Zaman geçiyor Çeviri İngilizce
966 parallel translation
Hikâyemiz nerde ve ne zaman geçiyor?
Where does our story take place... and when?
Bunu istemiyorum ama sürekli zaman geçiyor.
I don't want to, but time's running out.
Hadi, zaman geçiyor.
Come on, time's a-wasting.
Zaman geçiyor.
Time is flying.
Zaman geçiyor, biliyorsun, fakat kafada ve hayal gücünde geçmiyor.
Well, I... Time passes, I know, but here in the mind and in the imagination it doesn't pass.
Zaman geçiyor.
Time is passing.
Zaman geçiyor.
Well...
Zaman geçiyor.
Time flies.
Ama zaman geçiyor.
But time sure flies.
Zaman geçiyor, David.
You're wasting time, David.
Senyor Don Roque, zaman geçiyor.
Señor Don Roque, time is passing.
Açıkça zaman geçiyor.
Obviously stalling for time.
Fakat zaman geçiyor ve seni koridorun karşı ucunda buluyoruz.
But time elapses, and we find you at the opposite end of the corridor.
Bilirsin ya, zaman su gibi akıp geçiyor.
You know how time flies.
Zaman çok çabuk geçiyor.
Time goes by so fast.
Zaman çok çabuk geçiyor.
The time has passed very quickly.
Konağım oradan bir mil ötede. Yönetim kurulu başkanı olarak zamanımın çoğu orayı idare etmekle geçiyor
My estate lies within a mile... and as chairman of the board, I spend much time in its supervision.
Elbette ki biz savaşın gerisindeydik, ama zaman çok hızlı geçiyor.
Of course, we're in the backwash of the war boom, but the tide is running out fast.
Akşam olunca zaman çabucak geçiyor.
At night they hurry, making up time.
Baylar, bu işi ele alma zamanı geldi geçiyor.
Gentlemen, it is our duty to set this to rights. - We'll stop it in no time.
Zaman su gibi akıp geçiyor.
How time flies.
Saat 5'i çeyrek geçiyor. Bu kızların gemiye binmeden önce.. ... çoçuklara veda etmek icin çok az zamanı var.
Folks, it's 5 : 15, and these kids have just got time enough to get down to the ship and say goodbye to the fellas.
- Zaman akıp geçiyor.
- Time flies.
Zaman boşa geçiyor.
Time be wasting.
Zaman nasıl geçiyor.
How time flies.
Yılda 12,000 mil uçuyor ve 1,200 saatten fazla zamanı havada geçiyor.
He flies 12,000 miles a year, has more than 1,200 hours in the log.
Çok iyi # - Nasıl tüm zamanın dolu mu geçiyor?
How are you booked for social life?
Zaman ne çabuk geçiyor!
How quickly the time passes!
Dinle çocuğum, evlenme zamanın geldide geçiyor.
Listen, my child. It's time that you were married.
- Zaman ne de çabuk geçiyor.
- How time does fly.
Zaman çok çabuk geçiyor.
Time passes so quickly.
Evlenip bir aile kurmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
It's time you were wed and planning a family of your own.
Ben derim ki, madem Kralın gözüne girmenin yolu o kadına yaranmaktan geçiyor, o zaman biz de onun adamı olalım, onun kıyafetini giyelim. *
I'll tell you what. I think it is our way... if we will keep in favor with the king to be her men and wear her livery.
Zaman akıp geçiyor.
Time is flying.
Yanındayken zaman ne çabuk geçiyor.
How quick it seems when I'm beside you.
Zaman ne hızlı geçiyor!
How quickly time flies!
Ayrıca, evde zaman çok ağır geçiyor.
Anyway, time hangs heavy at home.
Zaman yavaş geçiyor, ha?
Time passes slow, huh?
Komşu olduğumuza göre, arkadaş olmamızın zamanı geldi de geçiyor.
Since we're neighbors, it's high time we became friends.
Zaman zaman buralardan geçen bir inek oluyor, fakat sağılamayacak kadar hızlı geçiyor.
There's a cow who goes by now and then, but much too fast to be milked.
Zaman akıp geçiyor.
Time passed so fast.
Zaman su gibi geçiyor.
Time flies.
Günler hep aynı olunca zaman da çabucak geçiyor.
Time flies when every day is the same.
Francis, uzun bir gün oldu, yatma zamanın geçiyor.
Francis, it's been a long day and it's past your bedtime.
Zaman akıp geçiyor.
Time flies.
- Zaman çok çabuk geçiyor.
- Damn silly time to be going away.
Zaman çabuk geçiyor...
Time's running very...
Nasıl oluyor da zamanımın çoğu seni dinlemekle geçiyor?
How is it that I spend most of my time listening to you?
- Zaman çok hızlı geçiyor.
- The time went so quickly.
Zaman, bir rüzgar gibi geçiyor.
Countless centuries fled into the distance, like so many storms.
Yapma, aklından neler geçiyor biliyorum ama ne yeri ne de zamanı.
I know what's going through your mind, but this is not the time... or the place.
geçiyor 19
geçiyordum 27
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
geçiyordum 27
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanın var 16
zamanı geldi 236
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanın var 16
zamanı geldi 236