Öyle şeyler Çeviri İngilizce
2,346 parallel translation
Öyle şeyler yapmayız.
We don't spend time together.
Evet, öyle şeyler yapacağım ki size...
I will do such things!
Biz öyle şeyler yapmayız.
Yeah, that's not something we're gonna do.
# Çocuklar neden öyle şeyler yapar merak edersin #
♪ you wonder why kids do the things they do ♪
Sürücüleri kontrol ediyordu, yükleri inceliyordu, öyle şeyler.
He was running checks on drivers, investigating if a load was ever light- - that sort of thing.
- Yoktu öyle şeyler.
Nah, nothing like that. Okay.
Öyle şeyler yaptım ve yapıyorum ki.
The shit I did — do.
- Yeğenim River da öyle şeyler yapmak istiyor ama Liz hiç yardımcı olmuyor.
- Shanequa? - Yeah, you know my nephew River wants to do something like that, but Liz won't have anything to do with it.
Öyle şeyler işte.
Like that.
Yapmaz öyle şeyler o.
- Mmm-hmm. - No.
Nasıl gidip de ona öyle şeyler anlatabilirsin?
How could you go and tell her those things?
O çocuğa nasıl öyle şeyler söyleyebiliyorsun?
How could you say such things to that child?
Ama azizim, yakında öyle şeyler başlayacak ki toprağı çift sürmek için zaman bile olmayacak.
But soon, my dear, such things will begin there that there won't even be time to plough the land.
Öyle şeyler yapmazdı o.
He doesn't beat it out of you.
Öyle şeyler bize koymaz.
You can live with that.
Öyle şeyler çocuklar için.
Some.. Trouble. - Yes, trouble.
Öyle şeyler düzmece bence.
Those things are rigged, I think.
Aslında öyle şeyler demek istememiştim.
I didn't mean any of that stuff.
Çünkü öyle şeyler olsa daha çok sevinirim.
Because I'd like to get something out of this.
( POLİS ) Ah hocam... Hakkı nızda öyle şeyler diyorlar ki, zihnim karışıyor
Hodja, all the things they say about you confuse me.
- Biz öyle şeyler yapmayız!
- We wouldn't do that!
Connie öyle şeyler yapmaz bence.
She does? That doesn't sound like Connie.
Öyle bir şeyler işte.
Something like that.
Madem öyle o zaman üzerinde çalışman gereken şeyler var.
Well, in that case, there's some things you could work on.
Konutların bölümlendirilmesi mi ne, öyle bir şeyler yapılıyormuş.
Switching over the condos or some kinda gentrificational kind of shit.
En azından bir şeyler yapmalısın, öyle değil mi?
You got to try something, right?
Yalnızca bir şeyler öğrenmek için öyle mi?
Just a fact-finding mission.
Evet, öyle bir şeyler.
Yeah something like that.
Bir şeyler içmek de öyle.
There won't be a drink.
Ne zaman öyle acı veren şeyler düşünsem aklım karışıyor.
It's just that I get confused in my head whenever I think about such painful things.
Sen ve ben farklı şeyler istiyoruz ve bunun, senin için sorun olmadığını söylüyorsun ama öyle değil ; hiçbir zaman da olmayacak.
You and I want different things. And you say that you're okay with that, but you're not, and you never will be.
Hakkınızda çok iyi şeyler duydum. Biz de öyle.
- Special Agent, heard good things.
Bak, sakın öyle dönüp, yatma. İçimde bir şeyler oluyor.
Look, don't turn and sleep like this. I feel something inside.
Öyle şeyler ilginizi çekiyorsa tabi.
- Ah!
Öyle görünüyor ki birileri Albay Young'a benim hakkımda iyi şeyler söylemiş.
Apparently someone put in a good word for me with Colonel Young. As much as I'd like to take credit,
Öyle çok tamir edilip, yamalandınız ki,... sizden kalan bir şeyler olduğuna şüphe ediyorum.
You've been repaired and patched up so often, I doubt there's anything left of what used to be you.
Ama bazen kötü görünen, ama öyle olmayan şeyler yapmamız istenir.
And sometimes we'll be asked to do things that seem to be bad, but they're not.
Öyle durmayın, bir şeyler yapın!
Do not stand so, do something!
Çünkü eğer öyle yapmazsam, görünenler çok kötü şeyler.
Because if I don't avoid it, what's left is so dark.
Gemi bir şeyler hissetmiş olmalı öyle değil mi?
The ship must have sensed something, right?
Ama güvenli bölgeler ya da öyle bir şeyler mutlaka olmalı.
But there has to be safe zones, or something?
Ciddi miydin bilmiyorum ama hâlâ öyle hissediyorsan, bir şeyler kaldıysa, o zaman...
I don't know if you meant it, but... If you still feel... If there's a shred left, then...
Ve Revenge of the Nerds'ü izlerken onu izlediğimde içinde bir şeyler harekete geçti öyle ki, artık anlamıştı serseriler ve dallamalar sonunda kaybedecek inekler ve iyi çocuklar kazanacak.
And when I watched him watching Revenge of the Nerds, just something clicked in him, which was, he was learning that, like, the bullies and the assholes end up last, and the nerds and the nice guys win.
- Var, neden gidip görünmez ezik koleksiyonundan bir şeyler giyip öyle denemiyorsun?
- Yeah, why don't you just wear something from your invisible loser collection and see how that goes?
Yapmam ben öyle şeyler.
I don't do that.
Ağır çekim bir şeyler çekiyorduk Bam birisinin kafasına uçan tekme atmak istedi. Öyle olmamıştı.
That's not how it works.
Evet, öyle. Ters giden bir şeyler mi var?
Yeah, he... he does.
Dostum o ayakkabılar ne çirkin şeyler öyle.
Man, those are some ugly shoes.
Dikkat et bir şeyleri vurabilir ; yol boyunca öyle bir şeyler anlattı.
Take care that he shoots something, he talked about it the whole trip.
Bir punk rock grubunda çalıyorum, ve öyle bir grup ki videolarımızda çıplak koşuşturuyoruz küfür ediyoruz ve benzeri şeyler yapıyoruz...
I play in a band, and a punk rock band, and, you know, people see videos and we're running around naked and we're cursing or whatever.
Connie senin hakkında çok güzel şeyler söyledi. Öyle mi?
Connie says the nicest things about you.
şeyler 33
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65