English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Alın bunu

Alın bunu Çeviri İspanyolca

4,911 parallel translation
Bunu size satmak istemiyor. Ama alın bunu.
Ella no está tratando de vendértelo quiere regalártelo.
Bunu alın.
Tome esto.
Birileri gidip bir rekor atlayış yapalım dediğinde gidip en yüksek yeri bulursunuz. Bu uzunluk atladığınız nokta ve yer ile olan mesafedir. Peki bunu nerede yapmak istersiniz?
Nos dijeron que hiciéramos un salto récord, encontrar el lugar más alto, desde el punto de salto al de aterrizaje, y dónde nos gustaría ir a hacerlo.
Bunu aklın alıyor mu?
 ¿ Puedes entender eso?
Bununla tanınıyoruz. İngiltere'ye gelmek bunu değiştirmeyecekti yani.
Y por lo tanto, venir al Reino Unido no iba a cambiar eso.
Pekala çocuklar, eğer siz ikiniz beni alt edebilirseniz ki bunu yapabileceğinizi pek sanmıyorum beni sağ bırakmamanız en iyisi olacaktır, Çünkü eğer sağ bırakırsanız, Bir bıçak veya tabanca alır, ve ne pahasına olursa olsun sizi öldürürüm, sevdiklerinizi ve yakınlarınızı da.
Bueno, muchachos, incluso si los dos pueden conmigo - que no creo que puedan - entonces será mejor que me maten, porque si me dejan vivo, voy a buscar un cuchillo o una pistola, lo que sea necesario, y los matare,
Müdire Kirova'nın söylemeye çalıştığı şey şu. Bunu anlatmak için bize gelmiş olman çok cesurca, Rose.
La directora Kirova quiere decir que has sido valiente al contárnoslo, Rose.
Al bunu. Onu sev. Bırakma, sakın...
Ha, me encanta, no lo deje, siempre...
Sadece Tanrı'nın ilkeleri bir yüreği huzura kavuşturur, bunu biliyoruz.
Nosotros sabemos que solo la palabra de Dios puede llevar la paz al corazón del hombre.
Lütfen bunu not alın.
Por favor, tengan eso en cuenta.
Bunu da alın!
Oho, éste!
Çoğu insan bilmiyor bunu ama ateş yakınında bulunmak, egzoz dumanı çekmekten daha beter.
La mayoría de la gente no lo sabe pero sentarse junto al fuego es incluso peor que meter la boca en el tubo de escape de un autobús.
İşte bunu alırsın.
Le queda perfecto.
Al bunu, prensesin yatak odasına götür. Dikkatli ol ama, bir damlasını bile dökeyim deme.
Voy a servir a su el mismo beber después.
Beyler! Bunu yapan herifi bulabileceğinize inanmıyorum. Tabii ki size doğru yürüyüp suratınıza tükürmediği sürece.
Caballeros, no creo que puedan hallar al tipo que hizo esto aunque caminara hacia ustedes y les escupiera en la cara.
Yakında bunun olacağını biliyordu ama bunu sükûnetle karşılıyordu.
Sabía que ocurriría pronto. Pero le puso al mal tiempo, buena cara.
Ray, Prensesinin film dünyasının içine tekrar girme fikrini asla kabul etmeyecektir, biliyorsun bunu, Gracie.
Ray nunca aceptará la idea de que su princesa vuelva al cine, y lo sabes, Grace.
Ailem ülkem, çatışmayı bilir. Ve biz, bunu reddetmeyi seçtik çünkü bu Avrupa'nın geleceği değildir, beyler.
Mi familia, mi país, ha estado al borde de un conflicto y hemos decidido rechazarlo porque eso no es el futuro de Europa, caballeros.
Eğer bir koku alırsanız, bunu siz yapmamışsınızdır, bunu da diğer elemanın yapacağı size çok açık gelmiyor mu?
Si huelen un gas y ustedes no Io lanzaron, ¿ no es obvio que fue el otro?
Böyle kaşarlık edersen, karşılığında bunu alırsın.
Es lo que me pasa por putón.
Bunu duymanın nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
¿ Sabes lo que sentí al oír eso?
- Biz de tam bunu yapmak üzereydik. Alın. - Bu arada...
Estábamos por hacer eso pero, mientras tanto, tenemos esto.
Hayır, bu 4 mezar yerini almamın sebebi yanyana belirli mesafelerde yatabilememiz için. - Bunu yapıyorum.
Porque estoy comprando estas cuatro parcelas para darte la opción de ocupar el espacio al lado de nosotros.
Ve bunu çok iyi yaparsın.
Y lo has estado haciendo tan bien. Al parecer, no tan bien.
Ve dinle, Daya, sakın Mahesh'in ailesine bunu söyleme.
Y Daya, no le digas a la familia de Mahesh al respecto.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ama bunu düzeltmesi epey bir zaman alır.
Siento molestarla, pero esto necesita tiempo para arreglarlo.
Al bunu İhtiyacın olacak.
Quédatelo vas a necesitarlo.
Alın bunu efendim.
Señor, tómelo.
Sen kazanırsan bunu alırsın.
Si ganas tú, te llevas esto.
Ailemin ne yiyeceğini biliyorum ve bir şeyler satın alırken bunu göz önünde bulundurmaya çalışıyorum.
Sé lo que mi familia va a comer e intento considerarlo cuando estoy comprando cosas.
Nöral devrelerimizin ve çocuklarımızın nöral devrelerinin tüm bu yiyecek reklamlarına karşı nasıl hassaslaştırıldığını önde gelen bir grup diyabet uzmanına gösterdim ve bunu gördüklerinde çıkardıkları sonuç ve fark ettikleri şey şu, bu devreler ömrümüz boyunca zarar görüyor ve ülkece bir batağa saplanmış durumdayız.
Mostré los datos sobre cómo nuestros circuitos neuronales y los circuitos neuronales de nuestros niños están siendo sensibilizados a estos alimentos y sus señales, a un grupo de importantes diabetólogos. Y su conclusión al ver eso, y se dieron cuenta de que estos circuitos quedan establecidos para toda la vida, es que estamos muy mal como país.
Aslında hepimizin görmek istediği tutum da bu. Fakat, dünyanın en kötü beslenme alışkanlığına sahibiz ve bunu diğer ülkelere ithal ediyoruz.
Estas son cosas que me gustaría que fuéramos líderes, y en su lugar somos líderes en la producción de la dieta más mortal del mundo, y, básicamente, exportándola a otros países.
Bir başka deyişle, bunu bir kez yaptın, ikinci kez de yapabilirsin ama ayağını denk al diyorlardı.
En otras palabras, tú has hecho esto ahora, una vez, podrías haberlo hecho dos veces, pero cuídate.
Bunu yargıca anlatırsın, Spike.
Díselo al juez, Spike.
Bunu gerçekten giyiyor musun, şaka falan olmasın?
¿ Estallevando realmente aquellos que, al igual que, no es una broma?
Bir dönüp bakınca, sanırım şu sekizinci sınıftaki sevgilisi Hannah Cartwright'ın ona bunu vermesi, sonra ertesi gün "Mutlu Günler" den bir çocuk için için onu terk etmesi inanıIması zor gibi duruyor.
Ahora que lo recuerdo, supongo que sí parece un poco descabellado... que Hannah Cartwright, su novia de Octavo Grado... le dio esto, y luego lo dejó al día siguiente... por el chico de "Días Felices."
Anlaşılan, bunu yapmanın tek yolu... ona tehlike arz eden unsuru ortadan kaldırmak.
Y, al parecer, la única forma de hacerlo es eliminar lo que la pone en riesgo.
Bunu ona kimin yaptığını bulacağım.
Voy a llegar al fondo de esto.
Acaba bu uyuşturucu nereden geliyor diye düşünüyorum, anladın mı? En başa dönüyorum, bunu yetiştirenlerin kim olduklarını düşünüyorum, bilirsin işte, Bogota'nın fakir çiftçileri.
Voy al escalón más bajo, y pienso en las personas que lo cultivan, esos pobres campesinos en Bogotá.
Kendine sprey al. Ama sana bunu sürecek insana sakın bir şey söyleme.
Toma un bronceado, pero no le digas al que te lo ponga por qué te lo estás tomando.
Bunu benim üzerime yıkamazsın.
No vas a echarme al culpa de esto.
ve eğer bu konuda başarısız olursan, ki olacaksın final notunun yüzde 30 % nu hemen keseceğim. Bunu kabul etmeye hazır mısın?
perderá esta sección que equivale al 30 % de la nota final de este curso, ¿ lo acepta?
- Al bunu, sen yapacaksın.
- Toma, hazlo tú.
Alkollü araba kullanmanın üstüne bir de bunu duyarlarsa? Neden TMZ'yi arayıp bunun saçmalık olduğunu söyleyemiyoruz?
¿ Cuando oigan esto, cuando estén al tanto de que condujiste bebido? Oye, ¿ por qué no les decimos que lo de TMZ es todo mentira?
- Peki bunu yapmak için dünyanın yarı yolunu gitmek zorunda mı?
¿ Y tiene que ir al otro lado del mundo para hacer eso? Sí.
Belki de sadece bunu, buna alıştığın için düşündüğünü sanıyorsundur.
Quizá crees que lo prefieres así porque es a lo que estás acostumbrado.
Önce suyunu aldılar, sonra toprağını aldılar, sonrada arabanı alacaklar, ve bunu yaptıklarında, hemen gel ve başka bir tane al..
Primero tomaron tu agua, luego ellos tomaron tu tierra, y luego tomaran tu auto, y cuando lo hagan, solo ven y compra otro en
Gurur bütün günahların temelidir. Bunu bize şeytan kendisi verdi.
Tratar es el mayor pecado, no se engaña al mismo diablo.
Eğer yeterince ünlüysen, arka bahçede donunu çekiştirdiğinde ben bunu çeker, dünyanın parasını alırım.
Si tienes más de cinco créditos en IMDb no puedes sacarte los calzones en tu patio sin que yo encuentre la forma de ganar.
- Bunu bir kitaptan alıntıladın! - Herkes bunu bir kitaptan alıntılamıştır.
Todo el mundo saca eso de un libro.
Bunu satın mı alıyorsun?
Tu crees esto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]