Sesini aç Çeviri İngilizce
482 parallel translation
Müziğin sesini açın lütfen.
Turn up the music, please.
Radyonun sesini aç kardeş.
Step up that radio, will you, sister.
" Müziğin sesini aç.
" Play the music loud.
Sesini aç! Hannover-Breusbeck bölgesine yapılan... bombardıman batıya doğru kaydı.
The bombing in the Hanover-Breusbeck area has moved toward the west.
Sesini aç tatlım.
Turn up the volume, dear.
- Sesini aç biraz.
- Turn that thing up louder.
Sesini aç biraz.
Bring that up a little.
Radyonuzun sesini açın derim.
So turn up your crystal sets.
Sesini aç
Turn it up
Sesini aç
Turn it up now
Delmar, sesini aç şunun!
Delmar, turn it up!
Telefonunuzu bırakın ve radyonuzun sesini açın, tamam mı?
So set your phone down and turn your radio up, okay?
İnsanlar evde kalıp, kapılarını iki kere kilitleyip, TV'nin sesini açıyorlar, böylece olanları duymuyorlar.
People who stay inside, double-lock their doors... and turn the TV up as loud as they can... so they won't be able to hear what's really going on.
Ama lütfen sesini açın.
Please turn up the volume.
" parti yapmaya başla, teybin sesini aç...
" you start to party, you turn up my stereo...
Hey, sesini aç!
Hey, turn it up.
Sesini aç, Kevin. Duyamıyorum!
Turn it up, Kevin, I can't hear it!
Sesini aç şunun.
Hey, turn that up.
Çok acı çektim ve iyi hissetmem için sadece senin sesini duymam gerek.
I suffered, but I only need to hear your voice to feel so much better.
Sesini aç.
Turn it up.
Acı içindeydi ama hiç sesini çıkarmadı.
He was in pain but he never let out a sound.
Acı bana! Kes sesini!
Shut up!
Ama yine de mahkemeye 10 santim kalınlığında meşe ağacından yapılmış bir kapı önünden geçerken içeriden ses duyduğunuzu söyleyebiliyorsunuz. Ve bu sesi de açıkça ayırt edebildiğinizi söylüyorsunuz. Mahhum Leonard Vole'un sesini.
However, you state that you walked past a door, which is four inches of solid oak, you heard voices, and you are willing to swear that you could distinguish the voice of..... the prisoner, Leonard Vole.
Sesini biraz daha aç düşes.
Make it louder, duchess.
Bu gece yüzünü göreceğim sesini duyacağım, ellerine dokunacağım kaçırdığımız güzel günlerin acısını çıkartacağım.
Tonight I'll see your face, hear your voice, touch your hands, and my memories will bring back all that we've lost.
Radyo açıksa, Zil sesini duymamıştır.
If the radio runs, if she / it doesn't hear the bell.
Yanıt çıt sesini duymazsanız yere yatın ve ateş açın.
And if you don't get that answering click... ... hit the dirt and open fire.
Peki dün gece çalan kemanın sesini ve şapeldeki kızı nasıl açıklayacaksınız?
Can you also explain the violin music and the girl in the chapel last night?
Sesini fonografa kaydedeceğiz. Böylece eldeki yazılı kayıtla istendiği zaman açıp sesi dinlenebilir.
Then we'll get her on the phonograph so you can turn her on when you want with the written transcript before you.
- Kes sesini, aç köpek!
- What?
Acıyı ve sonra onun sesini hatırlıyor musun?
Do you remember the pain and then his voice?
Kardeşim, televizyonun sesini biraz daha aç.
Sister, turn on the sound.
Açın sesini.
Keep it up.
Sesini biraz aç.
Turn that up.
Geriye al, bu sefer sesini de aç.
Go back, and this time turn up the sound.
Bu niçin tabanca sesini duymadığınızı açıklıyor.
That explains why you didn't hear the shot.
Sesini aç!
Turn it up! .
Delmar, aç şu şeyin sesini!
Delmar, turn that thing up!
- Sesini biraz daha aç.
- More on the scream.
Hey, aç sesini biraz.
- # But that's all right with me # - Hey, turn this up.
- Kes sesini ve gözlerini açık tut.
- Shut up and keep your eyes open.
Tek aşkı yarın gece evleniyor ondan başka kimin olağanüstü acı sesini çıkarmak için sebebi var ki?
His true love is marrying another tonight, so who else has the cause for ultimate suffering?
Aç olduğu için ağlayan bir çocuğun sesini duydun mu hiç?
You ever heard a baby cry because it was hungry?
Gecenin başlangıcında, sesini Londra'daki açılış gecesine sakladığını söyleyeceğim.
I'll tell him at the beginning of the evening that you're saving your voice for the opening night in London.
Aç sesini, Stevie! - Bastır!
Turn it up, Stevie!
Stevie, koçum, aç şunun sesini.
Blow it! Yeah, blow it away!
Açın sesini!
Crank it up!
Sana rüzgârın sesini, ormanın kokusunu açıklamam gerekir.
I'd have to explain to you the sound of the wind and the smell of the woods.
Çok açın ki, silah sesini bastırsın.
Make it real loud so it drowns out the noise of the gunshot.
Genç bir kadının iç çekişlerini ya da yaşlı bir adamın acıklı sesini...
From a young woman's sigh... to an old man's sob.
Sesini son kez duyduğumdan beri acı bir yaşam mücadelesi verdim.
I fought through a bitter life since I last heard your voice.