English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ N ] / Nerdeyse

Nerdeyse Çeviri İngilizce

3,566 parallel translation
Biliyor musunuz Carl ve ben nerdeyse beş yıldır ortağız, 8 Kasım'da beş yıl.
You know, uh, Carl and I have been partners Five years, come November the eighth.
Kolay olmadı.Engerd'deki tüm tavernalara baktım nerdeyse.
It wasn't easy, I've been in almost every tavern in Engerd.
Beni kapısından uzaklaştırmak için nerdeyse üstüme hortumla su sıkmak zorunda kaldı.
Oh, I do! She almost had To turn the hose on me to get me off her porch.
- Nerdeyse oldu.
- Almost there.
Son zamanlarda düşüncesiz ve bencil oldu, ve şu an onu nerdeyse görmek bile istemiyorum.
Recently he's been thoughtless and selfish, and I can barely look at him right now.
Buna nerdeyse bir yıl katlanacağını biliyorsun değil mi? .
You realize you're signing on for about a year of this.
Sıvılarımı nerdeyse her yere bırakıyordum.
I was leaving fluids damn near everywhere.
Nerdeyse listedeki bütün insanlari tutukladik, efendim.
we have arrested almost all the people in our list, sir.
Siz çocuklar bu sefer nerdeyse benden uzaklaşıyordunuz.
You guys almost got away from me that time.
Saat nerdeyse gecenin 11 : 00'i.
It's almost 11 : 00 at night.
Ama nerdeyse bir yıl oluyor.
But we're going on a year here.
Ama ayağı yerden kesen bir araç, ki bu da nerdeyse hiç birşey yapmayacak demek.
But it is a foot off the ground, which means it will do almost nothing.
Nerdeyse yuvarlanıyordu!
Almost rolled it over!
Duvarlar nerdeyse tamamen camdan yapılmışken nasıl bu kadar cüretkar olabildiğimizi hiç düşündünmü?
Do you ever wonder how we dare? When the walls are almost made of glass?
Konu henüz dile getirilmedi ve biz nerdeyse yemeğimizi bitirmek üzereyiz.
The topic hasn't been mentioned and we're almost finished with the pheasant.
Nerdeyse bitirmek üzeresiniz.
You're almost at the finish.
Biliyorsun değil mi, nerdeyse on yaşındayım.
Well, I'm almost at the decade mark.
Ama bu nerdeyse 9 yıl eder.
That-that's, like, nine years.
Burası kameraman köşesi, ve ismini orada hakettik nerdeyse.
That's cameraman's corner, and we almost deserved its name there.
Arabaya nerdeyse hiç gaz vermeyen ikinci kişisin.
And you caught second in a car with almost no power at all.
Onların teorisine göre, deyim, Nephilim'lerin fiziksel boyutlarına değil ama nerdeyse doğaüstü güçlerinden kaynaklanıyor.
They theorize that the term refers not to the Nephilim's physical size, but to their almost superhuman ability.
Sert kullanmak için bir saldırı gibi nerdeyse.
It's almost like a violation to drive it that hard.
Nerdeyse geldik.
We are almost there.
- Nerdeyse başardın.
- You're almost there.
Nerdeyse hazırım.
I'm almost ready.
Nerdeyse en yaygın Korunma Refleksi ( 3 ).
Almost common S.R.
Öleceksin diye çıldırıyordu nerdeyse.
She was going crazy saying she was going to die with you.
Onu nerdeyse kaybediyorduk.
That was very close...
Geçen gün nerdeyse sana çarpıyordum.
I almost hit you with my car last time.
Artı, nerdeyse hiçbirinde kırmızı elastik şeyden yok.
Plus, hardly any of them have any rubbery red stuff.
Nerdeyse bitti.
It's almost over.
Nerdeyse kendim de bulabilirmişim.
Almost wish I thought of it myself, Lou.
Hayır, hayır. Bana nerdeyse hiç fikir vermedi.
No, no, no, no, it hardly meant anything to me at all.
Nerdeyse küçük bir servet eder.
Must be worth a tidy little sum too.
Seni unutuyordum nerdeyse
Sory. I almost forgot. You out to speak up next time.
Kafamı koparacaktın nerdeyse
You know you nearly took my head off with that one.
Nerdeyse mi?
- Nearly? I'm gonna have to work harder next time.
Nerdeyse...
Nearly there -
Evet nerdeyse ölüyorduk
Yeah, almost got killed.
Nerdeyse kazaniyordunuz.
Almost had it.
Nerdeyse hic birsey odemeden onu almani saglayabilirim.
I can let you have him for almost nothing.
- Nerdeyse bitti.
I'm almost done.
Nerdeyse altı yıldır.
Almost six years.
Ama nerdeyse her seferinde seni öldürtecekti.
It's nearly gotten you killed all this time.
- Nerdeyse öldürüyordun bizi
We were to die many times!
Biraz hava alıcam.. nerdeyse ölüyorduk
A breath of fresh air. Day has been a long, I almost died.
David'in labarotuarda nerdeyse her gün bana söylediği cümlelerle sizleri başbaşa bırakmak istiyorum.
I wanted to leave you with something David said to me almost every day at the lab.
Nerdeyse, şeydeki gibi konuştun, Cops'taki gibi.
Almost, er, like it was, sort of, Cops.
Nerdeyse 1 yıI oldu
It's almost been a year now...
Nerdeyse ölüyordum
You almost killed me.
1930'larda bu acayip alet... nerdeyse dünyanın sonunu getiriyordu.
Back in the day, this contraption almost caused the end of the world as we know it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]