Zamanımız tükeniyor Çeviri İngilizce
334 parallel translation
- Zamanımız tükeniyor.
- Time is important.
Zamanımız tükeniyor!
We're runnin'outta time!
üstad hua... baba, zamanımız tükeniyor!
Master Hua... Dad, we don't have much time we'd better kill Hua Mu Juet
Zamanımız tükeniyor.
We're out of time.
Zamanımız tükeniyor.
We're running out of time.
Zamanımız tükeniyor onu hemen bulmak zorundayım.
We cannot wait. I must find him.
Zamanımız tükeniyor yaşlı dostum.
We are running out of time, old buddy.
Zamanımız tükeniyor!
- Nothing yet. We're running out of time!
Zamanımız tükeniyor çocuklar.
- We're running out of time, boys.
Zamanımız tükeniyor.
Time is running out.
Zamanımız tükeniyor.
We are running out of time.
Zamanımız tükeniyor, Doktor.
We're running out of time, Doctor.
- Dukat, zamanımız tükeniyor.
Dukat, we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor Piper.
We're runnin'out of time here, Piper.
Zamanımız tükeniyor, Komutan.
We're running out of time, Commander.
Sürekli velveleye getirmek istemiyorum ama zamanımız tükeniyor.
I don't mean to keep sounding off alarm bells, but we're out of time.
Zamanımız tükeniyor
- We're running out of time.
Tartışma yapıldı, ve zamanımız tükeniyor.
The arguments have been made and we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor ve kadın ölsün istemezsin.
Time is running out, you do not want her to die!
Acele et, zamanımız tükeniyor.
Hurry, we're running out of time.
Şimdi gel, zamanımız tükeniyor.
Now come on, we're runnin'out of time.
Mesele şu ki, zamanımız tükeniyor.
The fact of the matter is, we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor!
Time is running out!
Komiser Choi, zamanımız tükeniyor.
Capt. Cho we're running out of time
- Ama zamanımız tükeniyor.
- than this before. - But we're running out of time.
- Zamanımız tükeniyor.
- We're running out of time.
Zamanımız tükeniyor!
We're running out of time!
Zamanımız tükeniyor.
We can't all go.
Onarmaya çalışıyorlar, ama zamanımız tükeniyor olabilir.
They're trying to fix it, but we might be running out of time.
Deunan, zamanımız tükeniyor!
Deunan we are out of time.
Eh, izlediğiniz her şeyde gösterisi, zamanımız tükeniyor.
Well, whatever show we're watching, we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor çünkü.
Because we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor ve biz hiçbir şey var, tekrar, gitmek için hiçbir şey.
We're running out of time and we've got nothing, repeat, nothing to go on.
Zamanımız tükeniyor!
BATMAN : Atom, we're about out of time.
Pekala, zamanımız tükeniyor.
All right, we're running out of time.
Zamanımız tükeniyor.
Well, we are running out of time.
Kim, zamanımız tükeniyor, tabii eğer "şey" yapacaksak.
Kim, we are running out of time if we're gonna, you know, get busy.
Gün doğuyor. Zamanımız tükeniyor.
It's almost dawn, we're running out of time!
- Zamanımız tükeniyor!
- We are running out of time!
Anne, zamanımız tükeniyor!
Mom, we're running out of time!
Zamanımız tükeniyor, Nicholas.
We no longer'time, Nicholas.
Rehineleri kurtarmak için zamanımız tükeniyor.
We're running out of time.
Zamanımız tükeniyor.
I'm running out of time!
Zamanımız tükeniyor, Biz Magic School geri gidemez beri bizim için güvenli değil çünkü, ben tüm iyi büyülü yaratıklar burada küçük bir liste derlenmiş bize yardımcı olduğunu geçmiş. Ve biz karşı ne hiçbir fikrim yok.
We are running out of time, and we have no idea what we're up against.
Israrlı taleplerimden ötürü özür dilerim kutsal babamız, ama zaman tükeniyor ve benim ısrarlarım, İngiltere kilisesinin değerli hayatını tehdit eden şeyleri konuşmak içindi.
I'm sorry to be importunate, Your Holiness, but time is running out and my course concerns the very life of the church in England.
Azami güç gereksinimi nedeniyle... kaynaklar hızla tükeniyor. - Ne kadar zamanımız var?
What with the maximum power demands and all, the reserve is falling fast.
Zamanımız tükeniyor, Mimi.
Our time's running out, Mimi.
Zamanınız tükeniyor, avukat hanım.
Time is running out, Counselor.
Neredeyse zamanımız tükeniyor, Jack.
Not long ago.
Aslında, zamanımız tükeniyor, bitireceğim ve seni burada durdurmak zorundayım.
Oh, I'll definitely call you back.
Zamanımız tükeniyor.
Do it now.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144