English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Soru

Soru Çeviri İngilizce

40,504 parallel translation
Son zamanlarda şüpheli birini gördünüz mü? Bir soru sorabilir miyim?
Let me ask you a question :
Kısacık bir soru sorabilir miyim?
Can I ask you a quick question?
Tamam, son soru :
Okay, last question.
Kadınların soru sorma hakkı yok henüz.
Women aren't allowed to ask questions yet.
Andrew, sana saldırdığını söylediğin şey hakkında birkaç soru daha sormam gerek.
Andrew, I need to ask you a few more questions about that thing you say attacked you.
Size sormam gereken çok önemli bir soru var.
Now I have a very important question to ask you.
Oğlun güzel bir soru sordu.
Your son asks a good question.
- Bu kadar soru yeter.
Enough questions.
Son soru :
Last question.
Sormamız gereken soru şu, Ryan'ın kim olduğunu hatırlamasını sağlayacak hipokampal nöronları yeniden aktif hale nasıl getireceğiz?
how do we reactivate the hippocampal neurons Ryan needs to help him remember who he is?
Sonra soru sorup nöral aktiviteyi analiz edeceğiz. Böylece sağlıklı nöronları belirleyeceğiz.
Then we'll ask him questions and analyze the neural activity to determine which neurons are healthy.
Ona pek soru sormam.
Hey, I don't ask questions.
Bu biraz karmaşık bir soru oldu efendim.
Well, that's a complicated question, sir.
Görünüşe göre denek 28409 çok soru soruyor.
Subject 28409 seems to be asking a lot of questions.
Çok güzel bir soru, Senatör.
An excellent question, Senator.
Asıl soru şu : Ne yapacağız?
The question is, what do we do?
Yani soru şu : Albright birilerini yediğini biliyor muydu?
So the question is did Albright know he was eating someone?
Charlotte, sana bir soru...
Charlotte, I wanted ask you...
Görünüşe göre soru soran tek kişi biz değildik.
Seems we weren't the only ones asking questions.
Asıl soru şu, Jenkins.
The question is, Jenkins, which one?
Asıl soru, ne olduğu! Onun için önemli olan bir şey bulmalıyız.
The what, we have to find something that's important to him.
Tuhaf bir soru olacak biliyorum ama yanlış anlamadan beni dinleyebilirsen çok sevinirim.
I know that this is a strange question, but I'd like for you to not misunderstand and hear me out.
Sana bir soru sordum.
Hey, I just asked you a question.
Pekâlâ, son soru.
All right.
Burada soru soran işiniz bitti.
You're done asking questions here.
Aynı soru.
Same question.
- Çok ilginç bir soru sordun.
- That's an interesting question.
22-4 numarada meydana gelen cinayet vakasıyla ilgili soru sormaya geldim.
Legend of the Blue Sea. I'm here to ask about the murder case in house # 22-4.
Dürüstçe cevaplanan her soru sana bir şans daha kazandırır.
Each question answered honestly wins you another chance.
Görünüşe göre rekabetçi sporlara yabancı değilsin. Soru şu.
It seems you are no stranger to competing games of sport.
Üç soru geçti. Bir tane kaldı.
Three questions down and one to go.
Önemli bir soru.
Big question.
"Yaralandın mı?" Böyle bir soru nasıl sorarsın?
"Are you hurt?" How could you ask that... after cutting the car in half like that?
Sıradaki soru.
Next question.
Sana soru sormaya bile korkuyorum!
I'm scared to ask questions now.
Çok uygun ve biraz endişelendiren bir soru, Tom.
A most appropriate, if troubling, query, Tom.
Araya kalça olmak istemezdim ama bir soru sormak istiyorum.
Don't mean to "butt" in, but I'd like to "gas" a question?
Korkmuştu, hassastı, kafasında birçok soru vardı.
He was scared, vulnerable, filled with questions.
- Dur, Ölüm mü? Tagus Nehri Savaşı'nda yok olmasından sonra asıl soru şu oldu
-... in the Battle of Tagus River, the question then became...
Cevap ver sadece, soru sorma.
Just answer. Don't ask questions.
- Bir soru da ben sorabilir miyim?
Could I ask you a question, too?
- Açıklama yapacak mecalim yok, soru sorma.
- I don't have any energy to explain, so don't ask.
Öyleyse soru : Sunny, Kim Shin'in kız kardeşinin reenkarnasyonu mu?
Then, the question is... is Ms. Sunny the reincarnation of Kim Shin's younger sister?
Öyleyse soru :
Then, the question is...
Çok fazla mı soru soruyorum?
Was that too much for me to ask of you?
Hiçbir soru istedi.
No questions asked.
Ben soru sormadım.
I didn't ask questions.
Birkaç günlüğüne ortadan kaybolmak için mükemmel bir yer olduğunu söylüyorlar... Takımımla hiç kimsenin soru sormaması.
They say this is the perfect place to disappear a few days... with my team without anyone asking questions.
Yanlış soru bu.
That's the wrong question.
Saçma bir soru sordum.
Ask a stupid question.
Bu mükemmel bir soru.
That is an excellent question.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]