce

1,366 parallel translation
- Ne yapmak için?
- To do what?
Ne yapmak için?
To do what?
- Ne yapmak için özgürsün?
- Free of what?
Ne yapmak için?
In doing what?
Buraya ne yapmak için geldiysen onu yapmalısın, Hart.
You should do exactly what you came here to do, Hart.
Ne yapmak için, daha önce sahip olduğumuzu geri almak?
To do what? Get back what we had before?
- Ne yapmak için?
To do what?
- Ne yapmak için Bayan Garret?
- To do what with, Mrs Garret?
- Ne yapmak için? - Bilmem.
To do what?
Ne kadar küçük olursa olsun bir sığınak yapmak için icat edilecek, okunacak ısırılacak bir şeyler vardır.
Something to invent, something to read, something to bite and something to do to make a sanctuary, no matter how small.
Biz bir şey yapmak sürece Ve ne yazık ki,, bizi durdurmak için çalışacağım, onlar değil mi?
No, it's not. And unfortunately, unless we do something, they'll try to stop us, won't they?
- Ben yapmak için kullanılan ne yapmak istiyorum Gideon önce. Ben Yaşlı olarak, biliyorsun, yani.
I mean, you know, as an Elder.
Ve buna değer ne için, Evet, sana güveniyorum yapmak.
And for what it's worth, yes, I do trust you.
Ve o yapmak için işe alındı ​ ​ değildi özellikle ne oldu.
And that was specifically not what he was hired to do.
Ben bu kadar almak için yapmak zorunda ne bilmiyorum.
This is my fight. You don't know what I've had to do to get this far.
Ne yapmak istediğimi söyleyecek olursam Dodger Stadyum'una gitmek istiyorum. Maça gitmek istiyorum ve bunun için de sana ödeme yapacağım.
To tell you the truth, what I'd like to do is I wanna go to Dodger Stadium and, uh, I wanna go to the game and I'll pay you for your time.
Bak ne diyeceğim... bir şey yapmak için eline bir fırsat geçtiğinde... hazır olup olmaman çok önemli değildir.
I'll tell you what, something's ready for you to do something, don't seem to matter if you're ready or not.
Seni bir insan yapmak için ne kadar gerekiyorsa o kadar bizde kalacak.
She's gonna stay with us as long as it takes to make you a person.
Verdiğin şu ilana bakıyorum da, sandviç için ne yapmak gerekiyor?
I'm looking at this flier you gave me... and what exactly do you have to do to get the sandwich?
Dinler Mukayesesi ödevini yapmak için üç günüm var. Ve grubun başındaki kişi profesöre katılmadığını anlatmakla vaktini geçirirken... Ne bakıyorsun?
So now I've got three days to do this comparative religions paper... and the teaching fellow who runs our group... spends all his time explaining to us... how much he disagrees with the professor... and what are you looking at?
Bu para için ne yapmak zorunda kaldığımı biliyor musun?
Know what I had to do for this, all this money?
Bu kitap için araştırma yapmak ne kadar zordu?
How difficult was it to do research for this book?
Arabanla daldığın o lokantayı yapmak için ne kadar çalıştıklarını biliyor musun?
You know how hard those people worked to build that restaurant you crashed into?
- Ve ne yapmak için?
- And do what?
Ben aslında sana sormak için gelecek haftayı bekleyecektim ama görünüşe göre bazı insanlar akıllarına ne eserse yapmak istiyor.
I would have waited until next week to ask you, but apparently some people agree to things and then just do whatever they want.
Eğlence olur. Yatırım yapmak için tavsiye olur. Ne gerekirse.
Action, investment advice, whatever.
Haklı olduğumu göstermek için değil, sadece doğru şeyi yapmak için ama o beni geçiştirmekten başka ne yaptı.
Not to make points, just to do the right thing... what does he do but blow smoke up my ass.
Ve sonra, 19 Kasım 1863'te, Abraham Lincoln savaşı ebediyen değiştiren... Gettysburg Hitabesi'ni yapmak için, Gettysburg'e gitti... çünkü herkese ne için savaştıkları hakkında bir fikir verdi.
And then, on November 19, 1863, Abraham Lincoln went to Gettysburg... to give the Gettysburg Address, which forever changed the conflict... because he gave everyone an idea what the fighting was about.
Bizi ne kadar güzel giydirirlerse giydirsinler, biz tarlalar gibiyiz, çiftçi kızları olduğumuz için bunları yapmak kadar kötü bir şey olamaz!
Regardless of how pretty they made me, all they did was turn me into a farm. Even if I am a farmer girl, can you think of anything as cruel as that?
Şu günlerde "Kirli Ramirez" yapmak için ne alıyorsun?
How much you getting for a Filthy Ramirez these days?
Orta okulda hakemlik yapmak için ne kadar kötü bir hakem olman gerekiyor?
How bad a ref do you have to be to call middle school?
Bugünlerde onun gibisi ne zor bulunuyor anlatamam size. İşte temizlik yapmak için Bay Kubrick'in odasına girmiş. İkram barının üstünde birkaç dergi bulmuş.
Maria Teresa, a most trustworthy Filipino cleaner... and I cannot tell you how hard they are to get... went to his room to do the cleaning... and discovered a number of magazines in the courtesy bar.
Ne zaman git dersem, gol yapmak için olabildiğince hızlı koşmanı istiyorum.
So when I say go, I want you to run as fast as you can to the goal.
İnsanlara ürün sattırmak için buradayız, ne derlerse yapmak için değil.
- We're here to help people sell their product, not just agree with whatever they say.
- Kendini ne yapmak için?
- Re-what?
Pişirmekten bahsetmişken, yemeğin gelmesi için ne yapmak gerekiyor?
Speaking of cooking, what does it take to get food here?
Ne kadar çok beklerseniz, bir kadın için çocuk yapmak o kadar zor bir iş olur.
Can we please talk about something else? We're going to talk about this!
İnsanların beni ne kadar sevdiğini görmek için ölü taklidi yapmak şahane bir fikirdi, sevgili Iznogoud!
Playing dead so I would see how much people love me was a splendid idea, dear Iznogoud!
Bunu yapmak için ne kadar kolaylaştırmam gerekiyor?
How much easier do I have to make this?
( Warren ) Beatty ve ( Jack ) Nicholson'un ne yaptıklarını bildiğim için savunmasını yapmak üzere geldim.
That's probably why I came to his defense, knowing that Beatty and Nicholson did.
Ne yapmak gerektiğini düşünmek için yarım saniye kadar vaktin vardır.
You've got about half a second to figure out what needs to be done.
Bu kadar uzağa ne yapmak niyetinde olduğunuzu sormak için geldim.
I traveled this far to ask what you intend to do
Okulumuzu daha iyi bir yer yapmak için... Sınıf için bütün gücümle çalışacağım. 00 : 00 : 47,464 - - 00 : 00 : 50,968 - ne zaman başınız sıkışırsa, — ve her zaman öğretmenlerime saygı gösterdim,
I will work for the class as hard as I can... and do anything to make our school life better.
Ne kadar gerçekçi yapmak için uğraşırsam, o kadar sahte oluyor.
The more I try to make it real, the more fake it is.
Adam gibi bir uyku çekmek için ne yapmak lazım acep?
What's a girl got to do to get a decent nights sleep around here?
Gösteriyi daha heyecanlı yapmak için ne yapabiliriz?
What can we do to make the show more exciting?
Onu konuşturmak için ne yapmak istiyorsun?
What do you want to do to make her talk?
Jack'in güvenliği için ne gerekiyorsa yapmak istiyorum.
I just wanna do everything I can to ensure Jack's safety.
Dixon, Cadmus Devrimci Cephesi'ne baskın yapmak için bir ekiple Johannesburg'a gidiyor.
Dixon is leading a team to Johannesburg to raid CRF headquarters.
İlgi göstermeniz için daha ne yapmak gerek?
What is it gonna take for you people to start paying attention?
Şimdi, belki bu kadar önemli ne olabilir, hükümet istiyorum işe kız yapmak için kadar tehlikeli?
Now, what could possibly be so important, so dangerous to make the government wanna recruit sisters?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]