O zaman gidelim Çeviri İngilizce
1,215 parallel translation
O zaman gidelim haydi.
Well, let's go.
O zaman gidelim.
Then we should go.
- O zaman gidelim. Güzel.
- Let's go, then.
- O zaman gidelim.
- Let's go.
- Lanet olsun! O zaman gidelim.
Let's go then.
O zaman gidelim.
Yes.
O zaman gidelim.
So let's go!
- Hâlâ yerlerinde oturuyorlar. O zaman gidelim.
Then let's go.
O zaman gidelim.
Then let's go.
Hadi o zaman gidelim
Then it's decided.
O zaman gidelim. Rintah'ın dumanlı kuşu bizi bekler.
Then let's go... the smoking bird of Rintah awaits.
O zaman gidelim. Onu bir daha vuruşum kaza olmayacak.
Then let's go and the next time I shoot her it won't be an accident.
O zaman gidelim buradan.
Well, then let's get out of here.
Hadi o zaman gidelim buradan.
I guess nothng. Hm. Well, let's just walk away then.
- Gidelim, o zaman.
- Let's go, then.
- Hadi bakalım gidelim o zaman!
- C'mon, let's go!
Gidelim o zaman!
Well, step on it, then!
Büyütmeden çekip gidelim o zaman.
How's this for not making a big thing?
Gidelim o zaman.
Well, let's go.
Gidelim o zaman.
So let's go.
- Gidelim o zaman.
- Then let's go.
Gidelim o zaman!
Then let's go!
- O zaman yemeğe gidelim mi?
- So let's have dinner?
- O zaman ikimiz gidelim.
- Let's go just the two of us.
Tamam, o zaman... gidelim.
Alright then... let's move.
Panacek'in parmak izleri burada temiz değil mi? - Evet. - O zaman, adım adım gidelim.
Panacek's prints are clean so let's do this by the numbers.
O zaman derhal buradan gidelim.
- Then let's all get out of here.
O zaman soru sormayı bırakın da gidelim.
Then stop asking questions and let's go.
O zaman, hadi gidelim.
Well, we better get going.
O zaman içeri gidelim.
Come on inside.
Hadi gidelim o zaman.
Come on. We will take a ride.
O zaman senin için uygunsa biz benim arabayla gidelim?
OK. Um, I'll drive us, if that's OKwith you.
Otele gidelim o zaman kimse görmez.
Then we could go to a hotel... so we aren't seen.
O zaman neden gidelim?
Then why go?
Haydi tamam gidelim o zaman!
Okay, all right.
Gidelim o zaman.
I'll ne ver leave the factory.
- Tamam. Onsuz gidelim, o zaman.
All right, let's go.
- O zaman biz gidelim.
- She'll come with uncle.
O zaman beraber gidelim.
We can stay together till then.
O zaman nehir kenarına gidelim.
Then, let's go to the riverside.
Bebek bakıcısına ihtiyacı olan kadınlar varsa,... siz işteyken bebeğinize bakabilirim. Gidelim o zaman!
What am I to do?
Güzel, gidelim o zaman.
OK, let's go.
Gidelim o zaman.
Let's go then. Excellent. Okay.
O zaman buluşma noktasına gidelim.
Then move to intercept.
Zhaan'ın neredeyse hiç zamanı kalmadı, o nedenle bir an önce kristalini al, ve buradan GİDELİM!
Zhaan is almost out of time, so get your crystal and let's GO!
O zaman hemen buradan gidelim!
let us get the hell out of here then!
Gidelim o zaman.
Then let's go.
O zaman üçümüz de gidelim mi?
So, then why don't all three of us just go together?
- O zaman bırak da gidelim.
Then let us walk.
Peki o zaman adamımızı geri getirmek için gidelim.
All right, then. Let's go get our boy back.
O zaman birer bardak kahve içip eve gidelim.
Let's just get a cup of coffee and go home.
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman anlaştık 30
o zamana dek 17
o zaman neden 38
o zaman ne olacak 49
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman sorun ne 36
o zaman başlayalım 18
o zaman ne 51
o zaman ne yapacaksın 18
o zamana dek 17
o zaman neden 38
o zaman ne olacak 49
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman sorun ne 36
o zaman başlayalım 18
o zaman ne 51
o zaman ne yapacaksın 18