Ben ne olacağım Çeviri İspanyolca
691 parallel translation
- Ya ben ne olacağım?
- ¿ Y yo qué?
Misato, ben ne olacağım?
Misato, yo...
Peki ya ben ne olacağım?
¿ Pero qué será de mi?
Peki ben ne olacağım?
¿ Y yo qué?
Ben ne olacağım?
¿ Me han invitado?
Ya ben ne olacağım? Hiçbir şey kırık bir ayaktan daha ciddi olamaz.
No hay nada tan serio como una pierna rota.
Size göre hava hoş. Ya ben ne olacağım?
No me veo yendo a las Indias a corto plazo.
Peki ya ben ne olacağım Bay Roberts?
- ¿ Qué hay de mí, Sr. Roberts?
Ben ne olacağım, ya hislerim?
¿ Te importan? No digas tonterías.
- Ben ne olacağım?
- ¿ Qué pasará conmigo?
Evet, çok akıllıca, ama ben ne olacağım?
Es inteligente, pero ¿ y qué conmigo?
- Steve, ben ne olacağım?
- ¿ Y yo?
- Bn. Horn'la kalsın. - Ben ne olacağım?
- Ponla con la Sra. Horn.
Sen Amerika'ya gidersen ben ne olacağım?
Ya los tengo, si te vas a EE. UU.
- Oh. Ben ne olacağım?
Bueno, ¿ y yo qué?
- Ben, ben ne olacağım?
- Yo, yo, ¿ y yo qué?
O adam Firavun'u kurtarmamış olsaydı bugün ölmüş olsaydı ya da eğer yarın ölürse Ben ne olacağım?
Si ese hombre no hubiera salvado al Faraón si hubiera muerto hoy o muriese mañana.. ... ¿ quién seria yo?
# Henüz küçük bir çocukken # Anneme sordum Ben ne olacağım
Cuando era un niño chiquitín... preguntaba a mi madre "¿ qué seré yo?"
Ben ne olacağım?
¿ Y yo?
Ya ben ne olacağım?
¿ Y luego?
İyi fikir, ama ben ne olacağım?
¿ y yo?
Ya ben ne olacağım?
¿ Y qué haré yo?
- Ben ne olacağım?
¿ Y yo?
Ben ne olacağım?
¿ Y qué hay de mí?
- Pek ben ne olacağım?
- ¿ Y yo, qué? - Es usted muy viejo.
- İyi de ben ne olacağım?
- Todo esto está muy bien, pero yo...
Ben ne olacağım şimdi?
- ¡ Para usted! - ¿ Qué será de mí?
Bunu yapamazsın. Hiçbir zaman ilerleme kaydedemeyeceksin. Peki ya ben ne olacağım?
No puedes hacer esto, nunca llegarás a nada. ¿ Y qué pasa conmigo?
Peki ya ben ne olacağım?
¿ Y yo qué?
- Ya ben ne olacağım?
- Y, ¿ qué pasa conmigo?
Ya ben ne olacağım?
Y yo ¿ qué?
- Ben ne olacağım, efendim?
- ¿ Y yo, señor?
Anlatırsam, ben ne olacağım?
Si se lo digo, ¿ qué me pasará?
Peki ben ne olacağım?
Bueno, y ahora ¿ qué pasa conmigo?
- Ben ne olacağım?
Eh, ¿ qué pasa conmigo?
Ben ne olacağım?
¿ Qué va a ser ahora de mí?
Hey, ya ben ne olacağım?
Eh, ¿ y yo qué?
Ben ne olacağım Yargıç?
¿ Qué hay de mí, Juez?
Ben ne halde olacağım dersin?
¿ Cómo crees que me siento yo?
Ne olur olmaz ben tam arkanda bekliyor olacağım.
Estaré justo detrás tuyo por si te equivocas.
Ya ben ne olacağım?
¿ Y qué pasa conmigo?
Ne olursa olsun ben her zaman yanında olacağım.
Siempre estaré contigo.
- Ben ne olacağım?
- ¿ Y yo qué?
Acaba, düğünümden bir ay önce ben ne yapıyor olacağım?
- ¿ Qué haré un mes antes de mi boda?
Yarın ne olacağını bana hiç sorma, Ya da ben sana sorayım. Geçen yıl senin canını mı sıkmıştı?
Y no me preguntes cuántos años cumplo, o haré yo lo mismo.
Peki ben ne olacağım?
¿ qué pasa conmigo?
Peki ben ne elde etmiş olacağım?
¿ Qué habré conseguido?
Ne var ki, savaş başladığında sırtını verebileceğin tek kişi de ben olacağım.
quizás yo sea el único en quien puedas confiar.
Ne olacağım ben?
¿ Qué tengo que hacer?
Söyleyin Bayan Giddens, sizce ben büyüyünce ne olacağım?
Dígame, Srta. Giddens, ¿ qué cree que llegaré a ser yo?
Ve sen her ne zaman gelsen ben orada olacağım.
Y siempre que usted levante la mirada, allá estaré yo.
ben ne yapabilirim ki 27
ben new york 51
ben ne 49
ben neredeyim 43
ben ne bileyim 29
ben ne yapabilirim 58
ben neysem oyum 16
ben ne yapayım 50
ben nereden bileyim 163
ben ne dedim 35
ben new york 51
ben ne 49
ben neredeyim 43
ben ne bileyim 29
ben ne yapabilirim 58
ben neysem oyum 16
ben ne yapayım 50
ben nereden bileyim 163
ben ne dedim 35