Sim Çeviri İngilizce
1,093 parallel translation
Ben Sim-Dost Cindy.
I'm Sim-Pal Cindy.
- Ben Sim-Dost Cindy.
- I'm Sim-Pal Cindy.
Okulda sim bulaşmış. Dün kolaj yapıyorduk da. Tüyler, yapıştırıcı falan.
We were doing collages yesterday... with feathers and glue and -
Kendimi savunmam gerekirse makarnanın üstünde sim yoktu ve tutkal da çok azdı.
You know, in my defense there was no glitter on the macaroni and very little glue.
Ejderha Görevi ve Sim Sandviç'inin yapımcılarından.
From the makers of Dragon Quest and Sim Sandwich.
Evet mi?
Sim?
Hayırsever bir adamın bağışı olan, Sim Sim'e hoşgeldin diyoruz.
Now, courtesy of an anonymous donor, please welcome our new panda, Sim Sim.
Görünüşe göre Sim Sim bugün yerinde duramıyor.
Well, it looks like Sim Sim is a little frisky today.
- Sim Sim oynamayı seviyor.
- Sim Sim likes to boogie.
Ping Ping, Sim Sim'e evlenme teklif etti ve sanırım o da buna "Evet" dedi.
Ping Ping just asked Sim Sim to marry him... and I think she just said yes.
Sen benim Sim Kodumu belli edeceksin?
You're going to strip my CimCode?
Sim Kodla ne yaptı?
What'd she do with the CimCode?
Sim Kod hakkında endişelenme.
Don't worry about the CimCode.
- Yaratık similasyonu olduğunu düşünmüştüm.
- I thought this was an alien sim.
Bu simülatör nasıl bir performans sergilerse sergilesin biz sadece yapaylığı yok ediyoruz.
Whatever performance this Sim puts on, remember we are only demolishing artificiality.
İçinizde Sim'i olmayan biri varsa ilk tası o atsın.
Let he who is without Sim cast the first stone.
Ve Robert Radson demiş ki : "Seni sersem!"
So, then, Rabbi Rothstein says, "Sim, sim, sim, sim, ata..."
- Gözünde biraz sim kalmış.
You have some glitter on your eye.
Tamam o zaman eve gitmeye dersiniz, biraz seviye atlayalım ve Tehlike Odasında 3. derece eğitim simülasyonu açmaya?
Okay. So now what do you say we head home, gear up and run a level-three training sim in the Danger Room?
Saha Savaş Eğitimi 7 aktif.
Field Battle Training Sim 7, activate.
Adı "Sim... One", gördünüz mü?
It's'Sim one'- see?
- Choon-sim, içeri gel.
- Choon-sim, come in.
Sim kart yerinde mi, bir bakayım.
I'll check if the chip is in place.
Şimdi hem pin kodumu hem de sim kartımı kaybettim.
Now I lost my code and my chip.
Belki de sim kartı bozuktur.
Maybe something's wrong with the chip.
- SIM analizini bırakman gerekiyor.
- I need to pull you off your SIM analysis.
Simulasyon yazılımlarına güncelleme sipariş ettim.
I ordered upgrades on all the SIM software.
- Kuzeybatı tarafına doğru sim var.
We have what appears to be glitter in the northwest quad.
Sim, Locard prensibine uygun. Ama kızın kıyafetlerinden değil.
Glitter is Locard but not from her clothes.
Speed, sim bulaşmasını da ekle.
Speed, also add glitter transfer. Okay?
Tişörtünde sim vardı, kimliği yok ve parmak izi vermeyi reddediyor. - Ama ben aldım.
He's got glitter on his shirt no ID and refused to give us prints.
- Ayak izleri, sim ve sicilin var.
I've got footprints, I've got glitter.
Ruthie'nin üzerinde bulduğumuz sim, Palyaço Kenti yeleğindekine uyuyor.
The glitter found on Ruthie is a match to the glitter found on the Zany Town vest.
Ruthie'nin vücudunda bulunan sim, Palyaço Kenti'nden gelmiş.
Did you know the glitter found on Ruthie's body came from Zany Town?
O ne, sim mi?
- What is that, glitter?
Bur bir SIM kartı.
This is a SIM card.
Yeni SIM kart. 16.51 ve 1700 arasındaki numarayı bu akşam arayın.
New SIM card. Call the number in the book between 16.51 and 17.00 tonight.
McCann'ın SIM kartını taktık.
We've put McCann's SIM card in here.
Her telefon ettiğinde cep telefonundaki SIM kart bulunduğun yerin kulesiyle bağlantı kurar.
Every time you make a phone call on your S.T.U., the sim card on your cellphone communicates with the local cell tower.
SIM kartına Jack'in seri numarasını basacağım.
I'll stamp Jack's serial number on your card.
SIM kartını alırsam, evet.
As soon as I get your sim card.
Sim mi?
Glitter?
Doktor Robbins Mrs. Dominguez'de sim buldu.
Doc Robbins found evidence of glitter on Mrs. Dominguez.
Tamam, Sim.Tamam.
It's all right, Sim. lt's all right.
Ne olacağını bilmeme rağmen ona yardım edemiyordum... fakat Sim'in hızlı gelişimini hayranlıkla izliyordum.
Though I knew what to expect, I can't help but be astonished... by Sim's rapid physical development.
Sim'in öğrenmek için yetenek ötesinde bir akademik ilerleme gösterdiği... oldukça belirgin bir hale gelmişti.
It has become quite evident that Sim's remarkable scholastic progress... goes far beyond an aptitude for learning.
Gözünde sim vardır. Yine yaptı.
OH, FUCK YOU!
Şim--şimşek.
Light-lightning.
- Yemek fışim var,
- I have meal vouchers.
Tanrı aşkına şim.
OH, FOR THE LOVE OF GOD, JIM,
Yeni bir oyun için karakter tasarlıyordum. Mesai saatinde.
I was designing characters for a new multi-player sim... on company time.
simon 531
şimdi 13440
simdi 145
simone 112
simpson 343
sims 22
simmons 37
simba 67
simms 46
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi 13440
simdi 145
simone 112
simpson 343
sims 22
simmons 37
simba 67
simms 46
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şımarık 20
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimşek 32
şimdi mi 706
şımarık 20
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimşek 32