English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Aklım almıyor

Aklım almıyor Çeviri İspanyolca

639 parallel translation
Düşündükçe aklım almıyor.
Entre más lo pienso, más ridículo es.
Pencereyi kaplayan bu Aspedstria varken içeri birinin nasıl girebileceğini aklım almıyor.
Vinimos a ver si alguno de los nuestros dejó algo. No, nada.
Aklım almıyor!
¡ Esto es absurdo!
Sırf onu 90 gün sonra serbest bırakacaklarına öz verdikleri için buraya geri dönenen bir insanı aklım almıyor.
No me imagino cómo un tipo puede volver a esto sólo porque le prometieron largarlo en 90 días.
Sadece aklım almıyor.
Sólo que no lo entiendo.
Neden bu kadar gecikti aklım almıyor.
¡ No me imagino que ha podido retrasarlo! .
Ne diye böyle insanları birinci sınıfa kabul ederler, aklım almıyor.
No sé cómo la dejan viajar en Primera Clase.
Aklım almıyor.
Realmente te hace pararte y pensar.
- Aklım almıyor.
- Increíble.
Bana doğru gelirken nereden esti de kenara çekildim hala aklım almıyor.
Aún no sé qué hizo que me apartara cuando vino hacia mí.
Patronunun onu neden bıraktığını aklım almıyor
No sé cómo lo dejó marchar el jefe que tenía.
Onun fıçıdan nasıl kurtulduğunu aklım almıyor.
No entiendo cómo pudo salir del barril.
Gözlerim beni yanıltıyor olmalı, aklım almıyor.
Los ojos me fallan, no lo entiendo.
Aklım almıyor, ziller hiç çalmadı ve kepenkler de kapanmadı.
No sonó la alarma y las compuertas no se cerraron.
Hiç aklım almıyor, Holmes, bulanık sular, öyle değil mi?
Eso no puede ser. No me gusta nada. Son aguas muy turbias.
Nereden geldi aklım almıyor.
No puedo imaginarme de dónde salió.
Aklım almıyor.
No lo entiendo.
Evet, hiç aklım almıyor.
Simplemente incomprensible.
Aklım almıyor. Neden, böyle...
- No lo entiendo es... es...
Aklım almıyor.
- De hecho, no lo creo.
Aklım almıyor ya! Ona ne olmuş olabilir? Bir saati aşkın bir süredir yok.
No sé qué pudo haberle sucedido.
O zaman nasıl oldu da uyuyakaldınız, aklım almıyor.
Entonces, el motivo para dormirse se me escapa.
İnanamıyorum buna. Sör John bunu önerdiyse- - Bunu nasıl önerir, aklım almıyor.
Si sir John sugería algo que me cuesta creer...
Aklım almıyor, volkan olabilir mi?
No puedo imaginarlo, ¿ será un volcán?
Sadece... - Aklım almıyor.
- No tiene lógica.
Fogg'un İngiltere Bankasını soyduğunu aklım almıyor.
Aún me cuesta creer que Fogg robara el Banco de Inglaterra.
Çok haklısınız. Böyle bir şeyi niye yaptı, aklım almıyor. Sebebi neydi?
Tiene toda la razón... yo entiendo. ¿ Pero cual fue el motivo que la hizo huir?
Bir çocuk annesi olmanı aklım almıyor.
No me entra en la cabeza que seas madre de un niño.
- Aklım almıyor.
- No me Lo imagino.
Vickie'nin, hayatının en güzel yıllarını böyle boşa harcamasını aklım almıyor.
Y yo pensando que Vickie estaba desperdiciando los mejores años de su vida.
Nasıl oluyor aklım almıyor.
No se cómo lo logra.
Werner gibi zararsız bir herifi kim öldürmek ister aklım almıyor.
No me creo que matasen a un buenazo como Osso.
Açıkçası, Bayan Cooper bu tür saygısızlıkları nasıl hoş karşılıyor hiç aklım almıyor.
Francamente, Srta. Cooper nunca he entendido cómo tolera un comportamiento tan burdo y por tanto tiempo.
İnsan böyle birşeyin içinde nasıl uyuyabilir, aklım almıyor.
Yo no sabía que se durmiese tan bien en estos chismes.
Bilmiyorum. Sadece aklım almıyor.
No me decido.
Bunu aklım almıyor.
No lo entiendo, se tacha de "loco".
Niye yaptığını aklım almıyor.
Todavía no entiendo lo que hizo.
David'in nasıl bu kadar çekici bir annesi olabilir, aklım almıyor?
¿ Cómo puede tener una madre tan sexy?
Aklım almıyor!
lncreible!
Olanları aklım almıyor.
No comprendo.
Nasıl oldu aklım almıyor.
No me imagino cómo sucedió.
Bir insanın hiç iğrenmeden köpek yiyebilmesini aklım almıyor.
No puedo imaginarme comiendo carne de perro como si nada.
Bunu nasıl tahmin ettin, aklım almıyor.
No entiendo como lo adivinaste.
Martha'nın beni terk etmesini aklım hayalim almıyor.
No tiene sentido, Martha dejándome.
Kafam sıcaktan şiştikçe, aklım birşey almıyor.
La cabeza se hincha y no hay modo de poner en marcha el cerebro.
Aklım almıyor.
Pero,...
- Ama bir türlü aklım almıyor.
No lo comprenden.
Dün gece geç vakte kadar çalıştım, o yüzden bu sabah aklım fazla almıyor ama deneyeceğim.
Trabajé anoche hasta muy tarde. No estoy despejada, pero lo intentaré.
Aklım almıyor.
No entiendo.
Aklım hiç almıyor.
¿ A qué demonios vendrá todo esto? - ¿ Qué pone?
Aklım almıyor!
¡ Muy extraño!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]