Çok oldu Çeviri İngilizce
18,245 parallel translation
Sana komplo kurmayalı çok oldu.
Long time no frame.
Bu sesi duymayalı çok oldu.
It's been a while since we've heard that.
- Baban gideli çok oldu.
Your daddy's long gone.
Burada seyahatim üzerine düşünmek için çok zamanım oldu, Bay Murdock!
You see, I've had a lot of time to reflect on my journey here, Mr. Murdock!
Bu hastane tama olarak ne zaman kendi götümüzü kurtarmak ya da özel bağış almakla daha çok ilgilenir oldu bilmiyorum.
I'm not sure exactly when this hospital became more concerned with private donations or saving our own asses.
Ben de çok daha geriye gittim buna rağmen sonuç yine aynı oldu.
So I jumped even further back, and the outcome was exactly the same.
Ve bana aşık oldu çok derinden hem de.
And she fell in love with me, very deeply.
Bunun çok yardımı oldu, teşekkür ederim.
This really is a breakthrough ; thank you.
- Enayi, bu çok kolay oldu.
Easy.
Çok da iyi oldu çok da güzel oldu.
That's just marvelous, isn't it?
Çok kötü bir şey oldu.
Wake up. Something really bad happened.
Karşılaştığım diğer cinayetlerde çok yardımcı oldu.
She's been very helpful in the other murders that I've encountered.
Aynen öyle. Çok uzun zaman oldu.
That's right, it's been ages.
Çok da güzel oldu. Malcolm kaçış parası olmadan fazla uzaklaşamaz.
Malcolm won't get far without his getaway cash.
Çok kolay oldu.
_
Başardım. Özür dilerim. Her şey çok hızlı oldu.
Sorry, it suddenly went so fast.
Ding hayatında çok sayıda VIP'i korudu. Ama korumakta başarısız oldu.
Ding protected numerous VIPs in his life, but failed to protect
Sadece çok gerçeküstü oldu.
It's just been so surreal.
Herkesin çok zor bir günü oldu mu?
Has anybody had a particularly hard day?
Çok kötü oldu.
Too bad too.
Son zamanlarda çok attan düşme oldu mu, Bay Tennant?
Had many falls here lately, Mr Tennant?
Çok uzun zaman oldu.
It's been such a long time.
İçeri girdiğimde çok zor oldu.
Man, when I got locked up, man, that shit was hard.
Sen gittiğinden beri çok şey oldu.
A lot has happened since you left.
Her zaman çok seksüel bir insan oldu.
She was always a very sexual person.
Hayır, çok fazla şey oldu.
No, too many things have happened.
Çok hızlı oldu.
It happened too fast.
Bugün dijital bir bomba patladı ve etkileri beklenenin çok üstünde oldu.
A digital bombshell went off today with ripples far beyond the tech sector.
Çok güzel bir hayatımız oldu.
We had a beautiful life.
Biliyorsun, bunu yapmayalı çok uzun zaman oldu.
You know, it's been a long time... Since I could do this.
Duval ve benim arasındaki ilişki hakkında söylediklerin çok yardımcı oldu.
It was helpful what you said about Duval and... me and Duval and our relationship.
Evet düşünmek için çok vaktim oldu.
Yeah, I've had a lot of time to think.
Çok kötü oldu.
It's really too bad.
Hadi, çok uzun bir gece oldu.
Come on, it's been a long night.
Laurel yanımdaydı ve çok destek oldu.
And Laurel was so great at just hand-holding me.
- Çok uzun zaman oldu.
So it's been a long time.
Gelip yaptığı şey çok iyi oldu.
I'm actually pretty glad she showed up when she did.
Dinle, çok şey oldu ve pek vaktim yok, o yüzden sadece dinle beni.
Uh, listen, a lot has happened, and I don't have much time to talk, so I just need you to listen.
Annene çok yazık oldu.
Pity about your mother. Oh.
Kusura bakma, çok geç oldu ama Mildred uyanık mı?
Sorry it's so late. Is Mildred still awake?
Buraya hemen gelmek çok iyi oldu.
Too goddamn good to come down here.
Hak ettiğimden çok daha iyi oldu.
It was a lot better than what I deserved.
Bana çok yakın birini öldürmüştü. Ve karşılığında, ilk içgüdüsü temel oldu.
He had murdered someone very close to me, and in return, my first instinct was basic.
cok mu fazla oldu?
That's too much?
cok mu fazla oldu?
Is that too much?
Söyleyince çok tatlı oldu.
Just heard that. Delightful.
- Sonra da... - Sonra ne oldu Claire? Çok saçma bir şey mi oldu?
And we - - and what, Claire?
Bence çok güzel oldu.
- I think it's pretty good. - Mm-hmm.
Çok kötü bir şey oldu, değil mi?
Something terrible has happened, hasn't it?
Çok fazla şey oldu- -
It's a lot to take so soon after- -
Ama Barry bana çok yardımcı oldu, yani- -
But Barry gave me a lot of help, so...
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25