Tâbi Çeviri İngilizce
54 parallel translation
O zamandan beri kaç bedeni muayeneye tâbi kaldınız?
How many physical examinations have you had since then?
Onu gerçek bir teste tâbi tutmalıyım.
I've got to test him for real, or else!
- Psikiyatrik kontrole tâbi tutmalıyız.
- We'll need a psychiatric exam.
Çok şükür dün gece kurşun geçirmez yeleğim üzerimdeydi,... gizli çalışırken tâbi olduğumuz büro yönetmelikleri.
Fortunately I was wearing my bullet proof vest last night per bureau regulations when working undercover.
Kraliyet kanunlarına tâbi olduğumuz konusunda ne yapacağız?
What do we do about being under Crown law?
Yedek şarkıcıların hepsini elemeye tâbi tutacağım. 40 dilde "Bunu bir de üstsüz deneyebilir miyiz" demesini öğreneceğim.
I'll audition the backup singers and learn to say "Can we try it topless?" in 40 different languages.
Dr. Modeski'nin takımı incelemeye tâbi tutuldu ve inandırıcı tekzip hazırlandı.
"Dr. Modeski's team has been processed... And plausible denial constructed."
Bizim evde laflamak, zamana tâbi değildi.
Yeah. Well, that wouldn't have mattered none in my house.
Tesla bir gece geç saat, vericisini teste tâbi tuttu.
Late one evening, Tesla put his transmitter to the test.
Her şey aynı sınıflandırmaya tâbi olmalı :
Everything has to fit in a pigeon-hole :
- 315'e tâbi oldu.
- He was given a 315.
Çoğu idam mahkûmu olan tutuklulara Kim Il-sung'a suikast emri verme ve onları insanlık dışı bir askerî eğitime tâbi tutma.
Ordering death row convicts to slit Kim Il-sung's throat, indulging in dehumanizing training...
Zekâsını Binet-Simon testine tâbi tuttuk.
We submitted his intellect to the Binet-Simon test
Ama burada çocuklar yaygın öğretime tâbi oluyorlar.
Except here kids have access to malstream teaching.
Çeviri de ek ücrete tâbi!
And the translation is extra!
En iyisini bulmak için prenses onları sınava tâbi tutmuş.
In order to choose the best match for her, she gave them a test
Standart bir ölçüye benzemiyor. Özel sipariş ile yaptırılmış olmalı. Florida yönetmeliklerine tâbi.
That doesn't sound like a standard size, which means it would have to be custom made and subject to Florida code requirements.
- Maliye müfettişleri bizler, çalışmaya başlamadan önce, tavizsiz davranış testine tâbi tutuluruz.
- IRS agents we're given rigorous aptitude tests before we can work.
Maalesef sizden önce, nezâket ya da görgü kuralları testine tâbi tutulmadık bu yüzden sizden özür dilerim.
Unfortunately for you, we aren't tested on tact or good manners so I apologize.
Senin sorunun ve benim tâbi ki.
Jerry, please. - And you're my problem.
- Saati aşmak ücrete tâbi.
- An hour which has begun is due.
Tabii kendi aramızdaki paslaşmalar komisyona tâbi.
Course, there's a, you know, broker's fee for insider trading, but- -
Şirket gizliliğine tâbi birimlerin büyük bir kısmı bulundu, ama 503'ü aramaya devam ediyoruz.
Most of the compromised units have been recovered, but we're still looking for 503.
Genç Ned'in gizli yeteneği üç basit kurala tâbi idi. Ölü şeye bir kere dokun, canlansın.
Young ned's secret gift was governed by tee simple rules - - touch a dead thing once, alive.
Okullar bu şekilde ayırımcılığa tâbi tutulduğu sürece zenciler bölünmüş ve eşit olmayan bir eğitim alacaktır.
As long as schools are segregated, Negroes will receive an education that is both separate and unequal.
Bakmak beleş, dokunmak bedele tâbi.
Looking's for free. Touching's gonna cost you something.
Adalet Bakanlığı'na bağlı özel birim tarafından soruşturmaya tâbi tutulan... " "... kongre üyeleri arasında olduğunu öğrenmiştir. "
"who are under investigation by a Justice Department task force that is..."
Bayan Sigouin-Wong, bütün devlet dairelerini değerlendirmeye tâbi tutuyor.
Ms Sigouin-Wong is evaluating all government offices.
İmparatorumuzun bu arzusuna tüm devlet erkanı tâbi olacaktır!
Officials and Yan Guo's ministers will abide to the King's edict even loyal till death
NPP'nin eski lideri Kristian Fredriksen araştırmaya tâbi tutuldu.
Kristian Fredriksen, ex-leader of NPP, is being investigated for having...
Her grup geçici değerlendirmeye tâbi, bu şekilde çalışın.
There is a provisional qualification for the whole group, so start working.
Bu sabah, sadece güçlerinizi tespit etmek için hepinizi birkaç alıştırmaya tâbi tutacağım.
This morning, I'm gonna be putting you all through a few drills just to assess your strengths.
Peki sanık Kenneth Waters'ı kan tahliline tâbi tuttunuz mu?
And did you have occasion to test a sample from the defendant, Kenneth Waters?
Yoğun bir kursa tâbi tutulması gerek.
She needs a crash course.
4. seviye ve üstü gizliliklere erişimi olan herkesi teste tâbi tutuyoruz.
We're testing everyone with a level four classification or above.
Benim görüşüm, DE ulusal bir müfredatın parçası ve diğer alanlar gibi denetimine tâbi olmalıdır.
In my view, RE should be part of a national curriculum and subject to Ofsted inspection, like other subjects.
O laboratuvara geri dönmüyorum ve hiç bir teste tâbi tutulmayacağım.
I'm not going back in that lab, and I'm not taking any tests.
Tebrikler, İngiliz vergi dairesine tâbi, lüks bir çatı katınız oldu.
Congratulations, you have been given a luxury penthouse at the expense of the British taxpayer.
Böylelikle azmimi sınava tâbi tutuyor.
And all this... It was just his way of testing my resolve.
Kretas döneminde, Madagaskar, harap edici kuraklıklara tâbi olmuştu.
In the Cretaceous period, Madagascar was subject to devastating droughts.
Ben de ne yapabildiğine dair onu teste tâbi tuttum.
So I put him to the test, see what he could do.
Ama ücret sisteminde müşteri sadece yapılan işin bedelini ödüyor bir de pazarlığa tâbi bir kâr. O da % 0.5 ile 2 arasında bir şey.
But under a fee structure, the client merely pays for the work being done, plus a negotiated one-and-a-half to 2 % profit.
Majesteleri dışında kimse bizi böyle bir uygulamaya tâbi tutamaz.
Except for His Majesty, no one can give us such a proceeding.
Floressa gibi kişilerin burada kalmasına izin vermeden önce araştırma sürecine tâbi tutuyor musunuz?
Is there any sort of screening process before you accept a resident studying the faith like Floressa?
Şu'masum prenses'e mi tâbi olmak istiyorsunuz?
You wanna follow Pocahontas?
Sorumlu olduğu ilk grupta Soo Yun vardı ve onu oldukça katı bir eğitime tâbi tuttu.
He puts one of his first trainees, Soo Yun, through a grueling training program.
Zarar görmezliğini teste tâbi tutmak üzereyiz.
We're about to put your invulnerability to the test.
Hayır, şaka yapıyorum tâbi ki ama o günler gerçekten, çok çok kötü günlerdi.
No, I am joking, obviously, but er... they were, of course, very, very dark days indeed.
Gerçekten gerekli olmasaydı seni buna tâbi tutmazdık.
We wouldn't subject you to it if it wasn't absolutely necessary.
Söylediğine göre Ajan Kara Palamas'ı Hydra'nın ellerine bilerek vermişsin. Düşmanın elinde aylarca işkence görüp zihin kontrolüne tâbi tutulmasının sebebi senmişsin.
He said that you knowingly handed Agent Kara Palamas over to HYDRA, that you are the reason she suffered months of torture and mind control at the hands of her enemy.
- Köpeğini teste tâbi tutacağım.
I'm gonna give your dog a test.
tabi 3531
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabiki 390
tabii ki evet 16
tabi efendim 72
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabiki 390
tabii ki evet 16
tabi efendim 72
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii ki var 74
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki biliyorum 29
tabii ki olmaz 20
tabii efendim 146
tabii eminim 16
tabii ki yok 71
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki biliyorum 29
tabii ki olmaz 20
tabii efendim 146
tabii eminim 16
tabii ki yok 71
tabii ya 578
tabii var 20
tabii ki eminim 28
tabiiki 57
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabi ki 1198
tabii ki biliyorsun 16
tabii bu 20
tabii canım 65
tabii var 20
tabii ki eminim 28
tabiiki 57
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabi ki 1198
tabii ki biliyorsun 16
tabii bu 20
tabii canım 65