Selam sana Çeviri İngilizce
1,168 parallel translation
Selam sana büyük fatih...
Hail the conquering hero
Selam sana, Tanrica Durga!
hall, Goddess Durga!
selam sana Allah'ın sevgili kulu Meryem.
Hail Mary, full of grace.
- Selam sana, Mordecai kardeş.
Blast ya! Hello, brother Mordachai.
Selam sana, Menelaus'un karısı Helen'i çalmanın bedelini kendi kanında boğularak ödeyen Gözüpek Akillius.
Brave Achilles, slain in trial by blood... for prize, the bride of Menelaus.
Selam sana, Tanrı'nın sevgili kulu Meryem, Tanrı...
Hail Mary, full of grace, the Lord's...
Güvenlik görevlileri bana her sabah "Günaydın Roz" derdi. Şimdi "Selam sana Rozalında" diyorlar.
The guard used to say, "Morning, Roz." Now it's, "All hail, Rozalinda!"
Selam sana yoldaş komiser!
Hi to you Comrade Commissar!
Selam sana Tanrı'nın sevgili kulu Meryem.
Hail Mary, full of grace, the lord is with thee. Blessed art thou among women and blessed is the fruit of thy womb, Jesus.
Sana gitmen için emir verdiğimde gideceksin. Komutana selam gönderme amacını gütsem dahi gideceksin.
When I order you to go, you go - even if I only want to say Hello to their commander.
Onlar da sana selam söylüyorlar ve seni öpüyorlar.
They also send you greetings and many kisses.
- Sana da selam.
- Hey, yourself.
"Hala çok iyi dostuz." Her neyse, sana selam söyledi.
We're still great friends. " Anyway, Howard says hello.
Ben Abi, sana İzlanda'nın ağaçsız tundralarından selam getirdim.
Brother Ben, I bring you greetings from the fertile treeless tundra of Iceland.
Ben Abi, sana İzlanda'nın ağaçsız tundralarından selam getirdim.
Brother Ben, I bring you greetings from the treeless tundra of Iceland.
Selam Willy. Ben sana kimlik gösteririm.
Hey, Willy. I'll give you I.D.
Selam. Sana ve arkadaşına bir müşteri buldum.
Hi. I have a client for you and your buddy.
- Selam Sandy. - Sana baskı yapmıyorum değil mi? - Elbette hayır.
I don't put any pressure on you, do I?
Sana da selam.
Hey yourself.
- Sana da selam.
Hey yourself.
Sana da selam!
Hey yourself!
Bütün bunlardan dolayı Vicki hepimiz birden sana "Umarız pamukçuk olursun!" selamı gönderiyoruz.
So for all these things we all give you, Vicki, a big get-a-yeast-infection salute.
Yürürken yemek tartışıyoruz ve birkaç, hayır, bir sürü kadın sana gülüyor, selam veriyor, hatta asılıyor mu şimdi? - Evet.
Are we walking down the street discussing food, and are not women, several - no, numerous women - smiling at you, shamelessly greeting you, almost practically coming on to you?
Ah, selam ve iyi akşamlar sana, saygıdeğer dostum.
Ah, salaam and good evening to you, worthy friend.
- Selam olsun sana erdemli Marie.
Hail, marie, full of grace.
Sana selam vermeli miyim?
Joker? Should I salute you?
Selam, Jessie. Kedini ne kadar özlediğini biliyorum. Bu yüzden sana yeni bir tane aldım.
I know how much you miss your cat, so I got you a new one.
Ed Leland sana selam söyledi.
Ed Leland says to tell you hello.
Ama eminim sana bir ay içinde selam verip "efendim" demeye başlarlar.
But I'm sure in a month's time they'll be saluting and calling you "sir."
Pekâlâ şimdi. Sanırım bir çift Miradorn ikizi az önce sana doğru başıyla selam verdi.
I believe a pair of twinned Miradorn just nodded your way.
Bay Jennings sana selam söyledi, aramaya devam etmemizi istiyor.
Mr. Jennings said to say hello to you and he'd like us to keep looking.
Selam baba. Sana bir sürprizimiz var.
I've got a surprise for you.
ŞELAM ŞANA, BABA-ClK
Hmm?
- Sana da selam.
You're up late.
- Sana da selam Rob.
- Yo yourself, Rob.
Sana selam vermeyeceğim.
I'm not gonna salute you.
O çocuğa bir kere daha vurursan, sana selam vermekten daha fazlasını yapacağım.
You hit that boy again, I'm gonna do more than salute you.
Kanun Kaçağı, sana selam duruyoruz.
Outlaw Man, we salute you.
Selam, Gwen. Aslında sana vurmak istememişti.
Hey, Gwen, he didn't really mean to hit you.
Selam John. New York sana iyi geliyormu?
New York treating you all right?
- Sana selam duruyoruz.
- We salute you.
Selam, Luce, Sana bir şey söylemek istiyordum, şey,
Hey, Luce, I just wanted to say that, uh,
Kramer sana selamım olduğunu söylemiş. Oysa selam söylemedim.
So you see, Kramer took it upon himself to say hi to you for me when in fact, it was an unauthorised hi.
Sana selam bile söylemedim, nasıl senden hoşlandığımı söylersin?
How can you say that I still like you when I didn't even say hi to you?
Sana selam söylemedim ki.
I mean, it's not like I said hi.
Selam olsun sana Meryem.
The Lord is with thee.
Ve sana da selam söyledi.
Oh... she sends you her greetings.
Selam sana Tanrı'nın sevgili kulu Meryem.
Hail Mary, full of grace, the lord is with thee.
Biz günahkarlar için şimdi ve ölüm zamanımızda dua et. Selam sana Tanrı'nın sevgili kulu Meryem.
Holy Mary, mother of God, pray for us sinners now and at the hour of our death.
" Spud'la karşılaştım, sana selam söyledi.
" I met Spud who sends his regards.
Özür dilerim. Sana selam vermedim.
I didn't say hello to you!
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sanat 96
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sanat 96
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85