Şimdilik Çeviri İngilizce
15,581 parallel translation
Şimdilik buna pek güvenmeyelim.
Let's not get carried away.
Garajdaki serseriler şimdilik gitmiş gibi görünüyor.
The crazy guys in the garage seem to have left for now.
Ama şimdilik elimizdeki tek şans o.
Okay, but right now, he's the best chance any of us have got.
Şimdilik bu kadar.
Over and out.
- Şimdilik boşver.
Let it go for now.
- Şimdilik dediğine inanabiliriz.
For now, we take her at her word.
- Şimdilik bilmiyorum ama öğreneceğiz.
Not yet, but we're gonna find out.
Ama şimdilik, sanırım bakıcımla olabilirim, yatabilirim de.
But for now, I guess I can have my manny, and sleep with him, too.
Şimdilik yarım gram arapsabunu alacağım.
I'll just take a pint of soft soap for now.
Ve bu şimdilik sadece ikimizin arasında, öyle mi?
And this is just between us for now?
Şimdilik, tamam mı?
For now, okay?
Şimdilik, adaletin engellenmesi ve Hapstall davasında davanın devamlılığını engellemek.
As of now, obstruction of justice and hindering a prosecution in the Hapstall case.
Şimdilik bir şeyler bulamadım.
I haven't found anything yet.
Şimdilik burada.
Here right now.
Her şey şimdilik tamam ama fazlası da olacak.
There is nothing else to do but be.
- Şimdilik kendisini kullanabilirim.
- Well, he's useful to me at the moment.
Şimdilik öyle.
Yeah, for now.
Ama bunu şimdilik bir kenara bırakalım ve...
But let's put that aside for a moment
Ben ağızlığı seçtim, şimdilik.
I've chosen a muzzle... for now.
Oylamada şimdilik önde gittiğiniz doğru Vali Bey ama... -... son haftalarda fark kapanmaya başladı.
It's true that you are leading in the polls for now, Governor, but the gap has been closing in recent weeks.
Şimdilik bu kadar.
That'll be all for now. Thank you so much.
En küçüğü daha yeni yürüyor şimdilik hizmetli odası işimizi görür.
The last one is still a toddler, so the maid's might be fine for now.
Sana şimdilik ihtiyacı var, Tommy.
He needs you for now, Tommy.
En azından şimdilik.
For now, at least.
Ama şimdilik idare eder.
But it will do, for now.
Her seferinde bir kontrol edeceğim, Ancak şimdilik hepsi bu kadar.
I'll check in every once in a while, but that's all for now.
Şu anda sahip olduğum şey bu, Ama ben sadece başlamak istedim, şimdilik hoşçakal.
That's really all i have at the moment, but I just wanted to get started so,
Sarbjit ölümü şimdilik ertelendi.
It means Sarbjifs death sentenced has been postponed for now.
Edebilirim ancak şimdilik adım atmama niyetindeyim.
I could. But for the moment I intend to make no move at all.
- Şimdilik.
- Not for now.
Hem yaşıyorlar da şimdilik.
And they are living... for now.
Ancak... Şimdilik bu müesseseden olsun.
But... this one's on the house for today.
Şimdilik tabii.
For now.
- Yok, şimdilik kalsın.
No, leave it for now.
O elindeki seni ancak şimdilik kurtarır.
What you've got there only saves you for the time being.
Şimdilik, o kadar.
The time being, that's all.
- Hepsinin detaylarını istiyorum. Ama şimdilik limandaki deponun satışı kâfi.
I want details of them all but, for now, the warehouse on the dockside will suffice.
Şimdilik, başlamadan önce sizi uyarmak istiyorum. Bayan Jacqueline Tregidden hisselerini Bay Coke'a sattı.
Now, before we begin, I must make you aware that Mrs Jacqueline Tregidden has sold her shares to a Mr Coke.
Dinle, kusura bakma ama şimdilik gözün kapalı kalmak zorunda, tamam mı?
Listen, I'm sorry, I got to leave your blindfold on for now, okay?
Şimdilik otur.
Stand down for now.
Şimdilik.
For now.
Bunu destekleyecek yeteri miktarda kanıtımız var ama şimdilik yalnızca dosyayı oluşturuyoruz.
We have a fair amount of evidence to support it, but... for now, we're just building a case.
Şimdilik öyle ama habis tümörlerin ne yapacağı kestirilemez.
For now, but malignant tumors are unpredictable.
Şimdilik önümüzdeki aya kadar önemli bir olay yok.
For now, though, the next event isn't for months.
Şimdilik hepsi bu.
That'll be all for now.
Bilmiyorum, şimdilik hep doluyum galiba.
I don't know, not till I'm full time I guess.
Şimdilik.
- Yet.
- Şimdilik sorun değil.
- I'm ok so far!
Şimdilik daha fazla bilgi edinene kadar mantıklı davranmalıyız.
Right now, we need to be rational until we know more.
Şimdilik ağrını azaltacaktır.
Okay, this is gonna take the sting off.
- Şimdilik hayır.
Not yet.
şimdilik hoşça kal 45
şimdilik hoşçakal 36
şimdilik bu kadar 96
şimdilik iyi 17
şimdilik yok 29
şimdilik hoşça kalın 31
şimdilik bu kadar yeter 19
şimdilik hoşçakalın 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdilik hoşçakal 36
şimdilik bu kadar 96
şimdilik iyi 17
şimdilik yok 29
şimdilik hoşça kalın 31
şimdilik bu kadar yeter 19
şimdilik hoşçakalın 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdiden 33
şimdi ne istiyorsun 34
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdiden 33
şimdi ne istiyorsun 34
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi ne yapayım 18
şimdi de bu 52
şimdi anlıyorum 178
şimdi ne oluyor 28
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi ne yapayım 18
şimdi de bu 52
şimdi anlıyorum 178
şimdi ne oluyor 28
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi ne olacak 465
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31
şimdi defol 68
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31
şimdi defol 68